Merhaba, ben on sekizine yeni girmiş bir bireyim. Aslında konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum. Altıncı sınıfta kapandım ben, her zaman kapanacağımı biliyordum, başka ihtimal yoktu. Sülalemde bir tane bile açık insan yok. Her şey on birinci sınıfın yaz tatiline dayanıyor. On birinci sınıfın yaz tatilinde anneme ağlayarak açılmak istediğimi, kapalıyken hiç rahat olmadığımı söyledim. Çok kötü bir tepkiyle karşılaştım, “Benim çatımın altında başını açamazsın, ne zaman evlenirsin kocanın evinde istediğini yaparsın ya da bu evden gidersin” dedi. Bunların yanında bana sürekli “Cehennemde yanacaksın” dedi. Aradan belirli bir süre geçti ve ben bu düşünceyi kafamdan çıkardım, artık ihtimal vermiyordum. Aynı zamanda sınav yılımdı, zaten kafamı çok kurcalamadı.
Bu sene üniversite sınavına girdim, büyük bir ihtimalle mezuna kaldım. Tekrar anneme söyledim, açılmak istediğimi ama içimin çok huzursuz olduğunu ve çok uzun bir süredir bunu düşündüğümü ve artık çıldırma noktasında olduğumu söyledim. Çok belirsizdim. Annem de bana eskisine nazaran ılımlı yaklaştı “Tamam, açıl” dedi “ama çok pişman olacaksın iki yakan bir araya gelmeyecek, bunu yaptıktan sonra üzülürsen sakın yanıma gelme.” Tüm desteğini çekti.
Ben çok takıntılı bir insanım, bana denilen en ufak olumsuz şeyi haftalarca kafama takarım. Çok üzülürüm, millet ne der korkusuyla yaşıyorum, böyle iğrenç bir karakterim var. Annem de beni tanıdığı için açıldıktan sonra göreceğim muamele yüzünden pişmanlık yaşayıp tekrar kapanacağımı söylüyor. Annemi üzmek istemiyorum, eğer açılırsam annem üzüntüden kahrolacak, yüzüme karşı da söyledi. “Ben ölmeden böyle bir şey yapma” dedi “beni milletin diline düşürme.” Annemle babam ayrı, bu konuyu babamla da konuştum. Babam üzüleceğini ama karışmaya hakkının olmadığını söyledi. “Üniversiteye geçince nasıl bir insan olmak istediğine karar verirsin, 1 yıl daha bekle” dedi.
Biz geniş bir aileyiz, benim hayatımda annemin söz hakkı yok. Teyzemler, dayımlar, anneannem herkes en ufak şeyimize karışır. En basitinden bu sene etek giydim diye adımı çıkardılar, resmen ferace giymediğim için kapalıyken bile istediğim gibi asla giyinemiyorum. Akrabalarımdan çok korkuyorum, psikolojik olarak beni mahvedecekler, iğrenerek bakacaklar, görmezden gelecekler, ağızları hiç susmayacak. Eğer açılırsam bunların hepsini yaşayacağım, bunlar aklıma geldikçe tüm cesaretim kırıldı ve bu isteğimi yine bastırmaya çalışmaya başladım. Rahat mıyım? Asla.
Başörtülüyken dışarı çıkmak bile istemiyorum, çok mutsuzum ama olmayacak gibi… Ben bunların hiçbirini kaldıramayacağım çünkü üstüme ne kadar geleceklerini biliyorum. Psikolojik olarak öldürmekten beter edecekler beni. Nasıl insanlar olduklarını biliyorum, hiçbir şeyi göze alamıyorum. Bu yüzden baş örtülüyken mutlu olmak için çabalayacağım çünkü çok korkuyorum.
(Görsel: Heidi Hahn)
“Başörtülüyken dışarı çıkmak bile istemiyorum, çok mutsuzum.” için bir yanıt
Ekonomik olarak bağımsızlığını kazanana kadar sabret. Dileğini ve isteğini içinde sakla ve büyüt. Ondan sonra da hiç kimseye aldırmadan içinden geleni yap. Sana yaşatılan bu riyakarlıktan sen değil, buna sebep olanlar sorumludur.