Merhaba. Ben 28 yaşında bir erkeğim. 9 yaşından beri 5 vakit namazını kılan, Ramazan’da oruçları asla fire vermeyen, 18’inden sonra ise kurban ve zekat veren, hatta 2016’da umreye ve 2017’de ise hacca giden biriyim.
Kur’an’ı anlamak için Arapça öğrenmiş, onlarca farklı tefsir okumuş biriyim ve geleneksel fıkha kitap yazacak kadar aşinayım aynı zamanda. Yine ayrıca binlerce insana dini vaazlar vermiş en büyük hocaların dahi içinden çıkamadığı meselelerde danıştıkları biriydim. Kısacası tek yaşama sebebim İslam’dı. İnsanlara İslam’ı anlatıyordum. İslam’ı yaşamak için tüm dünyadan geçmiş biriydim.
Ta ki bu senenin Nisan ayına kadar…
İçimde hep araştırma ve sorgulama merakı vardı. ‘İslam’ın veremeyeceği bir cevap yoktur’ kanısında olduğum için herkesi korkmadan dinliyor ve çoğu kez de cevaplıyordum. Ama sosyal medyada gördüğüm bir sayfanın paylaşımları ve okuduğum bazı kitaplar beni beynimden vurdu ve tam anlamıyla mağlup etti… Bu yaşa kadar tamamen kandırılmış olduğum kanısına kesin bir kanaatle vardım. Ve bir anda İslam’ı tamamen terk edip ateist oldum!
O zaman annem ve babamla yaşıyordum. Onlar da aşırı dindar insanlardı, Ramazan yaklaşıyordu ve ben, 9 yaşından beri bir gün oruç kaçırmayan ben, bir gün dahi oruç tutmadım. Bir anda namazı, orucu, Cuma’yı tamamen bıraktım. Annem ve babamda bu bir şok etkisi oluşturdu, aylarca sorunun ne olduğunu sordular. Ama onlara asla dinden çıktığımı söylemedim, çünkü bu onları öyle üzerdi ki… Onlara bir süreçten geçtiğimi ve beni sıkmamalarını söyledim. Sağ olsunlar, onlar da öyle yaptı. Ama bir şeyleri seziyorlardı, Cuma ezanları okununca beni evde her görüşü annemi öyle ağlatıyordu ki… Ama ben üzülmüyordum, çünkü hiçbir şekilde inancım kalmamıştı İslam’a.
Yalnız ben bu yaşıma kadar tüm dünyevi hazlardan vazgeçmiş ve neredeyse gençliğimin tamamını bu hevesle heder etmiş olduğum için, şu anda çok derin bir boşluktayım. Tek yaşama sebebi olan bir şeyin yalan olduğunu anlamak insanın ruhunda nasıl tahribat yapar az çok anlarsınız…
Ondan sonra tüm varlığımla hayata sarılıp ve her an ölüp tüm perdelerin kapanabileceği bu hayat sahnesinden az bir tat almak istedim. Ama ne yaptıysam elime gözüme bulaştı. Ne bir kız arkadaş edinebildim, ne iyi bir para kazanabildim, istediğim hiçbir şeyi başaramadım. Bunun neden böyle olduğunu günlerce düşündüm ve şu kanıya vardım. Galiba ben geç kalmıştım… Her şeye ve herkese… Gelişim biliminde “Kritik Dönem” diye bir şey vardır. Belli bir özelliğin sadece belli bir dönemde kazanılabilmesi. Evet, hayatını yarılamış biri olarak her şeyin acemisi olduğum için hiçbir şeyi başaramıyor, tuttuğum her şey elimde kalıyordu.
Kendimi fena halde kandırılmış bir aptal gibi hissediyordum ve bu benim canıma mal olacak bir raddeye varmıştı. Yıllarca yalan bir şeye inanıp sonra tüm çevreni ve ideolojini değiştirip yeni bir yaşama başlamak imkânsız gibi bir şeydir. Ve ben de doğal olarak başaramıyordum, çaldığım her kapı yüzüme kapanıyordu. Kendime artık galiba doğal seleksiyonla eleneceğim gözüyle bakıyordum. Koca dünyanın içinde yapayalnız kalmıştım, bir bataklığın içinde yavaş yavaş boğuluyor ve gelen her yardım elini de başarısızlıkla karşılıyordum.
İslam’dan sonra bir şeylere inanmak istiyordum. Aşka, paraya, hayata, doğruluğa… Ama her şey aşırı yalan ve sahteydi… Bu korkunç abesiyet ruhumu paramparça ediyor, ömrüm gözlerimin önünde akıp gidiyor, her gün ölüm biraz daha yaklaşıyor ve ben “Ben daha hiçbir şey yaşayamadım ki!” diye haykırıyordum… Kaç gece beni bu yalnızlık, bu çaresizlik, yeteneksizlik ve yetersizliğim beni hıçkıra hıçkıra ağlatmıştır. Hayatın acımasız ve gaddar yüzünü anladıkça daha şiddetli ağlıyordum. Çünkü başka hiçbir şey elimden gelmiyordu. Oysa İslam’a göre hayat bir sınavdı, bundan sonra hepimizin mutlu olacağı bir diyar vardı. Kederler, gamlar geçici ve mükâfatlaydı.
Meğerse hepsi birer yalanmış. Meğerse göründüğü gibi kötülükler yapanın yanına kâr kalıyormuş, meğerse Muhammed hepimizi aldatmış. “Nedeeeeeen!” diye çıkıp camlardan bağırmak istiyordum. “Neden aldattın beni” diye. Oysa ne kadar temiz duygularla inanmıştım sana… Gençliğimi, her şeyimi verdim sana diyordum…
Bu sorular, haykırışlar hala beynimi ve ruhumu kemirmeye devam ediyor ve gün geçtikçe gücümü iyice yitiriyorum. En acısı da bu kadar inandığım bir şey artık beni kurtaracak hiçbir şey yapamıyordu… Deli gibi arıyordum. Arayışlardaydım. Bir şey olmalı… Mutlaka olmalı… Gerçek bir şey olmalı diye çaresizce arıyordum… Bulduğum her şeyin altı boş çıkıyordu. Ve artık ben de bitmiş tükenmiştim aramaktan… Şu anda ruhsuz bir ceset gibi sadece biyolojik olarak yaşıyorum. Hayattan hiçbir tat alamayan ama ölüm korkusundan da ölemeyen bir zavallıyım.
Sonuç olarak… Demem o ki hayat çok acımasız ve asla şakası yok. Yanlış tercihleriniz, yönelimleriniz canınıza mal olabilir. Ve anladığınız zaman her şey için geç kalmış olabilirsiniz. Bir bakarsınız ki etrafınız sarılmış, kıskaca alınmış ve gayet sağlıklı olduğunuz halde hayat ve iç sesiniz size “Başaramadın şimdi sessizce kendini öldür” diye fısıldar. Selamlar, sevgiler… Tercihleriniz sizi her zaman kurtarsın…
(Görsel: Theodor Kittelsen)
“İslam’ı yaşamak için tüm dünyadan geçmiş biriydim.” için 43 yanıt
bana ulasabilir misiniz? @[email protected]
Iyi gunler. Yazinizi okudum, ve kendimi buldum. sizi cok iyi anliyorum. Ayni sureci ben de son 1 yil icinde yasadim. Lutfen bana ulasin. Konusalim. email: [email protected]
herşey kurgu olabilir ama gerçek olan bişeyler var insani olan şeyler hep üçkağıt ama samimi ve derin şeyler var benim anladığım gerçekten birşeyler var
“samimi ve derin şeyler var benim anladığım gerçekten birşeyler var” demişsiniz. Bu anladığınız gerçek şeylerin ne olduğunu açıklayabilir misiniz?
peki sizi yalan olduğuna inandıran şey nedir?
Yazınızı okudum bende benzer süreçlerden geçtim isterseniz bana ulaşabilirsiniz yardımcı olabilirim. Lütfen umutsuzluğa kapılmayın. [email protected]
Bana ulaşabilir misiniz? @[email protected]
Muhteşem bir yazı olmuş pek çoğumuz kendimizi bulduk. Başaramamış sayılmazsınız iyi bir tercüman oldunuz teşekkürler.
Bana da ulaşabilirseniz çok sevinirim sormak istediğim şeyler var [email protected]
Ben de sizle aynı sayılırım. Araştırmalar sonucu islamın yanlış olduğuna karar verdim.
Fakat, bena islamın yanlışlığını gösteren aklım, tanrısal bir güç ve bilincin olduğuna beni mecbur ediyor.
Canlı mekanizmalar ve insan bilinci kendi kendine olyşamayacak kadar düzenli ve planlı.
Doğal seleksiyon olabilmesi için önce seçilecek ve devam edebilecek bir özelliğin kaza yani mutasyon gibi şeylerle ortaya çıkması gerekir. Matematikçiyim ve en basit haliyle bunu olasılığı pratikte sıfır.
Sistemler çeşitlendikçe bu olasılıklar daha da düşüyor.
Yani üst bir planlayıcı bilinci reddetmek akıl dışı.
Deist miyim?
Tanrısal bir güce ve bilince inandığım için belki evet, ama bu gücün mahiyeti hakkında dinlerin tanımlarını paket gibi tam olarak kabul etmediğim için sanırım agnostiğim.
Matematikçiyseniz ve olasılık hesabı biliyorsanız basit bir sorum var: Aşağıdaki sayıda insan olan grupların her biri için iki kişinin aynı doğum gününü paylaşma ihtamalini hesaplar mısınız?
Grup A: 2 kişi
B: 10 kişi
C: 50 kişi
D: 100 kişi
Bunu çözersiniz zaten mutasyon vs cevabınız ortaya çıkacak. Ama yine de size önerim “skeptics guide to universe” yazar Steven Novella okumanız.
Merhabalar, sizinle pek çok noktada aynı duyguları yaşayan ve aynı yerlerde bulunmuş bir kadınım. Ben de 28 yaşındayım 🙂 Eğer İstanbul’da ikamet ediyorsanız sizinle görüşmek ve sohbet etmekten zevk duyarım. Lütfen benimle iletişime geçin. En azından sorunlarımızı paylaşarak çözüm üretebilir ve keyifli bir sohbet edebiliriz.
lütfen bana mail atar mısınız ben de ayni durumdayım arkadaşla aşağı yukarı ayni süreçleri geçirdim
[email protected]
Buna inanan varsa yarım akıllıdır.
hayatlarımıza yüklediğimiz anlamlar gerçekten birçok konuda yol gösterici, belirsizlikleri giderici, motivasyonumuzu arttırıcı rol oynuyor. daha önce hayatına yüklediğin anlam çevren tarafından onaylanan ve hayatının neredeyse her alanına nüfuz edip seni rahatlatan bir yol göstericiydi. öbür yandan, o anlam -kendi keşiflerine göre- yüzeysel, gerçek dışı ve uyuşturucuydu. şimdi varoluşunu daha yüce anlamlarla donatıp bu yolda ilerleme zamanıdır.
muhafazakar ailelerin seküler çocukları vardır!
25 yaşındayım, Ailem çok dindar ben de dindar biriydim… Ta ki o temmuz ayına kadar.
Bir kurban bayramın da anladım ki Hac suresi 36. Ayeti tamamiyle gerçeği tasvir ediyordu ve bu bir ilahi kitabın hikmeti idi, vakia benliğime işledi ve ben o bayram ailemden daha dindar olamaya karar verdim. Biliyorum ki bu yolda asla yalnız yürümiyeceğim.
29 Yaşında ve Gelişiminin Tamamını bitirmemiş bir beyinle kurabileceğin cümlelerin sınırlarını zorlamışşın. Ya ışte hata etmiş davet edelim metoduyla düşünmeyeceğim, çünkü aramızda bir fark var sen şeytanın dostusun. Ve şeytanın istediğinin olması için bu yazıyı paylaşıp insanları şeytana davet ediyorsun. Bu yazıdan anladığım ve çıkardığım tek şey var insanda ilim olması veya senelerce namaz kılması onu çok iyi bir müslüman veya insan yapmıyor. Allah müslümanların ayaklarını sabit kılsın. Ve senin gibi şeytanın dostlarından, vücut bulmuş davetcilerinden uzak tutsun. Ve birkez daha anladım ki devede boy olması onu önden götürmüyor. 3 gün içinde değişen bilmi 1450 senedir değişmeyen kur’ana tercih edebiliyor insan. Bende senin şuan bulunduğun hal üzere iken Allaha iman edip müslüman oldum. Şunu unutmayın, şeytanın dostları ve davetcileri varsa RAHMANIN DOSTLARI VE DAVETCILERI DE VAR.
Davamın sonu Allaha hamddır.
Selam hakka tabi olanların üzerine olsun.
Bana ulaşmak isteyen olursa: [email protected]
Şu zekaya bakar mısınız? Şeytanın dostuymuş da şeytana davet ediyormuş da..bir tane somut elle tutulur comle yok. Yaşamak sorgulamaksa yaşama çok uzaksınız, belki hiç yaşamamışsınız ama aman aman şeytanın işleri bu sorgulamak falan odun gibi yaşayınız. Kendi inançlarınızı kendi yarattıklarınızı somut bir gerçekmiş gibi bir de insanları bunun üzerinden itham ediyorsunuz, komik.
Teşekkürler kardeşim hislerime tercüman oldun. Rabbim islama hakkıyla hizmet edebilme şerefine bizleri nail eylesin.
Şeytan dostu ha? Ben herhangi bir varlığa, canlıya zarara, hasara teşvik görmedim bu yazıda şeytani sıfatlarla karşılaştıracaksak. Ha siz belli milletlerin fantezisini şeytana atfederseniz insanlar yalnızca güler size. Varsın sizin için şeytan allahı reddetmek olsun; bazıları için inek öldürmek, bazıları içinse mesihe karşı gelmek şeytanlıktır. Hadi dininizi diğerlerinden ayıran nedir, dininiz neden evrensel ve yaygın değil diye sorsak tık yok. Bu arada kuran neden değişmedi acaba bunca yıldır, adamakıllı umursayan ve bünyesine alan toprakların ortadoğudan öteye geçmemesinden olabilir mi? Koskoca evreni yaratan tanrının dini dünya nüfusunun yarısınca bile kabul edilmiyor. Vay be.
Senin geçtiğin yollardan ben de geçtim inan ki şimdiye kadar nasıl böyle yasamayı öğrendiysen şimdiden sonra da istediğim gibi yasamayı öğreneceksin. Ben dinden vazgeçtiğim yıl hızlıca yüzme öğrendim, bisiklete binmeyi öğrendim, daha hiç erkek arkadaşım olmadı ama bu sene yapacağıma eminim. Biz bu rahat yaşamı sonradan keşfedenler diğerlerinden daha fazla keyif alıp daha fazla kıymet biliyoruz. Düşün denize mayoyla girmek, içilen ilk bira, ilk öpüşme, biriyle dans edebileceğini anladığın o ilk an, sabah uyanmamak, ilk defa porno izlemek, yaptığın olağan şeyler icin günah kaygısı gutmemek, seni hiç tanımayan tanıştığında aşırı keyifli vakit gecirecegin tatlı insanlar, namaz kilmadigin için sana kalan ve istediğin şey ile doldurabileceğim koca bir vakit, sekuler insanlar ve yaşamın harikaligi….
ben de senin gibiyim. ilk sigaramı içerken aklıma gelen müzik: https://youtu.be/VYCOg-yglNM
gören görmeyende secdeden başı kalkmıyor zanneder. toplasan 20 dk namaza ayırıyorsun.Tuvalette daha çok zaman harcıyorsun insaf be 😀
Hayattan korkmadan yaşamaya başladığın için seni tebrik ederim. Hata yapsın bile hayat tüm acı ve tatlı yönleriyle yaşamaya değer. Hele bir de bunu vicdanla ve başkalarına zarar vermeden yaparsan gerçekten dine ihtiyaç duymadan iyi bir insan olursun.
Tanrı beni terk etti demiştim o saf inancımı yitirdiğimde.. yaşadığım boşluğu tarif etmek çok zordu.. onu suçlayarak varlığına inanmaya zorluyordum kendimi.. zaman aldı, geçti ve ne oldu biliyo musun? Özgürleştim. Şu konuda haklısın evet dünya çok kirli ve amaçsız ben de hala arıyorum. Sana katılmadığım bir nokta var, tam da senin yaşındaydım hayatımı tümden değiştirdiğimde.. hem de bonuslarımla, işsiz, mesleksiz, taze dul ve iki küçük çocukla 🙂 her şeye yeniden başlamak için harika bir yaştasın. Farkındalığının hayatına değer katmasını dilerim. İyi yolculuklar 🙂
dediğiniz şeyler o kadar ilginç ki aynı duyguları başkalarının da hissetmiş olmasi cok umut verici
lütfen bu eposta yazar mısınız belki sohbet edebiliriz
[email protected]
kimse yalnız değildir. yazmak isterseniz [email protected]
Hangi olay veya soruya cevap bulamama neticesinde ilk değişimi yaşadınız
Ban hic inandirici bir yazi gibi gelmedi
Şükür
ki ;insandan insana fark var!!
Kimler Cennette Cemâle lâyık?Kimler Cehennemde zebanilerle görüşmeye lâyık?
Kur’anı Anlamıyla, İnsan Kullanım Klavuzu olarak okumayan herbeyin bu çukura düşer, geçmiş olsun..Zaten İslâm Düşünen Beyinler içindir ve S-L-M harflerin kökünden gelen Selâm Barış Rahatlık demektir.İstemeyen bulamayan düşünemeyene de yer var şeytanıyla beraber olacaklar elbet yalnız değiller, Delilik ucuz ; Düşünmek zor iştir Vesselâm!.Allah Hidayet versin..
Lâ İlâhe İllellah Muhammeden Rasülüllah..yaa Rastgele nelere şahidoldum sabah sabah..Güneş balçıkla Sıvanmaz..Ama Siz çamurun Balçığın içindesiniz..sıvamayın gözünüzü gönlünüzü …Yıkanın duru dingin bir zihinle İnsan Kullanım Kitabını Kur’anı Okuyun Düşünün.
Neml 82’de bahsedilen Dabbe ile tanışıp saf islami yaşamış bir insan olarak 2 yıldır dinleri tamamen terk etmiş bir noktadayım. Din adına öğrendiklerim senin bildiğin ezberlerden bile öte idi inan bana. Mevcut hiçbir hoca ya da profesörün anlattığı dinin gerçek ıslam olmadığını iyi bilmeme, saf islam ile tanışmama rağmen yine de dini terk ettim. Belki de aynı twitter kullanıcısı sayesinde oldu bu {aklingozu}
Ve bu durumdan dolayı hiç rahatsız değilim. Beni rahatsız eden asıl şey işin sosyal boyutu. Kimsenin o sahte samimiyetine artık dayanamıyorum. “Nasılsın” diye sordukları o sahte soru bile ruhumu incitiyor. Insan yüzü görmek istemiyorum ama gerçek insanlarada büyük özlem duyuyorum. 42 yaşında bir insan olarak bahsettiğin bu psikolojiden daha ağırını yaşıyorum desem bu yanlış olmazdı. İşin içine bir de ekonomik boyut girince o zaman daha da çıkılmaz bir hal alıyor yaşadıklarımız. Burada bu yaşadıklarımı yazıya döksem roman olurdu.
Konuşmak isteyenler İNSANLAR için irtibat adresim
[email protected]
Hepimiz hayatımızı bir şeylere adıyoruz, belli dönemlerimizi bize sonradan anlamsız ve boş gelebilecek şeyler için feda ediyoruz. Ama bu yanlış bir şey değil, insan olmanın doğal bir sonucu. Öldükten sonra para, aşk veya din için yaptıklarımızın, yaptığımız hiçbir şeyin bir önemi kalmayacak. Önemli olan yaşarken neler hissettiğimiz. Hayatını boşa geçirdiğini düşünmemelisin, o zamanlar inanmaya ihtiyacın vardı ve inanıyordun. Şimdiyse başka şeylere ihtiyacın var. Kalıcı ve gerçek bir şeyler yapma ihtiyacını karşılamak istiyorsan insanlara, hayvanlara yardım edebilir; çevreyi koruma projelerine katılabilirsin.
Gelişme ve öğrenme süreci hayat sürdükçe devam eder, her an öğreniyoruz ve farklı bir insan oluyoruz. Geçmişin için kendine yüklenmeyi bırakmalı ve seni şu anki bilinç düzeyine getiren şeyin tüm yaşadıkları ve öğrendiklerin olduğunu unutmamalısın. Sevgilerle…
işte bu!
kendine bu kadar yüklenme. her gün yeni bir gün ve biraz daha kendini keşfetmen, hayatına şekil vermen için bir fırsat. bir bocalama dönemindesin ama geçecek ve buradan daha güçlü çıkacaksın.
Lütfen bana ulaşın. Konuşmak isterim. Instagram: puck_spanky
Bunu yazan kişinin tamamen hayal dünyasini satıra döktüğünü düşünüyorum. Bir ateistin kendi kalemin çıktığı o kadar belli ki.
Doktor avukat vs vs olunca hayatın zevkini alacağina inanmiş biri için çok iddaali. Öldüğün zaman gideceğin yeri bilmemekde ayri bir zeki düşüsü olmuş.
Merhaba
Durumunu hiç bu mahalleyle uzaktan yakından bir alakası olmayan bir aileden gelen, dinsiz ve de dinlerin anlattığı gibi, koca kainatta insanlardan sürekli bir şeyler bekleyen insansı bir tanrısı olmayan biri olarak okudum. Hepsini içimde hissettim. Varmış olabileceğin manevi boşluğu anlıyor ve geçtiğin bu zor dönemi neredeyse iliklerimde hissediyorum. İslam da ibrahimi olsun olmasın tüm dinler gibi, insanın maneviyatını değerlendirdiği, derin felsefi yapılanmalardır. Kendi içerisinde bir etik (yani iyi-kötüyü belirleyen bir sistematik) ve kendine özel düşünme yöntemlerini barındırır. Ben maneviyatı, diğer insanlarda, dünyada, varoluşta, kainatta buluyorum bana göre bunlar bir yaratıcının ürünü olsa da olmasa da tanrısallık içeren şeyler. Bana kalırsa önemli ve derin felsefi sistemler olan dinler, insanlar tarafından yaratıldığı gibi, insanoğlunun kısıtlı zihin yapısı tarafından fanatikleştirilmiş, fetişleştirilmiş (tek anlamı cinsel değildir) böylece dinleşmiş felsefi anlayışlardır ve her felsefi anlayış gibi kabul görmeme ihtimalleri de insanlarda saklıdır. Benim tanrıdan anladığım uçsuz bucaksız sonsuzluğun içinde kendinin bir parçası olan insana da böceğe de bir gezegene de bir moleküle de aynı mesafede olacağıdır çünkü kendi parçalarıdır her biri. Bunlar hippie zırvaları da değil, birazı varoluşçu felsefeden devşirilmiş, kendimin hissettiği tartışmaların neticesi sadece. Tanrısallığı gördüğüm her şeye atfediyorum, sonsuzluğu bünyesinde bulunduran İslam dini, tasavvuf gibi derin ve bence çok önemli olan bir felsefeyi içinden çıkarmıştır ve bunların her biri zaten maneviyatı yönlendirmeye yardımcı olur özünde. Kimisi içinse gerekmez bütün bunlar, bunlara ihtiyaç duymaksızın maneviyatını isterse yönlendirebilir ki bende olan da biraz bu. Sana da tavsiyem bu anlamda biraz varoluş felsefesiyle ilgilenmen olabilir. Olabilecek en basit yerden başlayarak yoluna devam edebilirsin, bu konudaki literatür uçsuz bucaksın ve hepsi de senin şuan olduğun gibi varoluşu basit bir teslimiyetle direk din üzerinden açıklamak yerine sorgulayan çok akıllı insnaların ürünü. Orada kendini bulabileceğine inanıyorum. Dünyevi konuya gelecek olursak, budizm gibi bir dinin rahipleri dünyayı bırakır biliyorsun, konuşmayı da bırakırlar, bilince odaklanırlar çünkü bilinçtedir “tanrı”. Demek istediğim tanrı algısına alternatifler olduğu ve dünya bırakılabileceği gibi dünyaya sarılına da bilir ne dünyayı bırakmak için din, ne de dünyaya sarılmak için din gerekli. Dünyayla ilgili pratiğim çok kısıtlı olsaydı ve bir anda kendimi içinde bulsam ne hissederdim diye düşündüm. Bir sonuca varamadım, sadece çok zor olacağını kestirebiliyorum. Umarım bir şekilde dış dünya ve iç dünyan bir uyuma ulaşır ve rahata erersin en yakın zamanda ama yaşamadığın şeylerin derdine düşme. sen üst bir etikle kendini derinleştirdin aslında bu süre boyunca ve dinleri aştın, dindar olduğun dönem seni derinleştirmiştir diye tahmin ediyorum eğer fanatikçe değil de tasavvufi yaşayabildiysen, anlayarak sindirerek uyguladıysan. Yorumlarda şeytan meytan boş boş konuşan adam gibi fanatikçe yaşadıysan tabi bilemiyorum. Bir sürü insanda dindar yahut değil eksik olan çok önemli bir şeye sahipsindir belki aslında, o da bu derinlik, bu algı. İnsanlar bunu geliştiremeden ölüp gidiyorlar varsın yaşamış olsunlar ne önemi var. Sen dinle geçen dönem sayesinde edindiğin bu vasıfla yaşadığını da tam olarak gerçekten ona nüfuz ederek yaşayan, huzurlu bir birey olabilirsin ki bu büyük bir şans. Geçen zamana üzülmeyip böyle değerlendir. gerçekten bir insan olmayı öğrendin şimdiyse sıra bunu hayatta kullanmaya geldi diyelim. Mutlu olmanı kalpten temenni ederim. Kendine iyi bak
Insanlari dogru yoldan cikarmak icin resmen öncesinde inanıyordum simdi inanmıyorum diye yalan söylüyorsun. Ey iman edenler şeytan sizi durttugunde allaha sığının. Iste bu yaziyi yazan şeytana uymayin ki aklinizi kullanin. Yazida neden inanmaktan vazgeçtiğini bile yazmamış.
İnkâr eden ve (insanları) Allah yolundan çevirenler, diğer kimseleri de bozdukları için onlara azab üstüne azab artırdık. (NAHL suresi /88)
Gökyüzüne bak güneşe Aya yıldızlara, gündüze ve geceye. yiyeceklerin tadını alabilmen için ağzının suyunun hiçbir tadının olmamasındaki hikmetten kulağına haşere kaçmasın diye acı, göz tabakandaki yağı korusu diye tuzlu, burundan toz gitmesin diye yapışkan sıvıyı yaratan ve herşeyi belli bir ölçüye koyan Allahtır. Allah azze ve celle. O hamde övülmeye layık olandır…
Eskiden insanlar inandığı değerlere veya dine çağırırdı, şimdilerde inanmayın dinler kandırmaca Allah yok diyorlar ama dünya ile ilgili mantıklı bir açıklama getiremiyorlar, komik! Ve ben inanmıyorsam kimse de inanmasın diye zehir saçıyorlar ve bazıları da çıkıp ben de aynını hissetmiştim diyor. Allah isteseydi herkes inanırdı İşte tam olarak bu zaten inanala inanmayanı ayıran dostlar…
Arkadaşım şuan 23 yaşındayım 22 yaşına kadar herşeyiyle Müslümandim ne alkol neden kız arkadaş vardı hatta o kadar inanmıştım ki annem ve babama siz benim alkol almamı ve şu eve yatak odasına kız getirmemi istiyorsunuz ama ben yapmayacağım ben nefsime hakim olacağım bu dünyaya yenik düşmeyeceğim diyordum, sonra ateist oldum yıllarca savundugum inandığım değerler gozumun önünde yıkıldı çok acı çektim, bütün samimiyetimle söylüyorum seni ANLIYORUM aynı senin gibiyim bende belki yaşça küçüğüm ama aynıyız, yaşayacağız arkadaşım yaşayacağız hemde herşeye rağmen mücadele edeceğiz hayatla kavga edeceğiz, kendine iyi bak dostum konuşmak istersen mesaj at seni anlarım çünkü aynı hayatı yaşamışız insan kendini anlayan insanlarla konuşmak ister tekrardan kendine iyi bak
28 yaşınınıza kadar ne kadar mükemmel şekilde yetiştirilmissin. Maşallah her hocadan alimden bilgili olmuşsun. Hz. Muhammed Mustafa (S. A. V) gibi mükemmel bir öğretmenin öğrencisi olmuşsunuz. Size ne olduki İslam da bir hata kur an da bir yalan mı buldunuz. Yeryüzünün ve kainatın tek bir yaratıcısı olan Allah ı nasıl inkar edebilirsiniz. İnsanların, ailenizin, çevrenizin, siyasilerin yaşantısına bakıp bu İslam demeyin. Yapılan bütün hatalar kusurlar insanın nankörlüğünden aptallığından, sapıklığından, nefsinin bitmek tükenmek bilmeyen isteklerinden, kibrinden, cimriliğinden, hayasıxlığından v.s. Bu millet 1 yıldır İslam la dünyaya hükmetti. 200 yıldır fitneden, fesat tan, yalandan, iftiradan, hatadan, hırstan, kinden, öfkeden, nefretten VS. Kendini kurtatamıyorur ki ailesine hükmetsin. Allah İn Birliği ve resulunun peygamberliği o kadar aşikar ki. İnanmayanlar, inkarcılar, kafirler müşrikler dahii bu gerçeği biliyor.
İnsan fitnenin en çok olduğu çağ da yaşıyor. Bugunün insanı kendini modern, çağdaş zannediyor. Ama farkında değil ki ilk insan dan kendine gelene kadar kaç toplum, kaç kavim, kaç devlet, kaç milyar Asır geçtiyse en tehlikelisi, en canavarı, en sapığı, en edebsizi, en cahili, en bilgisizisi, en aptalı, en kötüsü şu an bu çağın insanıdır. Kendini çağdaş zanneden cahiller topluluğu…
İslamı inanmadığı için değil. Şuan ki yaşayış kurallarına uymadığı için reddediyor farkında değil. Bi İslam a bakıyor bir çarşıya bakıyor. Nefsi herkes yapıyor ne olacak ki diyor çarşının peşinden gidiyor. Çarşıdan sahte cennet geçici hefesler, geçici mutluluklar hoşuna gidiyor. Bu dinden Allah İn birliğinden vezgeçme nedenin açıklamayı unutmuşsun. Bu kadar ilimden sonra ne gördün ki vazgeçtin.
Eüzü biilahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim sonsuz Hamd alemlerin Rabbi Allah a olsun sonsuz salat ve selam Peygamber efendimiz Hz. Muhammed efendimize ve onun Alu Ashabına olsun
Adıyaman menzile git mürşidi kamili edep ile ziyaret et ona ve sözlerine teslim ol eğer sendeki sorunlar çözülmediyse ben birşey Bilmiyorum
Gidemediysen eğer kendi nefsin ve şeytan seni bırakmıyor bunuda bilmiş ol.
Buraya yazdım senin gibilerede yol Olsun inşallah.