Ailesizliğin ne olduğunu iki yılda iliklerime kadar hissettim.

Beni sizin anlayacağınızı bilerek yazıyorum bunu. Beni en iyi siz anlarsınız. Beni yalnızca siz dinlersiniz. Aynı yolları; kimimiz sürünerek yürüdük, kimimiz koşarak. Kimimiz atlattık her şeyi, geride bıraktık karanlığı; kimimiz şu an savaşıyor, direniyor. Kimimiz de korkup karanlığın içinde saklanıp güç bulmaya çalışıyor. Ben en son gruptayım. Karanlığın içinde bir güç bulmaya çalışıyorum.

Yirmi üç yaşında, iyi bir üniversiteden mezun, kendi parasını kazanan bir kadınım. Üniversiteyi ailemden uzakta okudum. Hâlâ aynı şehirde yaşıyorum. Üniversite üçüncü sınıfta açılma kararı aldım. Sancılı bir süreçti. Bahane aramış demesinler diye haklı gerekçelerimi açıklamak istemesem de temel sebebi söyleyeceğim. Kapanmama neden olan, dine inanan insanlarla ortak bir yanım kalmasın istedim. Ben bu dinin sorumluluklarını benim omuzuma yükleyen adamların dinlerinin temsilcisi olmak istemedim. Bu kadar. Dinlerinin sorumluluklarını ben taşımak istemedim.

Açıldıktan sonra dindar ve mütedeyyin insanlardan oluşan çevremden tamamen soyutlandım. Kimi beni görmezden geldi, bazısını ben görmezden geldim, bazıları beni gerçekten tanıyamadı, bazısı bana hakaretler yağdırdı, bazısı beni suçladı. Arkadaşlık ilişkilerim sıfırlanmıştı. Kendimi yapayalnız hissediyordum. Aileme hiçbir şey anlatmama kararı almıştım. Şu an dahi bilmiyorlar, uzunca bir süre daha öğrenmeyecekler. En büyük yaram da bu. Bunu anlatmak istiyorum. Benim ailem, beni basit bir bez parçasına tercih ederdi. Ben, kendi aileme “Artık saçımı kapatmak istemiyorum” diyemediğim için kaybettim. Ben, aileme “Artık bunu takmak istemiyorum” diyecek kadar bile güvenemiyorum. Kendi aileme, beni dünyaya getiren insanlara güvenemiyorum. Ben, ailemi aynı evde olsak da bulamıyorum. Yanımda ne annemi ne de babamı hissediyorum. Ben hep yalnız olmak zorundayım; hep bir şeyler saklamak, yalanlarla uğraşmak zorundayım. Hep bir kavganın ortasında yapayalnızım. Hep kaçmak zorundayım. Hep bir şeylerden korkmak zorundayım. Başım belaya girdi mesela bu iki yıl içinde, haberleri olmadı. Tacize uğradım, arayıp anneme anlatamadım, korkuyla beni tanımayan insanların omuzunda ağladım. Ben annesizliği hak edecek hiçbir şey yapmamıştım. Ben ailesizliği hak edecek hiçbir şey yapmamıştım. Ben annesizliğe doğmadım, ben bu yaşta babamı kaybetmek için sabır göstermedim hayatımın zorluklarına. Anlatamıyorum. Karşılarında durup “Baba ben açılacağım, anne ben bu örtüyü takmasam da sizin kızınızım” diyemiyorum. Ailesizliğin ne olduğunu iki yılda iliklerime kadar hissettim.

Yazdan yaza bir ailem olsun diye sabır gösterip örtünüyorum. İki farklı sosyal çevrede sıkışıp kalıyorum. Ne işimde ailemle ilgili konuşuyorum ne de aileme işimle ilgili konuşuyorum. Ne iş arkadaşlarım ailemin adresini biliyor ne de ailem iş yerimin veya evimin adresini biliyor. Ailem bana bir zarar verse kimse ne hesabımı soracak ne de bir mezarım olacak. Ya da biri bana evimde zarar verse benim ailem bunu günlerce belki aylarca bilmeyecek.

Bir aile hiçbir nedenle çocuğunu bu denli yalnız bırakmamalı. Ben başıma taktığım örtüyle mi kızları oluyorum yani? Ben neden korktuğum zamanlarda sığınacağım bir aileye sahip değilim? Ben kendi aileme neden güvenemiyorum? Bilseler neler yaparlar diye düşünüyor, korkuyla saklıyorum her şeyi. Kim bilir, ne kadar daha saklayacağım? Bu kaçış- kovalamaca dolu hayat ne kadar daha sürecek? Hikayenin sonunda belki hayatta olamayacağım, belki kabullenip tekrar kapanacağım, belki de ailemi tamamen kaybedeceğim. Sadece sormak istiyorum; ben bir metre kumaşla mı onların kızları oluyorum? Üzülüyorum. Korkuyorum. Çok korkuyorum.

(Görsel: Tom Hammick)

“Ailesizliğin ne olduğunu iki yılda iliklerime kadar hissettim.” için 6 yanıt

  1. Seninle ayni duygulari paylaşıyorum ve ayni durumdayım.. Bende cikardim ama bilmiyor biyolojik ailem . Zaten gercekten nasilsin diye bir gün bile sormadilar.. Her zaman dertlerimle sikintilarimla yanliz basima mucadele ettim. Annesiz ve ailesiz olmayi bende haketmedim. Insanlarin aileleri ile boy boy fotograflarini görünce intihar bile düşünüyorum. Hickimsenin kimsesi olmadan gidesim var bu dünyadan. Ah iki çocuğum olmasaydi keske diyorum. Ama onlar icin yasamak zorundayim bu kirli dünyada…

  2. Ben aileme söyleme girişiminde bulundum. Senden küçük olduğum kesin. Bu sene üniversiteye başlayacağım. Aileme söylemek de bir çözüm olmadı. Eğitim hayatımı elimden almakla tehtid ettiler. Babam evden kovdu. Annem de okumak istiyorsan o başörtüyü takacaksın dedi. İstemeye istemeye takıyorum o başörtüyü. Açılmayacağımı vazgeçtiğimi sanıyorlar. Ayrıca beni yurda vermektense annem benimle gelme kararı aldı. Annemle ev tutup yaşayacağım. Sorun ailemle olmak değil. İstediğim gibi olamamak…
    Okulda açılmak istiyorum nasıl olsa annem de beni göremez okulda. Bilmiyorum belki de hemen yakalanırım. Korkuyorum hemen yakalanmaktan. 5 sene boyunca okulda açık Eve dönerkenve babam geldiği zaman kapalı olabilir miyim ? Saklayabilir miyim? Öğrenirlerse babam beni evlatlıktan reddebilir ya da en kötüsü eğitim hayatın riske girebilir. Merak ediyorum Ailenden kaç senedir saklıyorsun ? Ben de uzun süre saklayabilir miyim bilmek istiyorum ?

    • Kimse eğitim hakkını elinden alamaz. Demesi kolay tabii diyebilirsin ama öyle. Hakkını aranan ve mücadele etmen lazım (Sokağa çıkıp bağırsan kimse elinden tutmaz ama videonu çekip sosyal platformlara atınca işler bambaşka yerlere gider. Sadece doğru yolu bulmamız lazım). Biliyorum işimiz kolay değil ve korkuyoruz ama korkarak bir yere varılmaz. Biraz cüretkar olmamız lazım. Ben de çok baskılandım ama her seferinde dişlerimi gösterdim. Korak ve çaresiz hissettiğim zamanlar oldu ama kedi yavrusu misali tüylerimi kabarttım. Şu an mutlak bir sonuç elde edemedim belki ama çok ilerleme kaydettim. Ayrıca daha cesur ve enerjik hissediyorum.
      Göze göz dişe diş arkadaşlar. Keşke güzellikle halledebilseydik ama olmuyor işte. Karşı tarafın anladığı dilden konuşmak lazım.
      Kendinize güvenin. Mücadele etmekten başka şansımız yok.

    • Ben daha bir hafta dolmadan yakalandım 🙁 Yürütmesi gerçekten çok zor, eğer benim hocam araya girmeseydi beni okuldan almışlardı bile, mecburen tekrar kapandım tabi. Yani sana tavsiyem riske atmaman, biliyorum zor ama eğitimi kaybetmek demek özgürlüğünü kaybetmek demek. Hocam benimle konuştuğunda demişti ki onların gemisinden inmeden kendini aşağı atma, onların elinde bizi tehdit edebilecekleri bir şey oldugu sürece onlara bağlıyız mecburen. Ama merak etme kardeşim hepimiz bir gün başaracağız elbette o zamana kadar güçlü kalmalıyız sadece.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir