Dönüm noktam, sinemaya olan yeteneğimi ve ilgimi fark etmek oldu.

14 yaşımda kendi isteğimle İmam Hatip lisesine gitmeye karar verdiğim dönem, yine kendi isteğimle tesettüre girdim. Muhafazakâr bir ailede büyümüştüm; ablam, annem ve akrabalarımızın çoğu başörtülü/çarşaflı kimselerdi. Oturduğum apartman da bir aile apartmanı ve bu apartmandaki kadınların hepsi tesettürlü. Yani bu hususta benim için çok fazla rol model vardı ve tesettüre girmem kolay oldu.

Lise dönemim, dini eğitimimi sürdürmekle geçti; Kur’an, Arapça, kelam ve fıkıh öğrenirdik. İnancım konusunda herhangi bir şüphem yoktu. Başörtüsü benim için bir yük değildi hatta onu takmayı seviyordum. Arada kaçırdığım namazlarım dışında bir eksiğim de yoktu. Kız sınıfı olduğumuz için herkes birbiriyle çok samimiydi, iyi arkadaşlara sahiptim. Kısacası hiçbir şeyi sorgulamadığım ama mizacımdan dolayı içe kapanıklılığımı sürdürdüğüm yıllardı. Dönüm noktam ise sinemaya olan yeteneğimi ve ilgimi fark etmem oldu.

11. sınıftayken üniversitede sinema ve televizyon bölümü okumaya karar vermiştim. Ailem, bunu onlara söylediğimde gülüp geçerdi. Sınıf arkadaşlarım ve hocalarım bu isteğime inanmaz ve aşağılayıcı bakışlar atardı. Resim yapmanın bile günah olduğunu iddia eden hocalardan bundan fazlası beklenemezdi, neyse. 3 sene boyunca kitap açmamıştım fakat kimsenin lafına aldırmayarak son sene tüm gücümle sınava hazırlandım. Herkes şaşkındı. Sahip olduğumuz sınıf ortamı sınava çalışmak için çok uygundu; dersler yapılmazdı, kütüphane atmosferi kurulurdu. Her şey çok güzeldi; ta ki YGS sınavının ardından çoğunluğu ilahiyata ek puanla kapak atmak isteyen sevgili arkadaşlarımın bir sonraki sınava hazırlanmadığı zamanlar gelene kadar… Bundan sonra aylarca süren kâbus ve zorbalık süreci başladı. Çalışmamamız için ellerinden geleni yaptılar, bizi her türlü psikolojik baskıya maruz bıraktılar. Bunların sonucu olarak aldığım puan ortalama bir puandı, buna rağmen istediğim okulu tam burslu olarak kazanamadım. Bu dönem, insanlara ve dolaylı olarak dine olan bağlılığımın kopmaya başladığı zamanlardı. Çünkü zorbalık yapan insanların birçoğunun ağzından ‘kul hakkı’ lafı düşmezdi. Sonraki sene tekrar sınava hazırlandım, dershaneye gittim, hedefim derece yaparak burs almaktı çünkü bu bölüme gideceksem kimseye muhtaç kalmamalıydım. Eğer kalsaydım bunu her fırsatta yüzüme vuracaklarına eminim. Depresyon ve anksiyeteyle geçen bu koca sene, deizme kadar kaydığım ve dini anlamda maneviyatımı kaybettiğim bir seneydi. Neticesinde istediğim okulu kazanıp üstüne burs almayı da başararak bağımsızlığıma ilk adımı attım.

Zamanla fikirlerim tekrar daha değişti. Sorunun dinde değil, insanlarda olduğuna kanaat getirerek eskisi kadar olmasa da İslam’a tekrar bağlandım. Fakat kafamda hükümler ve mezheplerle ilgili birçok soru ve şüphe vardı. Daha sonra Kur’an odaklı bir dinin daha uygun olduğuna karar verdim ama bu konunun üzerinde çok da fazla durmuyordum. Kafamdaki sorulara cevap bulamasam da onları bir şekilde görmezden geliyor ve üstlerini kapatıyordum. Başörtüsü konusunda hiçbir zaman pişmanlık duymadım ama kendimi dindar biri olarak görmemeye başladım. Namaz kılmıyordum, günah denilen çoğu şey bende günah hissi oluşturmuyordu ve dahası neden günah olduklarına da anlam veremiyordum.

Bu kadar zaman ertelediğim bu durum, birkaç haftadır tekrar aklıma yerleşmeye başladı. Yaptığım araştırmalardan, okuduğum tefsirlerden, aldığım cevaplardan tatmin olmamaya başladım. Kafamdaki şüpheler gittikçe artıyor ve artık bu dini tam anlamıyla kabul etmiş bir insan gibi hissetmiyorum. Allah’a inancım tam fakat İslam’a olan inancımda eksikler var. Bu şüpheler yoğunken ve dini, hayatıma kanalize edemezken başörtüsü takmak artık bana ikiyüzlülük gibi geliyor. Çünkü dışarıya yansıttığım imaj ile fikirlerim birbirine taban tabana zıt. Bu yüzden başörtüyü çıkarma kararı aldım. Bunu aileme henüz aileme söylemedim ve bana nasıl bir tepki vereceklerini bilmiyorum. Fakat tepkilerinde abartıya kaçarlarsa ve burada birçok kardeşimin yaşadığı şiddeti ben de yaşarsam diye korkuyorum. Böyle bir durumda yalnız bir hayat kurmak için elimden ne gelirse yapmaya çalışacağım. Umarım böyle bir durumda yardımınızı esirgemezsiniz. Herkese sevgiler.

(Görsel: John Sloan)

“Dönüm noktam, sinemaya olan yeteneğimi ve ilgimi fark etmek oldu.” için 3 yanıt

  1. Merhaba, burada dinden uzaklaşmış çoğu insanın yaşadıkları ile aynı şeyleri yaşamışsın. Araştırdıkça gelen yeni sorular, bulunamayan cevaplar, ‘günah mı işliyorum’ düşüncesi.. Sana tavsiyem araştırma aşamasında örtünü çıkarmamak. En azından din konusunda kafanda bir şeyleri oturt, daha sonra faaliyete geçir. Konuşmak istersen instagram adresim @ozgurlukemekisterr

  2. Aslında kafam gerçekten netleşti gibi, başörtü emrinin gerekçeleri, cariyelik, kadının islamdaki yeri ile ilgili sorulara verilen cevapların hepsi gayet ilkel, yerel ve mantık dışı cevaplar. Bunu kabullenmek zor oldu ama durum gerçekten böyle, ve şu an başörtünün benim için hiçbir anlamı yok. Fakat bir kaç denememden sonra bunun şu an bulunduğum ortamda olamayacağına kanaat getirdim ve erteledim, mümkün olabilecek en uzak yere gittigimde yapacağım

  3. Merhaba bende 8 yıl aradan sonra basortumu çıkardım ,hemde iki hafta falan oldu. Yani henüz tazeyken sana söyleyebileceğim şey cikarmadan önce emin ol, bu durumda başın dik yaparsın her şeyi merak wtme. Konuşmak istersen yazabilirsin Twitter (zelalabebext)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir