Çocuksunuz, sizinle nadiren ilgilenen babanız örtü örterseniz sizi takdir edecek. Ne yaparsınız?

Merhaba. Ben de sizlerden biriyim. Biliyorum yalnızca ülkemde bile binlerce kadın var aynı dertten muzdarip. Hepsini tüm yüreğimle kucaklıyorum.

Ben 18 yaşındayım. 12-13 yaşlarında kapandım. Babam teşvik etti beni. “Kapansan ne güzel kız olursun” dedi. Çocuksunuz daha, sizinle nadiren ilgilenen babanız, örtü örterseniz sizi takdir edecek, beğenecek. Ne yaparsınız? Örtersiniz değil mi? Babam cezaevindeydi. Onu görmeye gittiğimiz gün ilk defa başörtüsü örtüp çıktım dışarıya. Beğendi babam beni. Onun ilgisini çekmek hoşuma gitti. Ve ondan sonra yavaş yavaş alıştım buna. Zaten olması gerekenin bu olduğunu biliyordum. Annem, teyzelerim, anneannem hepsi çarşaflıydı. Ablam da kapalıydı. Ben nasıl olabilirdim? Üstelik çok erken yaşlarda ergenliğe girmiştim. Doktorlar bir sorun olmadığını söylemişti ama gittikçe belirginleşen kadınsı hatlarım benim için sorunmuş meğer. Hiç unutmam, ablamla yolda yürüyorduk. Göğüslerim sütyen takamayacağım kadar küçüktü. Ama yürüdüğümüz yolda erkekler var diye ablam önümü iyice kapatmamı söylemişti. Neden kendini saklasın o yaştaki bir kız? Göğüslerimin olması ayıp mı? Yıllar öyle geçip gitti işte. Ben alıştım başörtüsüne. Hiç şikâyetçi değildim. Ama yıllar sonra değişmeye başladım. Mantığımı kullanmaya başladım. Kadınların ve erkeklerin eşit olması gerektiğini, öyle olduğunun farkına vardım. Birkaç hormonsal farklılık ve onların devamında gelen fiziki farklılıklar her şeyi değiştirmemeliydi. Kadın ve erkek, her ikisi de insandı. Bu düşüncemle birlikte adet, örf adı altında bize dayatılan saçmalıklara ve eşitsizliklere isyan etmeye başladım kendi içimde. Eşitsizliği hazmedemiyordum.

Açıkken daha güzeldim. Başörtülü halimle aynaya bakınca kendimi beğenmiyordum. Ve aklımda çok uçuk bir hayal olarak duruyordu açılmak. Olmayacağına emindim, ama hayallerimde açık olduğumu düşünüyordum. Kapalı olmamın yol açtığı çekingenlik ve özgüvensizlik yüzünden somurtkan, asosyal ve mutsuz biri olup çıkmıştım. Arkadaş edinemedim yıllarca. Bir parça bez nelere sebep oldu. Kimsenin haberi yok.

Kesin olarak ilk açılma düşüncem ise bu yıl yerleşti kafama. Sınıftaki kız arkadaşlarıma açık fotoğrafımı gösteriyordum. Onlar da fark ettiler açıkken daha güzel olduğumu. Ve o an üzüldüm. Keşke açık olsaydım. Keşke hep öyle güzel olsaydım. Kapalıyken gösterdiğim yaşla, açıkken gösterdiğim yaş arasında uçurumlar oluyordu. Hep öyle genç ve güzel görünmek istiyordum. Ve o gün arkadaşlarıma “Ben aslında açılmak istiyorum ama ailem izin vermiyor” dedim. Arkadaşlarım bunu duyunca “Ailene söyle bence anlayışla karşılarlar” dediler. Ama ailemi tanımıyorlardı. Sanki dinin kadınlara yüklediği en önemli vazifeymiş gibi, ailem kapalılığa çok önem veriyordu. Hâlbuki bizi yaratan tanrı ne giydiğimize bakmazdı. İyi bir insan olup olmadığımıza bakardı. Gel de bunu muhafazakâr ailene anlat anlatabilirsen. Erkekler cinsel organları dışında (hatta bazı durumlarda o da dâhil) her yerlerini açıyor ve ayıp karşılanmıyorken, kadın doğanlar saçını açsa namahremdi. Kadın doğmak benim kararım değildi. Doğuştan gelen genetik özellikler ne giyeceğimi belirleyemezdi. Saçmaydı. Mantık dışıydı. Ve açılmaya karar verdim. Bu kararın ardından aileme bunu nasıl anlatacağım ve nasıl ikna edeceğim sancısı başladı. Hala da sürüyor. Karar vermemin ardından 5 ay geçti. Fakat hala aileme söyleyemedim. Okulumdaki rehber öğretmeni elimde bir mesleğim olduktan sonra daha rahat söyleyebileceğimi, evlatlıktan reddetseler bile kendi ekonomik özgürlüğüme güvenerek yaşayabileceğimi söyledi. Ben ise üniversiteye giderken bu işi halletmek istiyorum. Sırf bu yüzden yaşadığım şehirden farklı bir şehirde okumak istiyorum. Ailemin gözünden uzak belki de daha kolay olacak her şey. O günleri umutla bekliyorum. Fakat daha 1 seneden fazla bir zaman bu duruma katlanmak zorundayım. Özgürlüğüme atacağım o kocaman adımı dört gözle bekliyorum. İçimde tarifsiz bir umut, dilimde beni yaratan ve açılma sürecimde de bana yardım edeceğini düşündüğüm tanrıya duam, kalbimde inancımla o günlere doğru yürüyorum. Ne pahasına olursa olsun o mücadeleye gireceğim. And olsun. Kazanacağım.

Teşekkürler, benim gibi yüzlerce insanın derdine ortak olduğunuz ve yalnız hissettirmediğiniz için. Sizleri çok sevdim.

(Görsel: Bisa Butler)

Comments (4)

  1. “Kapansan ne güzel kız olursun.” Ana sayfada bu cümlen direkt çarptı gözüme ve kapanmaya karar verdiğim an geldi aklıma, senin baban ve benim babam aynı sözle çalmış kalbimizi , irademizi. En çok da onlara güveniyoruz ama benim güvenim dağ gibi başıma yıkıldı, ağır bir hayal kırıklığıyla çırpınıp duruyorum şimdi. Umarım senin için aynısı olmaz , umarım ailenle yan yana olduğun zamanlar onlara en çok özlem duyduğun zamanlar olmaz. Sana tavsiyem bunu söylemeyi düşünüyorsan bile sadece “rahat edemiyorum, yapamıyorum” gibi cümleler sarfet çünkü iş eşitlikten ve dinden bahsetmeye gelince seni dinlemeyecekler bile. Yok ben ailemi tanıyorum izin vermezler beni de kısıtlarlar diyorsan da üniversiteyi kazanıp ta gidene kadar bu durumdan hiç bahsetme. Hem güçlü hem de başarılı bir kızsın öyle inanıyor öyle hissediyorum biraz sabırla üstesinden gelebilirsin üstelikte bunun için çoğumuz gibi çok uzun bir süre de beklemek zorunda kalmayacaksın.İyi dileklerim seninle olsun güçlü kız, sabret ve başardığında bizleri de hatırla.

    • O kadar değişik duygular hissettim ki yorumunu okuyunca, anlatamam. Çok teşekkür ederim dostum. İnan bana sen de bir o kadar güçlü ve başarılısın. Hepimiz öyleyiz. Hepimiz birer inci tanesiyiz. Hepimiz istediğimiz hayatı yaşamayı hakediyoruz.
      Babalarımıza güveniyoruz, çok doğru. Onların takdirini istiyoruz. Çok fena kanmışız. Ama olsun. Geç değil. Sen de, ben de, herkes de başarabilir. Başaracağız! Ben de başardığımda seni hatırlayacağım, güçlü dostum.

  2. Bana da kapalı daha güzelsin diyorlar. İyide ben güzellik için kapanmadım veya kendimi beğenmediğim için açılmak istemiyorum. Ben özgür olmak istiyorum. Ben de senin gibi ailemin taktirini kazanmak için yaptım herşeyi ve şimdi çok pişmanım. Ben bu insanlar için mi hayatımı hiçe saydım? Bugün söylemeyi çok istiyorum ama ne zaman ağzımı açsam mideme kıramp giriyor:(
    Kime sorsam bana da aynı şeyi söylüyorlar:”Meslek sahibi olunca!”. En güzel yıllarımın heba olmasını kimse umursamaz tabii.
    Umarım hepimizin umutla beklediği o gün tez zamanda gelir.

    • Haklısın, çok haklısın. Erteliyoruz, ama gençliğimiz ellerimizden gidiyor. Öylece bekliyoruz. Ailemize kandık, bizi bu kadar etkileyecek bir kararı verdik. Umarım en yakın zamanda, en az zararla kazanırız bu savaşı. Arkandayım dostum, hep beraber başaracağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir