16 yaşında Adıyaman’ın kavurucu sıcağında zorla kapatıldım. Babam eğer kapanmazsam beni döveceğini ve bundan dolayı kendisine günah yazılmayacağını söyledi. Ben ise şart koydum, bana telefon almasını ve bir sürü kıyafet almasını söyledim ama hiçbirini yapmadı, varlıklı bir aile olmamıza rağmen.
Ben başımı her kapattığımda anneme ağlıyordum ve “Babandan dayak mı yemek istiyorsun” diye bana kızıyordu. “Eğer bunu babana söylersem, baban seni okuldan alır” diye tehdit ediyordu. Ben okula gittiğim her zaman açık kızlara özeniyordum; müzik çaldığında saçlarını savurmalarını, şarkı söylemelerini, koşmalarını, zıplamalarını, benden genç durmalarını ve daha mutlu olmalarını kıskanıyordum.
Kendimi tesettürle çirkin gördüğüm için makyaja ihtiyaç duyuyorum. Bu yüzden aşağılayıcı gözlerle, “Sen tesettürlüsün makyaj yapamazsın, bağırarak şarkı söylemezsin, dar pantolon giyinemezsin, kısa tunik giyinemezsin, sevgili yapamazsın, bir erkekle kanka olamazsın” diyorlar, demeseler de gözlerinden anlaşılıyor zaten. Ya bir insanın ders çalışmasını bile engelliyor bu illet. Diğer özgür kızları düşünmekten, hayal kurmaktan insan alıkoyamıyor kendini. E bu halde ders bile dinleyemiyorum. Kuran’da “Saçlarını ört, bir teli bile görünmesin” diye yazmıyor, sadece “Mahrem yerlerini, ziynet eşyalarını kapat” diyor. Kuran’da başörtüsü geçiyor diye bu saçı örtmek farz anlamına gelmiyor.
Ya nasıl olur da bir erkeğin hormonları bir kadının saçlarından dolayı yükselebilir? Biz kadınlar erkekler gibi insan değil miyiz? Onlar da saçını örtsünler o zaman, özellikle o kavurucu sıcakta… Bizi hiçbir zaman anlamayacaklar biliyorum.
Şimdi ise 20 yaşındayım ve hala tesettürlü olmayı sevmiyorum. Bu yüzden evlendiğimde benim başımı açabilecek bir adamla evlenmek istiyorum, ancak böyle kurtulabilirim.
(Görsel: Francis Bacon)