Merhaba.
Henüz 17 yaşındayım ve 5 yıldır başörtüsü takıyorum. Çocukluğumdan beri anneme düşkünümdür ve onu her zaman tatmin etmeye çalışırım. Annem ise soğuk ve otoriter bir kadındır; kendisine ördüğü duvarları bu zamana kadar asla yıkamadım. Tesettür çocukluktan beri “olması gereken” ve “olacak olan” olarak anlatıldı bana ve o yaşlarda iken arkadaşlarımla, kaç yaşında kapanacağımızı konuşurduk, hatırlıyorum.
Benim kapanmamın nedeni annemi mutlu etmek, ona benzemekti. Kendisi dinine bağlı bir insandı hep. Ortaokulda herkes güzel karşıladı, bir yandan, arkadaşlarımın beni “farklı” gördüğünü bilsem de… İlk yıllarda gerçekten çok içten bir şekilde yaşıyordum o hazzı, dinimi yaşadığımı hissediyordum. Liseye geçince her şey değişti, bir anda kendimi çok daha fazla dışlanmış hissettim. 9. sınıfta başladı açılma düşüncelerim. Ailemin bir baskısı olmadı kapanırken ancak açılma isteğimi annemle paylaşınca birden herkes köpürdü tabii ki. Çok fazla düşündüm, sabretmeye çalıştım, bir yandan çok da pes ettim yıkıldım.
Şu anki tesettürün sadece gözleri doyurduğunu anladım. Bilirsiniz, artık tesettürün bile bir modası var; yok şal şekilleri, topuz şekilleri vesaire… Bunlar gerçekten insanı yoran şeyler. Kendini zaten bir ortamda dışlanmış bulurken, ayrı olarak bir de kapalıların içinde dışlandığımı hissediyordum. Bir yaz günü Antalya sıcağının altında yürürken kafama şu dank etti; “Ben artık bunu içimden gelerek yapamıyorum. O zaman Allah bunu zaten kabul etmez. Ben neden kendime eziyet çektiriyorum ki?” Cidden şu; “Açılacaksan niye kapanıyorsun?” diye soranları anlayamıyorum. Bir şeyleri bazen isteğinizle yapamıyorsunuz, gitmiyor işte, yoksa ben de çok isterdim.
Hep içime kapanıktım bu yüzden cesaret de edemedim ama bir gün edeceğim biliyorum, benim de saçlarım rüzgara kavuşacak.
(Görsel: Selma Gürbüz)