Annemle
her namaz sonunda kıyamet, namaz, başörtüsü hakkında konuşuyorduk. Annem bir
gün bir yatsı namazı sonunda bana kapanmam gerektiğini ve artık İmam Hatip’e
gittiğimi söyledi ve ben o heybetle kapandım. Kapalılığın ne demek olduğunu
bilmeden kapandım. 10 yaşındaki çocuktan ne beklersin ki? 5. sınıfta en yakın
arkadaşlarım hep açıktı, bir tek ben kapalıydım. Yavaş yavaş alışmıştım. Ha bu
arada kuzenim de ben kapandım diye kapanmıştı, benden 1 yaş büyüktü. O bir kez
yapamadı ve açıldı, sonrasında yeniden kapandı.
Ben
9. sınıfa geçtiğimde edebiyat öğretmenimle bir kitap yazdım. Okula benim için
kaymakam, belediye başkanı gelmişti, “Maşallah kızımız kapalı da.” diyorlardı.
O zamanlar kuzenim yeniden açılmak istedi ve benim de o zaman kafama bir şeyler
dank etti. Ben böyle mutlu değildim. 2020 yılında ATO kitap fuarında kitabım
gösterime sunulacak ve röportajlar verilecek. Ama herkes beni kapalı bilecek,
ama ben o zaman açık olmayı planlıyorum.
Herkes
kapanmak istediğinde beni örnek veriyor, “Tülin gibi başörtüne sahip çık
maşallah.” falan filan ama ben böyle mutlu değilim. Herkes çok yakıştığını
söylüyor ama ben bana yakışsın diye takmıyorum. Büyük abim çok baskıcı ve çok
fazla ibadet eden biri, annem ve babam da hep beraber bana baskı yapıp “Ferace
giy artık üstüne.” diyorlar. Erkek kuzenlerimle bile konuşmama izin yok, bu
yüzden telefonum alındı. Onlara benim bir birey olduğumu anlatmaya çalışıyorum
fakat olmuyor. Yaklaşık 3 sene önce atletizm ile ilgileniyordum ve çok
başarılıydım. Yarışlara gireceğim zaman astım hastalığım çıktı ve giremedim.
Şimdi hiçbir şeyim yok fakat babam “Koşu boş iş.” diyor, “Başka bir şeye git.”
diyor ama bu benim uzmanlık alanım. Ama ben babamın neden gitmemi istemediğini
biliyorum çünkü vücut hatlarım belli olacak ve koşarken çok dikkat çekeceğim.
Ben
çok zorlanıyorum artık, ailem önceden kapalı olup sonra açılan birini sanki
onlara ihanet etmiş gibi algılıyor ve dışlıyor, özellikle de babam. Ailemde
sporcu olan kuzenim ve annesi dışında herkes kapalı, bu durumumu onlara
anlattığımda desteklediler. Ailemde genel sorun her şeye gereğinden çok tepki
vermek, mesela babam çocukluğumda abilerime de bana da çok çektirdi ve ben bir
kadın olarak çok sarsıldım, bu hala böyle. Bir gün ekmek almaya giderken başörtüm
arkadan sadece kaydı diye boynumu sıkmaya başladı, acıdan ağladım. İşte bu
yüzden çok korkuyorum. Kuzenim şimdi açıldı ve babam beni onunla görüştürmüyor,
şimdi açılırsam bunun kuzenimle alakalı olduğunu düşüneceğini biliyorum.
Kuzenim bir kere bile bana ‘Açıl’ demedi, demez de.
Bugün
15 yaşındayım ve Fen lisesi 2. sınıf öğrencisiyim. Üstüne üstlük bir yazar
olarak ileride kendi ayaklarımın üstünde duracağım, ben bir bireyim, ben tekim,
benden bir tane daha yok. Annem sezdi açılmak istediğimi ve benimle bu aralar
konuşacağına eminim. Ben bu değilim, dış görünüş olarak muhafazakâr bir kız
olarak gözüksem de özümde öyle değilim. Kapandığımda da değildim, hala da
değilim. Bu aralar çok fazla depresyona giriyorum ve saçlarım avuç avuç
dökülüyor, azalıyor. Bir aralar doktora başvurmam gerekiyor, bunun da
farkındayım.
Hayatımda ilk defa kendimi anlattım, korkusuzca. Bu beden sizin! Ailenizin değil, annenizin, babanızın, abinizin veya ablanızın değil. Bu beden sizin, bu kişilik de… Sonuçta zorlama dini ile yönetilmiyoruz, değil mi?
Ben 10 yaşında kapandım, ama nasıl?
Annemle her namaz sonunda kıyamet, namaz, başörtüsü hakkında konuşuyorduk. Annem bir gün bir yatsı namazı sonunda bana kapanmam gerektiğini ve artık İmam Hatip’e gittiğimi söyledi ve ben o heybetle kapandım. Kapalılığın ne demek olduğunu bilmeden kapandım. 10 yaşındaki çocuktan ne beklersin ki? 5. sınıfta en yakın arkadaşlarım hep açıktı, bir tek ben kapalıydım. Yavaş yavaş alışmıştım. Ha bu arada kuzenim de ben kapandım diye kapanmıştı, benden 1 yaş büyüktü. O bir kez yapamadı ve açıldı, sonrasında yeniden kapandı.
Ben 9. sınıfa geçtiğimde edebiyat öğretmenimle bir kitap yazdım. Okula benim için kaymakam, belediye başkanı gelmişti, “Maşallah kızımız kapalı da.” diyorlardı. O zamanlar kuzenim yeniden açılmak istedi ve benim de o zaman kafama bir şeyler dank etti. Ben böyle mutlu değildim. 2020 yılında ATO kitap fuarında kitabım gösterime sunulacak ve röportajlar verilecek. Ama herkes beni kapalı bilecek, ama ben o zaman açık olmayı planlıyorum.
Herkes kapanmak istediğinde beni örnek veriyor, “Tülin gibi başörtüne sahip çık maşallah.” falan filan ama ben böyle mutlu değilim. Herkes çok yakıştığını söylüyor ama ben bana yakışsın diye takmıyorum. Büyük abim çok baskıcı ve çok fazla ibadet eden biri, annem ve babam da hep beraber bana baskı yapıp “Ferace giy artık üstüne.” diyorlar. Erkek kuzenlerimle bile konuşmama izin yok, bu yüzden telefonum alındı. Onlara benim bir birey olduğumu anlatmaya çalışıyorum fakat olmuyor. Yaklaşık 3 sene önce atletizm ile ilgileniyordum ve çok başarılıydım. Yarışlara gireceğim zaman astım hastalığım çıktı ve giremedim. Şimdi hiçbir şeyim yok fakat babam “Koşu boş iş.” diyor, “Başka bir şeye git.” diyor ama bu benim uzmanlık alanım. Ama ben babamın neden gitmemi istemediğini biliyorum çünkü vücut hatlarım belli olacak ve koşarken çok dikkat çekeceğim.
Ben çok zorlanıyorum artık, ailem önceden kapalı olup sonra açılan birini sanki onlara ihanet etmiş gibi algılıyor ve dışlıyor, özellikle de babam. Ailemde sporcu olan kuzenim ve annesi dışında herkes kapalı, bu durumumu onlara anlattığımda desteklediler. Ailemde genel sorun her şeye gereğinden çok tepki vermek, mesela babam çocukluğumda abilerime de bana da çok çektirdi ve ben bir kadın olarak çok sarsıldım, bu hala böyle. Bir gün ekmek almaya giderken başörtüm arkadan sadece kaydı diye boynumu sıkmaya başladı, acıdan ağladım. İşte bu yüzden çok korkuyorum. Kuzenim şimdi açıldı ve babam beni onunla görüştürmüyor, şimdi açılırsam bunun kuzenimle alakalı olduğunu düşüneceğini biliyorum. Kuzenim bir kere bile bana ‘Açıl’ demedi, demez de.
Bugün 15 yaşındayım ve Fen lisesi 2. sınıf öğrencisiyim. Üstüne üstlük bir yazar olarak ileride kendi ayaklarımın üstünde duracağım, ben bir bireyim, ben tekim, benden bir tane daha yok. Annem sezdi açılmak istediğimi ve benimle bu aralar konuşacağına eminim. Ben bu değilim, dış görünüş olarak muhafazakâr bir kız olarak gözüksem de özümde öyle değilim. Kapandığımda da değildim, hala da değilim. Bu aralar çok fazla depresyona giriyorum ve saçlarım avuç avuç dökülüyor, azalıyor. Bir aralar doktora başvurmam gerekiyor, bunun da farkındayım.
Hayatımda ilk defa kendimi anlattım, korkusuzca. Bu beden sizin! Ailenizin değil, annenizin, babanızın, abinizin veya ablanızın değil. Bu beden sizin, bu kişilik de… Sonuçta zorlama dini ile yönetilmiyoruz, değil mi?
(Görsel: Frances MacDonald)