Merhabalar, her ne kadar başardıktan sonra yazmaya karar versem de bir süre daha başaramayacağım gibi gözüküyor. Bu yüzden şimdi hikâyemi paylaşmaya karar verdim. Burayı keşfetmeseydim, kendim gibi insanlar olduğunu görmeseydim, buraya yazılan her hikâyede bir parçamı bulmasaydım dayanabileceğimi sanmıyorum. Her ne kadar benim gibi baskıya maruz kalmış, zorla ve tehditle kapalı tutulan kadınların olması bir utançsa da bana bir teselli olduğu kesin.
Şimdi biraz kendi hikâyemden bahsedeyim. Birilerinin de kendilerinden bir parça bulup üzüntüsünü hafifletmek için… Benim ailemin muhafazakârlık konusunda bir dengesi ve sınırı yok. Muhafazakâr ve dindar demek çoğu konuda çok hafif bir tabir kalır. 13 yaşında ‘kandırılarak’ kapatıldım. Onlara göre kendi isteğimdi, ‘Evet‘ demiştim çünkü. Daha regl olmamışken… Her konuda isteklerimi önemseyen canım ailem dinlerine göre akil baliğ olmamış kızlarının isteğini önemsemişti. Akrabalardan övgüler, yeni kıyafetler, şallar… Aileden üst düzey destek gören ben, arkadaşlarım tarafındansa dışlanmıştım. Benimle dışarıda yürümek istemedikleri bile olmuştu. Bu ikilem içinde o yaşta ailemi seçmiştim tabii ki. Bazı akrabalarım da karşı çıkmıştı. O zaman bana düşman gibi gelmişlerdi ama şimdi kardeşime yapılanları görünce benim için ne kadar üzüldüklerini, çaresiz hissettiklerini anlıyorum. Şimdi keşke biri bir şey yapsaydı diyorum ama ne yapabilirlerdi ki… İlk başlarda anne babamın sevgisini kazanmak için örttüğüm örtü, elleri varmış gibi beni boğmaya başladı. Yaşım küçükken saçlarım çok güzeldi, keşke örtmeseydim, ben saçlarımı çok severdim şeklinde başlayan sitemler; ben bunu yansıtmıyorum bunu taşımak istemiyorum’a evrildi. En azından okul konusunda şanslıydım çünkü kapanmıştım ve tehlike geçmişti, bu yüzden kazandığım liseye gidebildim. Bazen keşke gitmeseydim, hiç ufkum açılmasaydı, aptal kalsaydım diyorum. Çünkü orada gördüğüm farklı düşünceler, okuduğum farklı kitaplar, farklı yaşamlar; dinle ilgili, fikrimle ilgili çelişkilere yol açtı. Çok sancılı bir dönemdi benim için. Yaşamak zorunda olduğum ve yaşamak istediğim hayat arasında kalmıştım. Ama okumak için başka çarem yoktu. Katlandım. Üniversiteye gidecek ve gerekirse ailem ve özgürlüğüm arasında seçim yapacaktım. Bütün bunlar yetmezmiş gibi küçük bir yerde yaşamanın baskısıyla da karşılaştım büyüdükçe… Yaptığım her şeyin haberinin aileme gideceğini bildiğimden hiçbir şey yapamadım. Hiçbir şey derken yanlış anlaşılmasın. Çok basit ve normal şeyler. Erkek birinin bulunduğu bir ortamda olamazdım. Erkek kuzenlerimle aramdaki seviye merhaba’nın üstünde olamazdı. Olursa akşam evde hiç iyi şeyler olmazdı. Bir sürü baskı, tehdit… Ayrıca okulda da zavallı görünmemek için hiç kimseye anlatmadım. Her şey kendi isteğimleymiş gibiydi. Bir de onların acıyarak bakmalarına katlanamazdım. Öyle iyi oynadım ki rolümü, onlar için ben bu dünyadaki açılacak en son kişiyim. Zaten kıyafet yönünde de ayrı bir baskım olduğu için etek giyer, o yaşta küçük bir kadın gibi gezerdim: ‘’Genç kız olamadan kadın olmuştum’’ (Her ne kadar kadın-kız ayrımından iğrensem de toplum beni böyle gördü.) Kısacası ne kadar katı kural varsa uygulatılırdı. Yani onların tabiriyle bir kere bile ‘süslüman’ olmamıştım. Hiç erkek arkadaşım yoktu. Hiç sevgilim de olmadı. ‘Tertemizdim’… En sonunda evde yapılan mide bulandırıcı konuşmalar benim kırılma noktam oldu. Dayanamıyordum, psikolojim alt üst olmuştu. Bir arkadaşıma anlattım. Bana verdiği destek için her ne kadar minnettar olsam da bu beni toparlamaya yetmedi. Asla ders çalışamıyordum, senelerdir hep bir şeylere zorlandığım ve itilip kakıldığım için kendimi yemeğe vermiştim. Kendimi tanıyamıyor, vücudumdan iğreniyordum, zaten koruyamadığım özgüvenim iyice yok olmaya başlamıştı. Sınava odaklanmam gerekirken aklımda felaket senaryoları kuruyordum. Başroldeki de bendim. Reddedilecektim. Ailem olmayacaktı. Maddi manevi desteğim olmayacaktı. Nasıl ayakta kalacaktım, hem okuyup hem çalışabilir miydim, nerede yaşardım? Bu düşünceler beni çökertti ve özgürlüğüm olan üniversiteden uzaklaştım. Sonunda annem bir gün benimle konuşmak istedi. Beni sıkıştırıp kandırdı. Yani kandırmış… Bana kızı olduğumu, ne kadar kötü olursa olsun anlatmam gerektiğini, yanımda olduğunu söyledi. Ben de çözüldüm ve asla beklemediğim bir şeyle karşılaştım. Annem ‘Senin hayatın’ dedi. Biraz konuştuk ve içime su serpildi. Bir an her şey güzel olabilirmiş gibi geldi ama öyle olmadı. Annem bu olaydan sonra değişti ve her şeyimi kontrol altına almaya başladı. Ayrıca kadın erkek eşitliğini savunmam, asla boyun eğmemem, asi davranışlarım, her konuda aydın düşünmem, politik görüşüm vs. zaten cehennemde yaşadığım hayatımı cehennemin içindeki kafese sınırlamıştı. Bu konu yokmuş gibi davranıp geçici olduğunu söylüyordu. Aynı zamanda çok ağır hakaret ve küfürler de duydum. Üniversiteye göndermeyeceğini bile söyledi. Beni arada bıraktığını, pişman olduğunu, aslında okumamam gerektiğini söyleyip temel hakkım olan eğitim hakkımı sadece ona ait bir şeymiş gibi başıma kakıyordu. En sonunda kardeşimi öyle yapmayacağını, hafız olarak yetiştireceğini söyledi. Onun da hayatını mahvetmiştim. Yine de sınava odaklanmaya çalıştım. Ekonomik özgürlüğümü alıp kardeşimi kurtarabilirdim. Sınav günüyse kavga ederken annem babama söyledi. Ertesi gün de sınavım vardı ve annem kimliğimi alıp beni dışarı atmaya çalıştı. ‘’Başörtünü çıkar git ama seni sınava da sokmayacağım’’ dedi. Bir şekilde girdim sınava ve ağlaya ağlaya çözdüm. Tabii ki olmadı, istediğim yeri kazanamadım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu kadar şiddete, baskıya daha fazla dayanamam. Yine de çabalıyorum. Tek temennim sizler için daha kolay olması. Umarım kimse benim yaşadıklarımı yaşamaz. Kapalılara da saygı duyuyorum ancak ben Allah için kapanmadım, ailem için kapandım…
(Görsel: Libby VanderPloeg)
“Burayı keşfetmeseydim, kendim gibi insanlar olduğunu görmeseydim dayanabileceğimi sanmıyorum.” için 13 yanıt
Ne desek öyle anlamsız ki. Akıl yoluyla düşünmeyenlerden tepki almamak için uzatmak istemiyorum, özgür bir ortam olan burada da özgür değiliz ya. Neyse işte. Sizi anlayıp kabullendiğimizi bilin. Söylemediklerinizi de hissediyorum. Aile ortamımız pek farklı değil. Ben de sürekli kafayı yiyecekmiş gibi oluyorum. Akıl, mantık, bilim, düşünce filan bunlar sanki hiç var olmamış gibi geliyor bazen. Öyle boğuluyorum ki. Sizin de böyle olduğunuzu düşünüyorum. Sınav dönemi çok zordur ve hemen herkes için ya fazla kilo alma ya fazla zayıflamayla biter. Benim için de kilo almayla bitti. Yeme bozukluğum devam ediyor hala. Ama üzülmeyin. Aileniz sizi bastırmış, sindirmiş olabilir. Ancak asla yalnız değilsiniz. Dertlerinizi dinlemekten bir an bile vazgeçmeyiz, korkmayın. Siz yeter ki siz olun. Buradaki herkes için tek istediğim, bir erkek olarak aslında benim alanıma girmeyen bu konuda sadece herkes istediği gibi yaşayabilsin diye uğraşıyorum. Çünkü ben de yaşayamıyorum. Ancak benimki pek zor geçmiyor ancak sizinkilerin çok zor olduğunun farkındayım. Toplum baskısının erkeklere çok daha kolay olduğunun ve bu baskıyı da genelde erkeklerin koyduğun farkındayım. Ancak ne olursa olsun mutlaka bizimle birlikte yürüyecek birileri var. Yanımızda fiziksel olarak kimse olmasa bile. Değerli arkadaşım, ne olursa olsun çok çalışıp istediğin bölümü kazan ve kurtul oradan. Eğer istersen sana bu konuda yardım edebilirim. Hayatımdan üniversite sınavını çıkaralı çok oldu. Seninle tekniklerimi paylaşabilirim. Kitapları dağıtmasaydım sana onlarca kaynak kitap da verirdim. Maddi imkanım fazlasıyla kısıtlı olmasa kursa gitmen için yardım da edebilirdim. Elimden gelen ne varsa yapmaya hazırım. Yeter ki siz, siz olabilin.
Tesekkur ederim birinin beni ben olabilmem icin desteklemek istemesi bile guzel…
Inan çok üzüldüm ailenin dinin güzelliklerini anlatarak dese sana bıraksa sonrasını belki dini seversin geleceğinden önemli miymiş başörtü o kadar ya niye bu dini baskı neden bu caba Allah tez zamanda istedig8n gibi yaşamayı nasıp etsin
Annelerimizin verdiği tepkiler aynı nerdeyse. Bana ilk olmaz falan dedi sonra ısrar edince ne yaparsan yap dedi ama daha sonra sürekli başıma kakti, kardeşlerime söyledi açılacakmis falan diye. Gerçi daha babama soylemedim asıl ona söylemem lazım ama naisl söyleyeceğimi de bilmiyorum. Dersaneye açık gitmek istiyorum. (Ben de iyi bir yer kazanamadim ve bu yzuden Mezuna kaldim) Vazgeçme eninde sonunda başaracağız. Üniversiteye geçince, orda da olmazsa elimize mesleğimizi alınca eninde sonunda. Aslında üni kazansaydim hiç soylemezdim bile ama iste..
Umarim en azindan babandan destek alabilirsin alamasan da uzulme dedigin gibi eninde sonunda basaracagiz. Birlikte…
Biliyorum kolay değil ama şu an için en doğrusu tüm gücünle ders çalışmak ve gelecek yıl ki sınava hazırlanmak olmalı bence. Çok yoruldun, çok sabrettin sadece birazcık daha dayan. Bu fikirlerini unutmalarını sağla ve muhakkak üniversite için başka bir şehre gitmeye çalış. O zaman her şey çok daha kolay olacak. Güzel günler çok yakın. Asla pes etme, tüm gücünü tümm gücünü derslerine ver lütfen. Sevgiyle.
Cok tesekkur ederim burdaki herkes o kadar destekleyici ki bana dayanmam icin guc veriyorsunuz.
@Ays bilmiyorm bana mı dedin yazara mi ama ben de şeneye sınava gireceğim için sormak istiyorum seneye açılmak daha mı mantıklı yani? Ben dersaneye basliycam okullar açılırken ve açık gitmek istiyordum. Böyle kütüphaneye bile girmiyorum belki açılınca değişir . Annem ve kardeşlerim biliyor ama babam bilmiyor. Bir gün önce söylemeyi planlıyorum okullar açılmadan. Ama babam ters teper bence. Bilmiyorm yani bir de suçu bu olaya atarsa kazanamamain. Ve nasıl anlatacağım
Gerçekten ne diyeceğimi tam olarak bilemiyorum sevgili kararsız ama kararlı. Eğer üniversiteyi farklı bir şehirde okumak istiyorsan ve baban sırf açılmak istediğin için izin vermeyebilirse yani böyle bir ihtimal varsa üniversite tercihlerini yaptıktan sonra ona söylemen daha mantıklı olabilir. Ama eğer böyle bir sorun yaşamam diyorsan ve bu sene dersaneye açık gitmek istiyorsan şimdiden söylemen daha iyi olabilir. Yine olabilir diyorum ama çünkü belki ilk duyduğunda karşı çıkar ama zamanla alışırdı bu fikre. Babanla konuşmaya çekiniyorsan belki önden annen biraz çıtlatabilir ona. Bu süreci yaşamış birisi olarak ben bu yolu izlemiştim. Bir de bazen kafanda en kötü senaryoları yazarsın ama kolayca geçip gidiverir. Umarım senin için de böyle geçer gider bu süreç. Senden muhtemelen dört beş yaş büyük birisi olarak daha yolun başındasın pırıl pırıl bir hayat var önünde lütfen derslerine çok çalış. Yapabileceğinin en iyisini yapma, daha da fazlasını yap biliyorum başarabilirsin çünkü. O yıllara dönsem bir soru daha fazla çözmek için elinden geleni yapardım. Lütfen sonrasında bizi haberdar et. Sevgilerimle
Sevgili Sema,
Eğer kardeşin de senin düşüncelerini paylaşıyorsa bu zor süreçte en büyük desteği ondan görebilir, sen de ona destek olabilirsin -Eminim ki hâlihazırda da oluyorsun-. Desteklenmek ve birine destek olmak insan olarak bize iyi hissettiren şeyler. Asla hiç özgür olmayacağın yanılgısına kapılma. O gün gelecek.
Sınav konusunda ne diyeceğimi bilemiyorum, buradan yazmak kolay tabi. Umarım seneye sınava daha kolay girersin. Ve umarım annenden gördüğün o umut ışığı (“Senin hayatın”) parlar!
O bana destek olamaz malesef kucucuk cunkj zaten bu evin icinde kendi dusuncesi olmasi mumkun degil. Beyin yikatilarak yaptirilan seyler kendi rizasiyla olmus oluyor bu evde ama ben ona destek oluyorum olmaya da devam edecegim. Bilmiyorum benim gibi bir seylerin farkina varmasi iyi olur mu cok sancili cunku bu evin icinde bilincli olmak ama yine de vazgecmeyecegim ondan. Iyi dileklerin icin tesekkur ederim…
Arkadaşlar nolur ulaşalım birbirimize instgramda olur fake hesap da olur ama ulaşalım kötüyüm anlatmaya ihtycm beniö gibi olanlar bana ulaşın
Bence de birbirimizle konusmaya cok ihtiyacimiz var buraya yazarak bir nebze iyi hissetsek de iletisim icinde olmak iyi gelir eminim fake hesabin varsa yazar misin