Düşlüyorum, saçlarımı deniz kenarında savurarak koştuğumu… Düşlüyorum, sokakta elimde gitarla bağıra bağıra şarkı söylediğimi… Ama bir dakika ben bunları yapamam, yapmamam lazım. En azından ailem öyle diyor; sizce de öyle mi?
Merhabalar, ben Ayşenur. 12 yaşında kapanmış ve şu an 16. yaşını bitirmek üzere olan bir kız. Bu 3,5 yılın 1,5 yılını açılmayı isteyerek geçirmiş bir kız olarak yazıyorum bu satırları. Ben kendi isteğimle kapandım, çok büyük bir hevesle ama dediğim gibi 12 yaşındaki bir çocuğun hevesinden öteye geçmedi bu. Biraz sizin desteğiniz biraz da kendim olma isteğim ile cesaret toplayıp babamla konuştum bu konuyu, böyle böyle baba dedim, istemiyorum. “Seni buna iten ne” dedi, “bir erkek arkadaş, özentilik veya dış görünüş mü?”. “Hayır” dedim ama ona “Baba, kendim olmak istiyorum” diyemedim. “Beni tanımıyorsunuz; ben deli dolu, özgür ruhlu biriyim. Koşmak, şarkı söylemek, resimlerimle gurur duymak istiyorum” diyemedim. Gerçi desem de bir şey fark etmezdi.
Hayatımdaki en büyük umudum olan okulumla tehdit ediliyorum, sürekli “Sevgilin olursa, açılırsan okuldan alırız. İki yıl sonra da alırsın bir koca, oturursun evinde” deniyor bana. “Ne ben açılınca kötü yola düşeceğim ne de sizin yüzünüzü kara çıkartacağım”; bunu da diyemedim.
Tesettür güzel şey ama değerini anlayınca, kavrayınca, her şeyiyle… O zaman her zerresi güzel ama ben bu değilim ve bu olmaya zorlanıyorum. Hayatınızdaki doğru denilen çizgileri aileniz çizdiği vakit siz o çizgilerden sapıyorsunuz. Bırakın, balığınızı kendiniz tutun, gerekirse aç kalın, elbet bir gün o balığı tutacaksınız. Buna inanın. Şimdi “Ne yapıyorsun” derseniz, okulum ve özgürlüğüm arasında bir seçimde, boynumda bir iple sallanıyorum.
(Görsel: Edward Hopper)
“En büyük umudum olan okulumla tehdit ediliyorum.” için 5 yanıt
Valla canım seni çok iyi anlıyorum bende istemeyerek 5 senedir kapaliyim ama şu acıdan şanslıyım eşim çok baskıcı değil eskisi gibi sadece aile ne der korkusunda biraz yaşadığım semt dışında ve tatillerde açık olarak geziyorum saçlarıma rüzgar deyince çok mutlu oluyorum inşallah sende tamamen açılırsın
Seni öyle iyi anladım ki. Kapanma yaşından tut, açılmayı düşündüğün zamana kadar birebir aynıyız. Ben de kendi isteğimle hevesle kapandım. Topuz yapmayı, şal bağlamayı hiç beceremeyip her sabah krizler geçirsem de aklımın ucundan dahi geçmezdi açılmak. Ailem ve özellikle arkadaşlarım, öğretmenlerim herkes çok iyi tepki vermişti. Ben de kendimi günahlardan korunduğum için mutlu hissediyordum. Ne olduysa 1,5-2 sene önce oldu. Sanki ansızın başka yöne saptı düşüncelerim. Kendimden utanarak açılmayı arzulamaya başladım. Ama sen de diyorsun ya görünüş için olmadı asla bu. Zaten ben makyaj yapıp şort giyecek tarzda biri de değilim. Açılmış olsam tek değişiklik saçlarımın görünmesi olurdu. Ve bu değişikliği istememin sebebi de rahatlıktan başka şey değil. Eve bir misafir geldiğinde odaya kaçışmaktan, balkona ve hatta pencereye bile çıkarken başörtü bağlamaktan çok yorulduğumu hissettim. Her şal taktığımda başımın ağrıması, saçların devamlı çıkışı, bonenin kayışı, deli oluşum.. Şak diye kalkıp bakkala gidebilmeyi düşledim mesela. Sonra bunlar bana aptalca geldi, bu mu derdin diyerek kendimi azarladım. Aklımdan bir türlü çıkaramadım bu meseleyi ve araştırmaya başladım. Neden kapanmalıyım, tesettürle ilgili ayetler hadisler, gerekçeleri ve hatta başörtüsü dinde var mı gibisinden tonla araştırma yaptım. İkna olmak için izlediğim videolar işe yaramadı. Okuduğum tefsirler daha çok canımı sıktı. Bazen kabullenir gibi olduğum da oldu ama akşam başımı yastığa koyunca hissettiğim hep aynıydı. Bu sebepten dinden de uzaklaştım. Ve uzaklaştıkça daha da suçlu ve kötü hissettim. Zaman zaman bazı makaleler okuyorum başörtüsünün farz olmadığı ile ilgili, içim rahatlıyor. Beş dakika sonra işime geldiği gibi yorumladığımı düşünüp yeniden başa sarıyorum. Açıkçası anladım ki eski alimler dışında kimse de emin değil neyin ne olduğundan. Öyle böyle bir açılma kararı verdim. Verdim vermesine de iki yıl oldu daha ağzımı açamadım. Ailemden çok korkuyorum, hayır beni döveceklerinden ya da okuldan alacaklarından değil, ki yapmazlar da bunları. Fakat ablalarım, annem, babam o kadar dini bütün insanlar ki onların hayal kırıklığı ve kızgınlığı beni çok korkutuyor. Tek sebep bu değil tabi. Sadece annemden babamdan korkuyor olsam çoktan yapmıştım bunu. Allah korkusu en baskını. Vücudumu kapatmamı anlasam da neden saçımı kapattığımı anlamadan bir emire uymaya çalışıyorum ve aksini yapmak beni çok korkutuyor çünkü ne zaman öleceğim bile belli değilken her gün günaha girmek istemiyorum. Aklım ile kalbim çelişiyor. Bilmiyorum, hiç bilmiyorum. Zaten 3-4 yıldır başörtü taktığımdan saçlarım döküldü, yıprandı. Ergenlik döneminde olduğumdan vücuduma karşı da güvenim yok. Gerçekten üzgünüm. Seni kendime çok benzettiğim için paylaşmak istedim seninle. İnsanın kendinden birini bulması güzel, teşekkür ederim.
lütfen okulundan vazgeçme. çok zor biliyorum çünkü ben de aynı istekle yanıp tutşan aynı yaşta bir kızım. ama okumak ve hayatımızın ilerisinde “özgür” olmak bizim en büyük kozumuz. üniversiteye geçince part-time bir iş bulup kendi ayaklarımız üzerinde durmaya başlayabiliriz. ama sabır gerek. lütfen vazgeçme, lütfen güçlü dur. sevgiler <3
Lütfen onlara söylemediğin şeyleri söyle, belki kavga gürültü olacak ama söylemek zorundasın. İçinde tutarak onların seni anlamasını ve örtüyü çıkarmayı bekleyemezsin. Git ailenle konuş, gerekirse bir mektup yaz ellerine var ya da mesaj at, sen bilirsin. Ama içindekileri dök, şans seninle olsun?
Ah ah bu aileler neden hayatı bukadar zor kılanlar bize!!! Ben 23 yaşındayım liseye giderken annemin zoruyla kapandım hiç bir zamanda alisamadim. İçimde hep açılma isteği vardı. Dayanamadım artık gizli gizli dışarı açık çıkıyorum eve girerken örüyorum şuana kadar hiç yakalanmadim bundan sonrada yakalanmam umarım. Ama ben bunu istiyorum 23 yaşındayim istemediğim birşeyi yapmak zoruma gidiyor. Sana naçizane tavsiyem okuluna istemesende kapalı bı şekilde devam etmen emin ol okul daha önemli. Hem bakarsın özgürlüğünü kazanırsın ozman kimsenim sana karışmasına müsaade etmezsin.