Vücut, neden bu denli saklanması gereken bir şey?

Merhaba. İçimdekileri nasıl toparlayacağımı, anlatmak istediğim her şeyi buraya nasıl sığdıracağımı bilmiyorum. Öncelikle kapanma eyleminin beni his olarak rahatsız etmesinin yanı sıra mantığıma da nasıl uymadığından bahsetmek istiyorum.

Saç dediğimiz şey erkekleri nasıl tahrik edebiliyor, neden bu kadar örtmemiz gerekiyor; anlamıyorum. Sonuçta saç erkeklerde de var, değil mi? Tahrik olunabilecek bir şey olsa, aynı örtünme kuralının erkekler için de geçerli olması gerekmez miydi? Kadınların da cinsel arzuları, hazları yok mu? Vücut, neden bu denli saklanması gereken bir şey? Herkeste var zaten. İnsanoğlu olarak her şeye bu kadar kutsal, bu kadar yüce anlamlar yüklemeye çalışmamızı çok saçma buluyorum.

Daha önce bu konular hakkında Twitter’da insanlarla konuştum. Benim durumumda olan başarılı veya başarısız olmuş insanlarla… Kuzenimle de konuştum, yaşıtım olan bu kuzenim 4,5 yıl kapalı kaldıktan sonra geçen sene açıldı. Bense 3 yıldır kapalıyım ve artık nefes alamıyorum. Dışarı çıktığımda kafamı yerden kaldıramıyorum, kendimden utanıyor gibiyim. Açık halimi beğeniyorum halbuki ama asıl mesele beğenmem de değil. İçimdeki o gerçek benliğime aşığım ama dışarıdan görünen bu kız ben değilim.

16 yaşındayım ve daha bu yıl Erasmus programıyla İspanya’ya gittim. Başörtümden dolayı daha gitmeden önce endişelenmeye başlamıştım. Beni ötekileştirecekler, nefret edecekler diye. Hiç öyle olmadı ama havaalanında açık arkadaşlarım serbestçe geçebilirken benim şalımın içini aradılar, özel bir x-ray kabinine sokulup tarandım. Ötekiydim ben. Normal değildim, farklıydım.

Zaman zaman aklıma açılma düşüncesi geliyordu ama ben her seferinde onu geri kovuyordum. “İnancın zayıflıyor, şeytan seni kandırıyor” derdim hep kendime. Ama bakıyorum ki aslında ben hiç inanmamışım, galiba. İnanç konusunda henüz tam emin olmasam da açılma isteğimden eminim. Eminim; çünkü düşünmekten, ağlamaktan, aileme açılmak istediğimi söylesem bana ne tepki verirler diye düşünmekten uyuyamadığım geceler çok oldu. İnternet erişimim gider mi, arkadaşlarımla görüşmemi yasaklarlar mı, okumamı engellemeye çalışırlar mı?

Henüz 16 yaşındayım ve hayatım boyunca hep çok başarılı bir öğrenci oldum. Bu yüzden okumamı, üniversiteye gitmemi engelleyerek beni sindirmeye çalışırlarsa ne yaparım bilmiyorum çünkü bundan başka bel bağladığım hiçbir şey yok. Ağlarken kendi kendimi hep “Sabret, çalışıp geleceğini kuracaksın, onlardan kurtulacaksın” diye telkin ettim. Beni bununla tehdit ederlerse ne yaparım, bilmiyorum.

Henüz açılma isteğimle ilgili hiçbir laf etmedim aileme ama geçen her gün ömrümü israf ediyor gibiyim. Sanki asla sığamayacağım bir kalıba sıkıştırılmaya çalışılıyorum. “Ben bu değilim, beni rahat bırakın” diye bağırmaya kalkışsam, sesimi kısmaya çalışacaklar diye korkuyorum. Ama biliyorum ki artık yapmalıyım. Çünkü bu hayat benim, en güzel yaşlarımı bu şekilde heba etmek, ruhumu geri dönülmez bir şekilde parçalıyor. Ama korkuyorum işte, annem okuduğum kitapları bırakmamı isteyip “Artık dini kitaplar okumalısın” dediğindeki zihniyetinin beni korkuttuğu gibi korkuyorum. Klasikleri okuduğumda içinde geçen “tanrı” kelimesini her gördüğünde ortaya çıkan saçma öfkesinden tiksiniyorum.

Annem lise mezunu, babamsa öğretmen ama gözlerini hala açamamışlar bence. Benim hayatımı oyun hamuru gibi görmeyi, elleriyle istedikleri gibi şekil verebileceklerini sanmayı ne zaman bırakacaklar bilmiyorum. Sadece ailemin değil, akrabalarımın tepkisinden de korkuyorum. Ama artık yapmalıyım. Çünkü bu kızın saçlarını rüzgarda savurmaya, artık kendini “kız” gibi hissetmeye ihtiyacı var. Biliyorum, uzun ve saçma oldu ama hiç düzenlemeden, içimden geldiği gibi göndereceğim bu yazıyı.

(Görsel: Kai Fjell)

“Vücut, neden bu denli saklanması gereken bir şey?” için 5 yanıt

  1. Başaracaksın ben sana inanıyorum. Sen sandığından çok daha güçlüsün, başardığın zaman ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın. Ve unutma! Asla yalnız değilsin.

  2. inanamıyorum yazımın yayınlandığına. hatta yazmamın üzerinden 3-4 ay geçtiği için kısmen de unutmuşum neler yazdığımı. ilk okumaya başlayınca “ben yazsam ancak bu kadar olurdu” dedim.
    ama, o eski umutlu halime o kadar üzüldüm ki. bu mektubu yazdıktan 5 gün sonra falan konuştum, ne konuşmak her şey mahvoldu. 1 hafta kesintisiz ağlar mı insan? ağladım. online dersler başlayana kadar internete erişimim kesildi. anne babama, yazıklar olsun. şimdi tüm gün ders çalışıyorum, çalışıyorum ki üniversite sınavı sonucunda iyi bir burs kazanıp “kendim” olabileyim. umarım bir gün hayallerim gerçekten gerçek olur.

  3. Sana kurban olurum ben. Bende bir kere söyledim ve çekmediğim kalmadı. Tekrardan bu sefer yavaş yavaş açıklamaya çalışacağım ama umudum yok.

    • umarım ikimiz de başarabiliriz bir gün. ben artık hiç böyle bir şey olmamış gibi davranıyorum ki üniversiteye gideceğim vakit akıllarında “acaba gidince böyle bir şey yapar mı” sorusu gelmesin ve benden şüphelenip beni engellemeye çalışmasınlar diye. umarım bir gün isteyen herkes başarabilir ve “kendi”si olabilir, sevgiler <3

  4. Anladığım kadarıyla başarılısın sana yardım etmek isterim burs konusunda rehber olmak ailen olmadan okuyabilirsin onlar seni desteklemek zorunda değil instagram hesabım Ummu3037 yazabilirsin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir