Merhaba, buradaki hikayelerin tamamı gibi benimkinin de ana teması muhafazakâr bir aileden oluşuyor, öncelikle yaşım 15…
Çocukluğumdan beri kısa etekler, şortlar, askılı ve sıfır kollu giysileri giymem yasaktı, onun dışında yaz ayları Kur’an kursuna gidiyordum ve ailem tarafından sürekli olarak örtünmenin çok güzel bir şey olduğu ve örtünmeyenlerin cehennemde yanacağı empoze ediliyordu. Fakat ben hiç bir zaman bunu istememiştim, 8. sınıfın yazında yavaş yavaş artık kapanmam gerektiğini, Kurban Bayramında kapanacağımı söylediler. Buna alıştırmaya çalışıyorlardı, her şeyden vazgeçmeye hazırdım fakat örtünmek istemiyordum, ama ailem eğer örtünmezsem liseye kayıt etmeyeceklerini, evden dışarı çıkamayacağımı vs. söylemeye başladılar. Babama öyle bir hakkının olmadığını ve öyle bir şey yapması durumunda şikayet edeceğimi söyledim, o da “Kayıt ettiririm, okula da bir ay göndermem ve sınıfta kalırsın, istiyorsan yapma” dedi. Kayıt gününün son gününe kadar direndim ve her gün ağlıyordum, benim üzülmemin onu vazgeçireceğini sanmıştım, çünkü bana değer verdiğini biliyordum, fakat ona göre verdiği değeri göstermenin bir yolu da benim örtünmemi sağlamak ve beni kötü gözlerden, cehennem ateşinden korumaktan geçiyordu. Erkeklerin fıtratı öyleymiş ve bakarlarmış, benim korunmam gerekiyormuş, bana göre kadınların fıtratı da güzel görünmek istemek, beğenilmek arzusundan geçiyordu.
Neden erkeklerin fıtratı göz önünde bulundurulurken, kadınlarınki göz ardı ediliyordu, bunu bir türlü anlamadım ve örtünmeyi bu sebeple istemedim. Okula kayıt olmak için son gün gelmişti ve babam bana aynı soruyu sordu; “Örtüneceksin ya da okula gitmeyip evden çıkamayacaksın.” Aklımdan tek başıma otobüse binip kayıt olmak ve aldığım burs ile okul masraflarımı karşılamak geçiyordu, ama tabii kapanmadan dışarı çıkamazdım. Bu süreç oldukça zorluydu ve artık dayanamayarak boyun eğmek zorunda kaldım, kapandım ve o gün vesikalık fotoğraf çektirip kayıt oldum, okula bir süre kapalı gittim fakat bunu kendim istemiş gibi yapıyordum, çünkü aile baskısı yüzünden kapanmış bir kız hem dışlanacaktı hem de güçsüz duracaktı ve benimle arkadaşlık etmek istemeyeceklerini düşünmüştüm.
Lisede ilk ay boyunca yerimde oturup sadece yanıma gelen kişilerle konuştum. İyice sınıfın ezik ve sessiz kızı olmuştum, yakın arkadaşım yoktu ve beni istemediklerini anlayabiliyordum. Kapalı olduğum süreçte aynaya bakamıyordum, çünkü ağlayasım geliyordu ve kendimi kötü hissediyordum. Bunun ben olduğumu düşünmüyordum, oysa ortaokulda böyle miydi, herkes çok severdi beni. Bunu bir türlü kendime yediremiyor, her gün ağlıyordum, fakat ailem kararından vazgeçmiyordu. İntihar etmeyi denedim bir kez, bunu bile bile kararlarından vazgeçemediler ya, şaştım gerçekten. Sürekli eski fotoğraflarıma bakarak ağlıyordum, bu şekilde okuldan başka bir yere gitmek istemiyordum ve mutlu taklidi yapmak çok zordu. En son bir gün dayanamayıp anneme oldukça kötü mesajlar atmaya başladım, okul çıkışı kendimi bir arabanın önüne atacağımı ve beni hastane hastane arayacağını, ölmek istediğimi ve bir yetimhanede doğsam daha mutlu olacağımı yazmıştım. Annem beni kapanmam için zorlamamıştı, sadece konuşmuştu bir kaç kez, diğer aile üyeleri de babama karşıydı fakat babam kimseyi dinlemiyordu. “Benim kızım siz karışamazsınız” deyip herkesi susturuyordu. O mesajları attığım gün evime akşam olana kadar gitmedim, dışarıda gezdim ve paramın almaya yettiği fakat giyemediğim kıyafetlere baktım. Eve servisle gidiyordum, evin önünde inip evin önünde biniyordum, gerçekten hapis hayatı gibiydi.
O gün servise binmeyip telefonumu da kapatmıştım, eve gittiğimde annem hüngür hüngür ağlıyordu, beni çok sevdiğini ve artık benim üzülmeme dayanamadığını söyledi. Babamla daha önce defalarca konuşmuştu fakat tekrar konuşacaktı, babam bazı anlaşmalar şartında bunu kabul etti. Her gün namaz kılacaktım, Kuran okuyacaktım ve çok açık giyinmeyecektim. Tabii ki kabul ettim, pazartesi günü okula açık gitmiştim. Babam evden çıkmadan emin olup olmadığımı sordu ve çıktım. Okuldaki arkadaşlarım çok garip karşılamadı ve arkamda olduklarını söylediler, oldukça mutluydum.
Baskılar bitti mi, tabii ki hayır. Hâlâ benden utandıklarını söylemeye, böyle bir ailede doğup nasıl böyle bir kız olduğumu düşünmeye, “Sen nasıl bir insansın” vs. demeye devam ediyorlar. Ve babam olanlar için her fırsatta annemi suçluyor, bir de olanlardan dolayı kız kardeşimi daha erken kapatacaklarını söylüyorlar. Sanırım küçükken aklı ermeyeceği için karşı çıkamayacağını düşünüyorlar, onun için çok üzülüyorum ve yine elimden geleni yapacağım. En azından kendi kararlarını verebileceği yaşa kadar…
Baskı hâlâ var fakat ben özgürlüğümü elime aldım ve çok mutluyum. İleride çok mutlu ve tüm bunlardan uzak çocuklar yetiştireceğim, derslerim bu sene bu olaylardan oldukça aksadı fakat yeni senenin bana mutluluk getireceğine inanıyorum.
Benim gibi tüm kadınların ve kızların amacına ulaşması dileğiyle hepinizi seviyor ve destekliyorum.
Yalnız yürümeyeceksiniz, sevgiler…
(Görsel: Daniel Zender)