Merhaba,
Öncelikle ben 14 yaşında bir kız çocuğuyum. Ailem dinimize çok bağlı bir aile değiller ama yine de Müslümanlar. Evde en çok dine bağlı olan benim; her gece yatmadan önce duamı okuyup, uyurum. Hiçbir zaman da öyle açık saçık giyinmezdim, güzelliğin illa açık saçık giyinerek olduğuna inanmazdım. Düzenli ve bakımlıydım. Annem işe giderken makyaj yapar, güzelce giyinip işe giderdi. Ablam da okula giderken hep tarzdı. Babam da şofördü ama öyle bildiğin şoförlerden değildi. Kendi arabasıyla Bulgaristan’a yolcu götürüyordu. İyi bir geliri vardı, her gidip gelişinde para miktarı farklı olurdu. Yani parasal açıdan sıkıntıda değildik ama babam çok baskıcı bir adam. Bazen kararlarımıza hiç saygı duymuyor, alkol içiyor her gece, küfür ediyor her türlü şeye. Yine de bizim yanımızda küfür etmemeye dikkat ediyordu. Ama ben babamı bir kere bile sarhoş görmedim, babam içse bile hiç sarhoş olmaz ama bence alkol yüzünden daha çok küfür ediyor.
Kalbimiz kırılıyor. Arkadaşlarımızla konuşuyoruz, sanki sevgilimizle konuşuyoruz sanıyor. Odanın başına dikiliveriyor; “Kim o?” diye soruyor. Uzun uzun uzun bakıyor bize sanki biz yalan söylüyoruz. Babam bize hep; “Okuyun, okumazsanız bizim gibi olursunuz, burnunuz sürter. Öyle aşk meşk ile hayat yürümez. İşinizi alın elinize.” diyor; “Duygulu olmak insanı zayıflatır.” diyor. Sanki FBI ajanı yetiştiriyor. Bir yandan da doğru söylüyor gibime geliyor ama yine de bu yaşta da olmazsa olmaz bence ilk aşkımız. Ablamın kaç tane sevgilisi oldu, hiçbirini bilmiyor. Annemle babam çok genç yaşta evlenmişler; annem 18, babam 23 yaşındayken kaçarak evlenmişler. Bizi çok kısıtlıyorlar zaten böyle bir şey yapmıyoruz. Biraz güvenseler… Ben de bir an önce üniversiteyi bitirip ayrı eve çıkacağım. Kurtulacağım bu evden.
(Görsel: Jesse Mockrin)