Saçlarımı kısacık kestirdim, erkek tıraşı yaptım; sırf açılmamak için.

12 yaşındayken kendi kararımla kapandım. Daha regl bile olmamıştım. İlk başta annem izin vermedi. ‘Erken, biraz daha büyümen lazım’ dedi. Ben resmen yalvardım, ne olur izin ver de kapanayım diye. Nihayetinde izin verdi. 12 yaş ya, daha çocuğum. Kapanırken babam benden bir söz istedi. “Açılmayacağına söz veriyorsan kapan.” dedi. Coşkuyla onaylanıp söz verdim.

Bir kapalı olarak hep mutluydum. Hiçbir zaman neden kapandım diye kızmadım kendime. İçim rahattı. Ailem de memnundu bu durumdan. O zamanlar her şey farklıydı ama. Yaşadığımız yer çok küçük bir yerdi. Açık fikirli olan kimse yoktu. Hem yayla gibiydi yaşadığımız yer. Yazları bile serin olurdu. Annem de ev hanımıydı. Daha sonra, ben orta sondayken şimdi yaşadığımız yere taşındık. Buranın çevresi çok geniş. İnsanlar daha açık fikirli. Ve yazları çok çok çok sıcak oluyor. Yine de kapalı olmaktan memnundum ve hayatıma devam ettim.

Lise 1 ve 2’deyken kendimi güzel hissetmemeye başladım. Aslında çok şükür ki çok güzel bir yüzüm var. Arkadaşlarım da beni hep güzel buluyor, övüyor. Ama yine de içimde ‘Ben güzel değilim, olamayacağım’ hissi oluşmaya başladı. ‘Açık kızlar hep benden daha güzel’ hissi başladı. Lise 3. sınıfta depresyon ve arkasından uzun bir tedavi süreci yaşadım. Bu süreç içerisinde her şeyi sorguladım. Hep düşündüm. Depresyonumun başlıca sebeplerinin farkına vardım. Bu da sebeplerden biriydi, farkındaydım. Ama bunu hiçbir zaman kimseye söylemedim. 

Sorgulama sürecinde biseksüel olabileceğimi farkettim ama bunu hiçbir zaman kabullenmedim. Bir kapalı olarak bunu kabullenemezdim. 

O zamanki sıra arkadaşım da kapalıydı. Onunla konuştum. Bu konuyu ilk defa ona açtım ama o zamanlar açılma fikri değil sadece kapalı olmaktan rahatsız olma hissi vardı bende. Ona bundan bahsettim. O da aynı şeyleri hissettiğini söyledi.

Ben zaman geçtikçe yaz aylarından daha da nefret etmeye başladım. Evden çok nadir çıkmaya başladım. Markete giderken yazma takmaya utanmaya başladım. Çöp atmaya ya da ekmek almaya giderken bile iki saat aynanın karşısına geçip düzgün giyinmek benim için çok daha zor bir hale geldi ve bu yüzden bu basit şeyleri bile yapmamaya başladım. Daha ilkbahar geldiğinde ben ‘Yaz gelecek ve yine o kıyafetlerin içinde yanacağım’ diye üzülmeye başladım. Dans eden insanlara hep özenmişimdir. Şarkı söylemeyi çok severim. Bunları yapmak bile benim için çok zordu. Bir kapalı olarak bunlar bana yakışmazdı. İnsanlar bana ne derdi diye kendimi baskılamaya çalıştım. Arkadaşlarım canları istediği gibi giyinip gezerken, güzel elbiseler, şortlar giyerken tunik giymek zorunda olmak çok zoruma gidiyor. Tişörtlerin üzerine gömlek, ceket giymek zorunda olmak beni çok yoruyor. Giyinirken hep ayna karşısına geçip açıkların giyindiği gibi giyinip kendime bakıyorum. Geçen yaz Instagram’da özgürce dans eden ve istedikleri gibi giyinen insanları kıskandığım ve daha fazla katlanamadığım için hesabımı kapattım. Evet, kıskançlık. Ne kadar komik, değil mi? Denize haşemayla girmek zorunda olduğum için denize gitmek istemiyorum. İnsanlar garip garip bakıyor çünkü. Ve çok çirkin duruyor üzerimde. O yüzden çok uzak yerlerdeysek, tanıdık olmadığından eminsem giriyorum denize. Ben de tuzlu suyun tenime çarpışını, rüzgarın tenimi sıyırışını hissetmek istiyorum. 

Kendimi her zaman ikna etmeye çalıştım. Açık yaparsa kapalı da yapar. Ben de kapalılar için güzel bir temsilci olabilirim. Kapalıların geri kafalı olmadığını ispatlayabilirim diye. Ama sanırım kendime de babama da verdiğim sözden dönmek üzereyim. 

Annem okudu, Kur’an kursu hocası oldu. Arada tesettür lafı geçtiğinde ettiği sözlerden ve insanları eleştirişinden bile anlayabiliyorum ki açılmama asla izin vermez. Çünkü sürekli üzerime geliyor beni din derslerine yollamak için. Sürekli namaz kıl, oruç tut, dini kitaplar oku deyip duruyor. Ve ben ona açılacağım desem eminim ki bunlar çok daha fazla olacak, belki telefondan etkilendiğimi söyleyip yasak koyacak, belki üniversiteye bile göndermeyecek. Bilmiyorum, bilemiyorum. Ayrıca eminim çevresi ve iş arkadaşları arasında yüz karası falan ilan edilir. Kendisi hoca, kızı başını açıyor diye.

Aslında inançlı bir insanım. Sürekli şükür ve dua ederim. Allah’a inancım tam. Ama namaz kılmak bana anlamsız geliyor. Ve onu bile yapmazken kapalı olmak beni çok zorluyor. Kendimi çok kısıtlanmış hissediyorum. Ama açılsam yine inançlı biri olmaya devam edeceğim. 

Saçlarım çok güzel değil, kalın telli ve çok güzel durmuyor, kabarıyor. Kendimi bununla ikna etmeye çalışıyorum; kapalı halim daha güzel, açıkken bu kadar güzel olamayacağım diyerek. Saçlarımı da kısacık kestirdim. Erkek tıraşı yaptım. Ondan önce de hep yamuk yumuk kesiyordum kendi başıma. Sırf açılmamak için.

Rengarenk makyajlar yapıp dışarı çıkabilmek istiyorum.

Şimdi buraya yazılan mektupları okuyup cesaret alıyorum ama sanırım şu an bunu yapamam. Üniversitede, belki de işe başlayınca falan, aile baskısı üzerimde olmadığında yapabilirim ancak.

Yaşım 18. Ve bu sıkıntı kalbimi çok yoruyor.

**Yazıyla beraber paylaştığımız görselin kime ait olduğunu bulamadık. Biliyorsanız kaynağıyla beraber yorum bırakabilirsiniz.

“Saçlarımı kısacık kestirdim, erkek tıraşı yaptım; sırf açılmamak için.” için 15 yanıt

  1. Sizin adınıza üzüldüm. Ancak sinirlendiğim birkaç mektuptan da birisi oldu. 12 yaşındaki bir çocuk neden kapanmak ister? Ya da herhangi bir insan neden kapanmak ister? Sizi yargılamak değil amacım ama gerçekten aklım almıyor. Sanırsam bu sene sınava gireceksiniz. Hem sınavı hem bu konuyu düşünmek sizi fazlasıyla yoracaktır. Bu iki konuyu da aklınızdan çıkaramazsınız. Sürekli sizi oyalar. O yüzden geleceğiniz için bir an önce özgür olup çalışmaya başlayın.

    • Sınava girdim bu yıl. Yıl boyunca olmasa da birkaç aydır kafamı kurcalıyordu. Sınavımı çok fazla etkilemedi ama psikolojik bakımdan çok yıkıyor beni şu anda. En yakın arkadaşıma açmayı denedim ama başaramadım. Dilim varmıyor kimseye anlatmaya.

  2. o kadar üzgünüm ki çünkü ben türbanlı olmamama rağmen türbanlı birisinin kendisini kısıtlamasını düşünürken yurt dışına taşındığımda koyu hristiyan yani katolik bir tanıdığım vardı ve kendisi dininin gerekliliğini yapmasına rağmen istediği gibi gezebilen şarkısını söyleyen ve dans eden birisiydi. kendisiyle de bu konuda konuştuğumuzda dininin gerekliliğini insanlar için yapmadığını tanrı için yaptığını söylediğinde kendime gelmiştim. Umarım biran önce kendi özgürlüğünü eline aldıında istediğin gibi yaşayabilirsin.

  3. Bu platformdan bugün haberdar oldum, ve ilk okuduğum yazı bu oldu. Tüm yazıların bir ‘özgüreşme’ hikayesi olacağını düşünerek geldiğimi, daha ilk yazı yüzüme tokat gibi çarptı. Öyle naif, öyle güzelsin ki. Tuzlu su tenine çarpacak, rüzgarda saçlarını savuracaksın çünkü sen güçlü bir kadınsın. Zaman içerisinde içindeki o küçük kız büyüyecek, ve kalbimde dediğin o sıkıntı sana büyük bir güç verecek. Biraz daha sabret ve planına sadık kal. Üniversiteye gidip ekonomik özgürlüğünü elde ettiğinde inan her şey çok daha kolay olacak ve bugünleri kalbinde yeri belli bir sızı olarak anacaksın. Güçlü kal, sakın vazgeçme.

  4. İnatçı olursan kazanırsın, bunun başka yolu yok. Bir kez karar verdikten sonra cesaretinin kırılmasına izin verme. Kendinden başka kimseye merhamet etme bu konuda. Çünkü bu yalnızca senin yaşamın senin bedenin. Ben tanrıtanımaz bir ailede büyüdüm. Namaza başladığımda babam köpürmüştü. Aldırmadım. Kıldım. Oruç tuttum. Babam dalga geçerdi. Ama benim boyun eğmeyeceğimi de biliyordu. Bir gün Kuran’ı okudum. Ve dinden çıktım. Bu kadar kolay oldu. Kimseye ne müslüman olurken ne de tanrıtanımaz olurken hesap vermedim. Ama yaptıklarımın arkasına her zaman güçlü argümanlar koydum. Çünkü okumayı seviyorum ve her yaptığım şeyde mantık ve bilgi ararım. Sen de çok oku. Çok tartış. İnsanları gözlemle. Bu yolla sana destek olacak kendini yanında rahat hissedeceğin insanlarla tanışacaksındır.

    • Tebrik ediyorum sizi. Görüş fark etmeksizin hemen herkes peşinde gittiği yol hakkında hayli cahil. Desteksiz görüşleri var ve bunun farkında da değiller. Sadece bir avuç kişiyiz belki de. Umarım yanılıyorumdur.

  5. Canım benim 12 yaşında kapandığın için üzgün olduğumu belirteyim,tıpkı o zamanlar kimbilir kimleri görüp etkilenerek karar verdiğin başörtüsünden şimdi de başkalarını görüp etkilenerek açılmaya karar veriyorsun/ istiyorsun. Ben 18 yaşında örtündüm eğer daha erken örtünmüş olsaydım bende sanırım böyle hissederdim. Kuaförde çalıştım 13 yaşımdan bu yana makyaj da yaptım, saçlarımı renkli de boyadım, şekilden şekile de soktum, yine de başkalarının yanında kendimi çirkin hissettim zamanı gelince çünkü benden güzel insanlar mutlaka olacak, açıkkende hissediyordum şuan örtülüyüm ve yine hissediyorum. Fakat içinde haklı bir isyan var anlıyorum hiçbir şeyin farkında değilken bir yola girdin ve pişmansın. Başörtüsü engel değil deseler de şarkı söylemek ,dans etmek için bir engel gibi duruyor. İslamı temsil ederek yürümek çok zor ,insanların sana baktığında aklına sadece “din” olgusu gelmesi çok bunaltıcı ama eğer inançlı bir insansan açıldığında vicdan muhasebenle başbaşa kalacağını düşünüyorum. Yine huzurlu olmayacağını düşünüyorum. Ama böyle bir şey yapacaksan herkesin söylediği gibi şehir dışına üniversiteye gittiğinde değil ailenin yanında yaşarken yapmalısın çünkü onların desteğini hissetmek isteyeceksin. Umarım mutlu olursun

    • Teşekkür ederim, sanırım gelen yorumlar içinde bana en çok yardımcı olan sizinki yani son yorum oldu. Bu konu hakkında biraz daha düşünüp araştırma yapmaya karar verdim. Umarım kendim için en doğrusunu yaparım. ♥️

      • Merhaba şu an ne yaptınız açıldınız mı açıldıysanız cevreniz ailenizle neler yaşadınız acaba ?

        • Hayır, hala kapalıyım. Annem namazla ilgili sorunlarım olduğunun farkında. Oturup bazen benimle konuşuyor sakince fakat o zamanlarda bile konuyu ona açamıyorum. Bilmiyorum hala hiçkimseye anlatacak kadar cesaret bulamıyordum kendimde…

  6. Gerçekten yaşadıkların, hislerin ve yazdıkların tamamiyle beni anlatıyor. Kendini sorguladığın konular bile birebir benimki ile aynı.. Gerçekten umarım başarabiliriz. İnan çok kötü hissediyorum kendimi. Anlatamıyorum ama beni zaten anlıyorsun.. Her şeyimizin önünü kesenin yalnızca bir bez parçası oluşu çok acı.. Umarım bir gün rüzgarın saçlarımı okşamasına şahit olabilirim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir