Merhabalar,
ben sırf ailemin istediği gibi biri olabilmek için kapandım; onların önerdiği
ve istediği gibi mükemmel bir kız olabilmek için… Bu da her ne demekse… 10
yıl kapalı kaldım, gelgitler geldikçe hep bastırdım. Ve ait hissetmiyorum artık
buna, bu görünüş bana ait değil gibi, ben değilim bu gibi… Bunu düşündüm, tüm
sonuçlarını aylarca derinden düşündüm, gelgitler yaşadım. Onlar üzülmesin diye
zorla o kalıpta kalmaya itiyordu psikolojim beni… Duygusal baskı yüzünden.
Artık dışarı çıkarken kendimi başkası gibi hissediyordum, sanki 2 kişiymişim
gibi. Bu beni gitgide daha kötü bir çıkmaza sürükledi. Artık ne kapalı ne de
açıktım.
Böyle geçen
birkaç aydan sonra bu gece ailemle konuştum. Başta çok tepki gösterdiler,
yargıladılar. Dindar bir aileye sahibim ve kardeşlerimin içinde yalnızca ben
ailemin istediği gibi bir evlattım. Bundan yürüdüler ve daha bir sürü şeyden… Tartışmalar
yapıldı, uzun uzun konuşuldu telefonda ve şu an kabullenmiş gibi görünseler de
baskıdan korkuyorum hala… Neden korkuyorum ki baskıdan, her şey bitti işte, söyledim
ve onlar güya kabullenmiş görünüyorlar…
Sonuç
olarak, saç göstermenin çok da büyük bir şey olduğuna inanmıyorum gerçekten.
Benim inandığım ilah yalnızca kadınlara vermiş olamaz bu sorumluluğu ve ben bu
dünyaya geliş nedenimizin bu kadar basit şeylerle sınırlı olduğuna da
inanmıyorum. Saçını göstermek… Her ne ise… Dini de sorguluyorum evet, çünkü
adil gelmiyor bazı şeyler, yine de bir yaratıcının olduğuna inanıyorum. Ve o
yaratıcı beni kalbimle sınar. İnsanoğluna irade vermiştir. Bununla ne yapacağına
bakar. Benim saçımla uğraşacağını da gerçekten sanmıyorum. Aileme bunu söyleyince
bana dinden çıkacağımı söylüyorlar… İslam kadar hoşgörülü bir din neden buna
bu kadar takılsın, bunu aklım almıyor… Bu kadar sert bir dinse biz bunu nasıl
yaşayabiliriz peki, bu da diğer bir soru… Ve neden bu kadar sert… İrade ile
yaratılmış olmamız bizim hatalar yapmamızı olası kılmaz mı? Hangimiz mükemmeliz?
Ve mükemmellik nedir? Tanrı mükemmel bir sistemler bütünü müdür? Bunlar hep
soru… Cevaplar gelir gider, sorun değil, beyin bu… Ama işte bir gerçek var;
benim örtülü olmak istememem… Neyse… Bu içsel çözümlemeler sonucunda açılmak
pek sorun teşkil etmiyor. Şimdi ise geriye çevresel nedenler kalıyor. Bunlarla yüzleşmek.
Sorulardan, çevreden gelen bakışlardan biraz çekiniyorum açıkçası ve bu durumla
karşılaşmak bir zaman kaybı. Gereksiz bir dert… Biz kendimiz olalım. Kendimizi
anlayalım ve kendimiz olmaktan çekinmeyelim. Kimseye hesap vermek durumunda da
değiliz. Ama ailenize nasıl hissettiğinizi anlatın derim, aile önemli çünkü. Ama
diğerlerine de pek takılmayalım…
İçimi dökmek istedim buraya ve belki ilham olurum diye yazdım. Biz kendimiz olmakla uğraşalım. Vicdanen rahatlamak isteyen arkadaşlara tekrar bir not; evren bizim saçımızın görünmesi derdinden çok daha büyük şeyler barındırıyor bence… Herkese iyi geceler diliyorum, kendimizi bulabilmek dileğiyle…
Merhabalar, ben sırf ailemin istediği gibi biri olabilmek için kapandım; onların önerdiği ve istediği gibi mükemmel bir kız olabilmek için… Bu da her ne demekse… 10 yıl kapalı kaldım, gelgitler geldikçe hep bastırdım. Ve ait hissetmiyorum artık buna, bu görünüş bana ait değil gibi, ben değilim bu gibi… Bunu düşündüm, tüm sonuçlarını aylarca derinden düşündüm, gelgitler yaşadım. Onlar üzülmesin diye zorla o kalıpta kalmaya itiyordu psikolojim beni… Duygusal baskı yüzünden. Artık dışarı çıkarken kendimi başkası gibi hissediyordum, sanki 2 kişiymişim gibi. Bu beni gitgide daha kötü bir çıkmaza sürükledi. Artık ne kapalı ne de açıktım.
Böyle geçen birkaç aydan sonra bu gece ailemle konuştum. Başta çok tepki gösterdiler, yargıladılar. Dindar bir aileye sahibim ve kardeşlerimin içinde yalnızca ben ailemin istediği gibi bir evlattım. Bundan yürüdüler ve daha bir sürü şeyden… Tartışmalar yapıldı, uzun uzun konuşuldu telefonda ve şu an kabullenmiş gibi görünseler de baskıdan korkuyorum hala… Neden korkuyorum ki baskıdan, her şey bitti işte, söyledim ve onlar güya kabullenmiş görünüyorlar…
Sonuç olarak, saç göstermenin çok da büyük bir şey olduğuna inanmıyorum gerçekten. Benim inandığım ilah yalnızca kadınlara vermiş olamaz bu sorumluluğu ve ben bu dünyaya geliş nedenimizin bu kadar basit şeylerle sınırlı olduğuna da inanmıyorum. Saçını göstermek… Her ne ise… Dini de sorguluyorum evet, çünkü adil gelmiyor bazı şeyler, yine de bir yaratıcının olduğuna inanıyorum. Ve o yaratıcı beni kalbimle sınar. İnsanoğluna irade vermiştir. Bununla ne yapacağına bakar. Benim saçımla uğraşacağını da gerçekten sanmıyorum. Aileme bunu söyleyince bana dinden çıkacağımı söylüyorlar… İslam kadar hoşgörülü bir din neden buna bu kadar takılsın, bunu aklım almıyor… Bu kadar sert bir dinse biz bunu nasıl yaşayabiliriz peki, bu da diğer bir soru… Ve neden bu kadar sert… İrade ile yaratılmış olmamız bizim hatalar yapmamızı olası kılmaz mı? Hangimiz mükemmeliz? Ve mükemmellik nedir? Tanrı mükemmel bir sistemler bütünü müdür? Bunlar hep soru… Cevaplar gelir gider, sorun değil, beyin bu… Ama işte bir gerçek var; benim örtülü olmak istememem… Neyse… Bu içsel çözümlemeler sonucunda açılmak pek sorun teşkil etmiyor. Şimdi ise geriye çevresel nedenler kalıyor. Bunlarla yüzleşmek. Sorulardan, çevreden gelen bakışlardan biraz çekiniyorum açıkçası ve bu durumla karşılaşmak bir zaman kaybı. Gereksiz bir dert… Biz kendimiz olalım. Kendimizi anlayalım ve kendimiz olmaktan çekinmeyelim. Kimseye hesap vermek durumunda da değiliz. Ama ailenize nasıl hissettiğinizi anlatın derim, aile önemli çünkü. Ama diğerlerine de pek takılmayalım…
İçimi dökmek istedim buraya ve belki ilham olurum diye yazdım. Biz kendimiz olmakla uğraşalım. Vicdanen rahatlamak isteyen arkadaşlara tekrar bir not; evren bizim saçımızın görünmesi derdinden çok daha büyük şeyler barındırıyor bence… Herkese iyi geceler diliyorum, kendimizi bulabilmek dileğiyle…
(Görsel: Anne Bachelier)