Odamda gözlerim dolu bir şekilde hikâyemi anlatıyorum. Uzun gelebilir, lütfen yaşadıklarıma kulak verin ve sıkılmayın.
Anne tarafım dindardır, baba tarafımsa sürekli açık kıyafetler, şortlarla dolaşan bir aile; böyle insanlarla büyüdüm. Ben de çoğunuz gibi 14 yaşlarında annemin yoğun ısrarı yüzünden kapandım ama o zamanlar bile istemiyordum hatta nefret ediyordum. Bu yüzden kaldığım şehrin dışında bir okul okumak istedim ve beni yatılı olarak İmam Hatip lisesine kayıt ettiler. Artık yavaş yavaş alışmaya başlamıştım örtünmeye.
Bu satırları nasıl yazacağımı ve yazmakta emin olup olmadığımı bilemiyorum çünkü anlatacaklarım; annem ve babam dâhil kimseye anlatmadığım, anlatmaktan hep korktuğum, peşimi bırakmayan bir geçmişe ait. İlk dinleyenlerim olarak sizi seçtim çünkü beni artık sadece uzağımdakiler anlar.
6 yaşına geldikten sonra yıllarca aynı kişi tarafından tecavüze uğradım. Toprak kokusu yerine hastane kokusu ile büyüdüm. Bir erkeğin bana bakması, bana yanlışlıkla bile dokunması hayatımı alt üst ediyor ve yine o günleri yaşatıyordu. Bu, 18 yaşına gelmeme rağmen hâlâ devam ediyor. Başörtüyü taktığım ilk yılda dışarı çıktığım zaman erkeklerin bakışlarının azaldığını fark ettim ve bu beni memnun ediyordu. Ama bedenim büyüyüp şekillendikçe bakışlar, evime kadar takip etmeler arttı. Bu olayın başörtüsü yüzünden gerçekleştiği yönündeki umudum kesildi, tıpkı Tanrı’ya olan inancım gibi.
Etrafımıza insanlar girdi; açıklar, LGBT bireyler, ateistler… Bu insanları, sırf inançları yüzünden Tanrı cehenneme mi atacak, diye sorgulamaya başladım. Konuyu anneme açtım; açılmak istediğimi söyledim, tek bakışı bana yetti. Asla böyle bir şeyin olmayacağını, yüzüme bakmayacağını söyledi. Çok kararlıydı, konuyu bir daha açmadım. Ama bu yıl üniversite sınavını kazandığım gibi saçlarımı özgür bırakıp sizlere fotoğrafımı atacağım. Bana kendimi iyi hissettirdiğiniz ve yalnız olmadığımı hatırlattığınız için teşekkürler. İyi ki varsınız.
(Görsel: Andrea Kiss)
“Üniversiteyi kazandığım an saçlarımı özgür bırakıp sizlere fotoğrafımı atacağım.” için 2 yanıt
Tecavuze ugradigini yazmissin cok uzuldum ancak hayatini bu travmayla ve onun etkilerinden siyrilip guzelce yasaman icin sana regresyon terapisini oneririm.Umarim guzel bir yasamin olur ve yapmak istedigin seyleri yaparsin ???
Sen de iyiki varsın. Umudunu kaybetme. Günün birinde zorluklarının üstesinden gelirsin inşallah. Sen güçlü birisin. EMRD terapisi de travmanı iyileştirmeyi sağlayabilir. Seni anlıyorum ve çabanı seviyorum güzel kardeşim.