Yazacaklarıma annemin söylediği “Orospu mu olacaksın?” cümlesiyle başlamak istedim.
Ben 6. sınıfta hem aile baskısıyla hem de henüz çocuk olduğum için etrafımdaki insanlara özendiğimden kapandım. İstedim mi, istemedim mi; bundan bile hiç emin değildim o yaşta. İlkokula başladığım zamanlardan itibaren her yaz Kur’an kursuna gönderildim, orada öğretilen her şeyi doğru sandım ama çok yanılmışım. Bunu fark etmem uzun zaman aldı. Şu an 18 yaşındayım ve yaklaşık bir yıldır kendi isteklerimin, özgürlüğümün; baskılardan daha önemli olduğunu fark ediyorum. Kapalı olmaktan mutlu değilim ve eğer kapalı olmaya devam etmek zorunda olursam asla mutlu olmayacağım. Bunu ne zaman başarır, ne zaman içimde o cesareti bulup açılırım, bilmiyorum ama bunu kesinlikle yapacağım. Fakat ailemden çok çekiniyorum.
İlk başlarda ailemin dini yanlış anladığını düşünüp dini ve ailemi masum görmeye çalıştım ama artık ben dinlere inanmıyorum, kafamda taşıdığım bu örtü ve ben bir bütün oluşturamıyoruz. Şu an çok sevdiğim bir insan var hayatımda, sadece 1 hafta önce anneme bundan haberi olması için anlattım çünkü ben telefonumu gizledikçe onunla kavga ediyor, sürekli hakaretler duyuyorum. “Kaç kişiyle konuşuyorsun, orospu mu olacaksın, şerefsizsin, adisin sen, sevgilin yüzünden dinden soğudun, senin yüzünden cehennemde yanacağız, açılacaksan evlen de öyle açıl, babana kalp krizi geçirtme, o adam yüzünden sağcı olmaktan çıktın, devlete nankörlük ediyorsun” gibi o kadar şey duydum ki… Burası böylece daha da uzar gider. Bir insan 18 yaşında diye cahil olmuyor; kendi kararlarını verebilecek yaşta bir birey olduğunu, gerçekleri söyleyebileceğini kimse görmüyor. “Büyükler her zaman haklıdır, sus” diyorlar ama ben gerçekten yoruldum. İnanmadığım bir şeyi başımda taşıyıp hayatımı ona göre şekillendirmek zorunda kalmaktan, sağcı ve gerici bi aile ile yaşamaktan, istediğimi söyleyememekten ve hep susturulmaktan yoruldum.
Bu yıl 2. kez üniversite sınavına hazırlanıyorum, Ankara’ya gidip hukuk okumak istiyorum. Oraya gitmeden önce açılmak istediğimi söylemek istiyorum. Ben özgür olmak istiyorum, kısıtlanmak değil. Mutlu olmak istiyorum, insanlar ne der diyerek yaşamak değil.
(Görsel: Tymon Niesiołowski)