15 yaşındayken ailemin bir baskısı olmadan kendi isteğimle kapandım. O yaz şehir dışına yatılı olarak Kuran kursuna gitmiştik. Orada bize öyle şeyler anlattılar ki, bizi o kadar çok korkuttular ki sanki başımı kapatmadığım için dünyanın en kötü insanı bendim. O yaz kapanmaya karar verdim, ailem çok sevindi tabii ki, çok desteklediler.
Küçük bir yerde yaşıyorduk, dışarıda olan bitenlerden bihaberdim. 1-2 yıl sonrasında artık çevrem ve dolayısıyla fikirlerim de genişlemiş ve artık sorgulamaya başlamıştım birçok şeyi. Bunu istemediğimi ve artık birkaç sene öncesine benzer inancı paylaşmadığımı fark ettiğim ilk an kendimi çok kötü hissetmiştim, çok ağlamıştım. Direndim de, kendimi zorladım çoğu zaman, düşünmemeye çalıştım ama artık faydası yoktu. Eski benden yani kapanmadan önceki benden eser yoktu. Arkadaşlık ilişkilerim bitmişti, özgüvenim yerle bir olmuştu. İnsanlarla nasıl iletişime geçeceğimi unutmuştum, geçmek de istemiyordum. Çünkü ben onlara göre bir dinin, bir şeyin simgesiydim ve bunu 4/4lük bir şekilde yapmadığım her an hepsinden bir eleştiri alacaktım, bir şekilde yargılanacak ve kendimi onlara açıklamak zorunda kalacaktım.
“Bakın ben aslında bunu takmayı istemiyorum, inanın hiç istemiyorum ama çıkaramıyorum da korkuyorum.” demek yerine onlardan, insanlardan uzaklaşmayı tercih ettim. Üniversitenin ilk 2.5 yılı hiç arkadaşım olmadı. Bahsedilen o ‘üniversite hayatı’ndan eser yoktu. Evim okuluma 2-2.5 saatlik mesafedeydi, yol ve dersler beni yeteri kadar yoruyordu bir de kendimi insanlara açıklayarak kendimi yormak istemedim.
Bir süre sonra bu his artık bana çok ağır gelmeye başladı, dışarıda yalnız kaldığım zamanlarda arada bir başımı açıyordum. Sonrasında internette de 10 years challenge hashtagini inceledim, çokça okudum, cesaretlendim. Bunu yaşayan ne çok insan varmış diye düşündüm, yalnız değilmişim. “Ben de başarabilirim neden olmasın?” dedim. Kendim istedim bunu takmayı, yine kendi isteğimle çıkarabilirdim.
15 yaşında kapandım, şu an 20 yaşındayım. Ailemin karşısına çıkıp artık bunu istemediğimi söyledim, böyle bir karar aldığımı ve yarından itibaren bu durumun değişeceğinden haberlerinin olmasını istedim. Elbette çok üzüldüler, babam daha çok destekçim oldu, kararıma saygı duydu. Annem ise bir hafta içinde düzeldi, yine eski güler yüzüne kavuştu. Bunda büyük bir şehirde yaşamamızın etkisi çok büyüktü, ailem bir şeyleri zorla yaptırmanın her zaman daha kötü sonuçlar doğuracağına inanırdı ki öyle de olurdu, ilk 2-3 gün biraz sancılı geçti fakat buna değerdi!
Yeniden kendim oldum, kendimi yeniden sevmeye başladım. Heyecanımı sizinle paylaşmak, bir cesaret arayanlara umut olmak istedim. Ertelendikçe erteleniyor, karar verdiyseniz yapın. Beklemeyin. Ve unutma, asla #yalnızyürümeyeceksin.
(Görsel: Dr. Atl)