Merhaba. Ben de az da olsa boyunduruk altından kurtulmuş bir kadınım. Henüz ortaokulda babam sürekli kapanmam gerektiğini söylerdi, annem de babama arka çıkardı. Ortaokul bitince beni direkt bir Kur’an kursuna yazdırdılar, ama ben oraya gitsem de direttim, kapanmadım.
Bir haftasonu Kur’an kursundan eve döndüğümde, benim tercihlerimi çoktan yapmışlardı ve tercihlerimin hepsi İmam Hatip liseleriydi. Beni çıkan İmam Hatip liselerinden birine gönderip, okul çıkışları gitmem için bir Kur’an kursuna yazdırdılar. Başka sanşım yoktu, bir yandan Kur’an kursu, bir yandan okul, bir yandan ailem kapanmam için baskı yapıyorlardı. Annem kurstaki hocalarla konuşmuştu ve hocalar teker teker yanlarına çağırıp bana kapanmanın faziletlerinden bahsediyordu. Ben o faziletlere inandığım için değil, bu baskıdan bir an önce kurtulmak için kapandım.
Bir kere okula serbest gitmiştim, altımda dar pantolonum ve popomu kapatan bir kıyafet giymiştim. Okul müdürü beni tutup “Utanmıyor musun buraya böyle gelmeye? Çabuk değiştir gel!” deyip okuldan atmıştı. 2 sene boyunca bunlara maruz kaldım ve bu artık beni rahatsız etmeye başladı. Çünkü kendimden uzaklaşmıştım ve tarzım olmayan bir şekilde giyiniyordum. Kendimi olduğum gibi yansıtamamak beni kendi içimde yoruyordu. Kendimi cezaevinde zorunlu olarak çizgili pijama giymiş gibi hissediyordum. Ama karar vermiştim, açılacaktım.
Bu isteğimi anneme ilk söylediğimde bana güldü ve “Baban sakın bunu duymasın” dedi. Ailem dindar değildir, namazında niyazında sürekli Allah ismini zikreden kişiler değiller, ve buna rağmen benden kendi vicdanlarını rahatlatmak için kapanmamı istediler, zorladılar. İkinci denememde başarılı olmuştum, artık açılmıştım. Bu dönemde zorluklar çektim tabii, ama değerdi. Daha sonra bir bayram slopet giymiştim ve babam altıma kalın çorap giymemi istedi, boyundan da şikayet etti. Giymedim. O bayramı bana zehir etmişti, ama bunu er ya da geç kabullenecekti. Askılı veya kısa giyinmemle alakalı hâlâ bana baskı uygular, ama yavaş yavaş halledeceğiz.
İster 18 yaşında olun ister 40. Hiçbir şey için geç değil. Hayat sizin hayatınız, istediğiniz gibi yaşamak hakkınız. Ucunda yanmak olsa bile…
(Görsel: Shirin Neshat)