Kendime olan güvenimi tekrar kazandım.

Merhaba, ben muhafazakâr denilebilecek bir şehirde, muhafazakâr bir ailenin tek kız çocuğu olarak büyüdüm. Küçüklüğümden beri erkek çocuklarla oynamamdan tutun, “Okumazsan yoldan geçen adamın birine seni veririm.” gibi cümlelerle büyüdüm. Lisede sırf açık olmak için polis kolejini istedim ama 8. sınıfın yaz tatilinde ailem kapanmam için konuşmalar yapmaya başladı. Ve bana polis koleji mülakatlarının son gününe kadar süre tanıdılar. Maalesef ki polis koleji olmadı ve ben de bu baskıdan kaçmak için yurdu olan bir liseye kayıt yaptırdım. Kayıt yaptırmaya gideceğimiz gün babam evden kapalı olarak çıkmamı istedi, ben de diretince “Okuyacaksan benim şartlarım dâhilinde okuyacaksın.” cümlesini duyduktan sonra ağlayarak ilk örtümü yaptım ve çıktım. Hayatımda en kötü günlerimden biriydi. Lisede sivil giyim lise 2. sınıfta geldi ve ben okula açık gitmeye devam ettim. Yurt, okulumun dibindeydi. Sabah uyandığım şekilde okula gidiyordum. Saçıma özenip şekil vermiyordum ki bazen geceden kalma saçımla okula gidiyordum. Okulda kimse bana farklı bir gözle bakamazdı. Erkek çocuğu gibi hocalarım benle şakalaşırlardı bile. Ve kendimi en rahat ettiğim zamanlar okulda yurtta o şekilde dolaştığım zamanlardı. Ancak lise 1. sınıfın 2. döneminden itibaren dershaneye bile gitmek istemiyordum sırf bu konu yüzünden. Ama okul yönetimi beni başarılı bulduğu için dershaneye onlar yazdırdı. Bu yüzden gitmek zorunda kaldım. Sınıfta 20 küsur kişiydik ve sınıfta daha sesimi duymamış olan arkadaşlarım vardı. Sınıfın en başarılı öğrencisi olmama rağmen sınıfın en sessiziydim. Ve o dönemde de ailemi kapalılığımla da memnun edememiştim. Bol pantolonlar, uzun gömlekler giyiniyordum ama ailem sürekli dökümlü ve spor giyindiğim için dilenci gibi giyindiğimi söylüyordu. Öte yandan sokakta yürürken telefonla konuştuğum için yaşlı amcaların bana ağzıma alamayacağım ifadeler kullanması da çabasıydı. Gitgide daha da isteksiz kapanmaya başlamıştım. Daha sonra farklı bir dershaneye yazıldığımda ailemden gizli olarak açık gitmeye başladım. Bir şeyi temsil etmemenin rahatlığını dışarıya ilk defa o gün çıkarak yaşadım. Bununla beraber kıyafetimde bir değişiklik yapmadım ki zaten insanlar içinde de açık giyinip dikkat çekmek istemiyordum. 2 sene de bu şekilde bitti ve farklı bir şehirde tıp fakültesini kazandım. Tabii bu süreçte kaç defa aileme gizli gizli açıldığımı söyledim. İlkinde lise sondaydım, okuldan almakla tehdit ettiler. İkincisinde anneme söyledim, üniversite 1. sınıftaydım o zamanlar. Annem de babamın çok kızacağını söyleyip bunu yapmamı istedi. Ama ben artık bunu yapacaksam birileri için değil kendim için yapmayı istiyordum. Annem her gün arayıp kapalı gidip gitmediğimi sormaya başlamıştı artık. Mecburen yalan söylüyordum çünkü artık yılda 2-3 defa eve giderken kapandığımda bile söverek kapanıyordum. O bir seneyi yalan söyleyerek geçirmek benim için çok zordu. 2. sınıf bittiğinde aileme en sonunda söyledim. Babam hem yalan söylediğim için hem de kapanmadığım için çok kızmıştı. Üstüme yürüdü, kapılara yumruk attı. Ve dedi ki “Bu evden açık çıkamazsın.” Ben de “Ne gerekiyorsa yapacağım artık.” dedim. Saç telimin erkeklere görünmesi haramsa saçımı kazıyıp çıkarım ama artık bu evden o şekilde çıkamam, dedim. Babam 2 hafta benimle hiç konuşmadı. Annem inancımın azaldığını fark edince kapanmamamın benim için daha iyi olacağını anlamıştı. Evden annemin ilk defa bildiği şekilde açık çıktım. O gün anneannemlere gidecektik. Binadan çıktığım an komşular anneme “Kızın kapalı değil miydi?”  dediler. Annem de geçiştirmeli bir cevap verdi. Yürürken annem “Önden yürü bu şekilde seninle yürümekten utanıyorum.” dedi. O gün ben önden yürüdüm ağlaya ağlaya. Annem arkamdan yürüdü. Anneannemlere geçtiğimde onlar zaten durumu bildikleri için konuyu bile açmadılar. Akşam babam da iş çıkışı anneannemlere geldi ve beni ilk defa o şekilde gördü. Eve döndüğümüzde beni yanına çağırdı. Ve dedi ki “Neden suratın asık istediğin olmadı mı?” dedi. Ben bu şekilde olmasından mutsuz olduğumu dile getirdim. Dedi ki “Sanki ben seni okutmayacak mıydım, neden bize yalan söyledin?” “Ben daha fikirlerimin arkasında duramayacak kadar küçükken ve siz de beni en büyük amacımdan alıkoymakla tehdit ettiğinizde ben ne yapabilirdim?” diyerek cevap verdim. “Beni hayal kırıklığına uğrattın. Ben bundan sonra sana nasıl güveneceğim.” dedi. Ben sürekli istemediğimi söyledim. Siz her fırsatta zorla yaptırdınız bu işi, dedim. Konuşmanın sonunda belli şekilde giyinmek kaydıyla açılabileceğimi söyledi. O gün babama sarılıp ağladım. Kaç saat sürdü bilmiyorum. Şimdi aradan 3 yıl geçti. Hala ve hala babamın onu hayal kırıklığına uğrattığımla ilgili cümlelerini duyuyorum. Çok üzülüyorum ama sonuç olarak kendi istediğim şeyi yapmaktan mutluyum. Kendime olan güvenimi tekrardan kazandım

(Görsel: Brunna Mancuso)

“Kendime olan güvenimi tekrar kazandım.” için 2 yanıt

  1. Aileyi üzmek iyi bir şey olmasa da bu hayatın tek sahibi sizsiniz. Sadece saçınız göründüğü için sorun çıkıyorsa bu sorunun kaynağı emin olun ki siz değilsinizdir. Kararınız için tebrik eder, o karanlık günlerden bir derdiniz kaldıysa uçup gitmesini dilerim. Esen kalın.

  2. Aynısını bana üniversite bölümümü seçerken yaptılar ve o cümlelerle bende büyüdüm malesef. Senin gibi yüksek bir bölümde okuyorum ama hiçbir işi gücü olmayan ağabeyimin benden daha çok özgüveni var. Bana da dilsiz derlerdi konuşmasını bilmez ezik pısırık derler hala da evin içinde kimseyle konuşmam. Küskünlüğüm geçmiyor ne yazık ki. Kaç kez tacize uğradım bir gram sesimi çıkaramadım dışarıda. Kaç kez hakkımı yediler savunamadım kendimi. Güzelsin dediler de aynada bir kez göremedim güzelliğimi saçım başım dağınık üstüm başım özensiz gezdim. Beni bu hale sokan aileme de toplum yapısına da yazıklar olsun. Hiçbirini unutmadan yoluma devam ediyorum. Bir gün kendi çocuklarım olduğunda onları her haliyle çok seveceğime de söz veriyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir