Merhaba ben de kendi hikayemi paylaşmak istiyorum, benimle aynı durumda olan insanlara destek olmak ve onlardan destek almak için…
Ben 21 yaşında iken kendi isteğimle başörtüsü taktım, fazla araştırmadan ve daha çok, galiba, çevremdeki kişiler tarafından onaylanmak ve fark edilmek için yaptım bunu. Bugün 24 yaşındayım ve son bir senedir aklıma sürekli başörtümü çıkarma düşüncesi geliyordu ama her seferinde kendi kendimi vazgeçiriyordum. Çevredekiler ne der, ailem ne der, madem bir kere taktım artık geri dönüşün yok, gibi şeyler düşündüm hep. Sonra, bir gün, dışardan eve dönerken, artık “Tamam” dedim, “ben bu değilim.”
İçimdekiyle dışımdaki insan bir değil, ben artık olduğum kişi gibi giyinmeliyim, diye karar verdim. Beni başörtüsünden vazgeçiren bir sürü sebeplerin var olduğunu fark ettim. Başörtüsü insana bir kimlik yüklüyordu, kiminle tanışsan başörtün senden önce görünüyor. Herkes senin üzerinde söz sahibi olma hakkını kendinde buluyordu. Başörtülü biri bu kadar makyaj yapamaz, alkollü bir yerse oraya giremez, erkek arkadaşları olamaz gibi… Başörtülü kadınlar örtüyü temsil ediyordu ve örtün senden her zaman için ön plandaydı. Girdiğin ortamda sen konuşmuyorsun, örtün konuşuyor. İnsanlar sana bakmıyor örtüne bakıyor, herhangi bir şey yaptığında örtün üzerinden yargılanıyorsun. Baş örtünün verdiği bir kimlik var.
Ben tüm bu yargıları bilmiyordum, tüm bu süreçte, ben bunları yaşadım ve gözlemledim. Örtünmenin beni bir sınıfın içine soktuğunu fark ettim ve ağzımdan dünyanın en doğru lafları bile çıksa ön yargıyla yaklaşıldığını fark ettim. Düşünce yapım hakkında, siyasi görüşüm ve dünya bakışım hakkında önyargıları oluyor insanların ve tüm bunlara tezat olduğumu görünce yargılayacaklar. Artık dışarı çıkmak istemediğimi fark ettim, denizi çok severdim artık haşema sevmediğim için onu da sevmediğimi fark ettim. Erkekler var diye spor salonuna gitmenin ve hatta kuaföre bile gitmenin ne kadar zorlaştığını fark ettim. Hayatımın kısıtlandığını ve benim bu kısıtlı alanda yaşamam gerektiğini anlayınca ben de vazgeçtim.
Ben artık hayatım boyunca beni mutsuz edecek bu durumu devam ettirmek istemiyorum. Ben istiyorum ki; insanlar beni dış görünüşüme göre yargılamasın, hangi partiden olduğuma dair yanlış izlenimlere kapılmasın. Ben, bir dinin sembolü olmak istemiyorum. Dış görünüşüm yüzünden insanların beni homofobik sanmasını istemiyorum.
2 hafta boyunca kendimi evde buna hazırlamaya karar verdim, sürekli belgeseller ve yazılar okuyorum bu konu hakkında. Bir yandan da insanlar sorduğunda onların karşısında sağlam durmak için doğru ifadeleri topluyorum. Sadece anneme söyledim bu düşüncemi, başörtüsü takarken bunu bana bırakmıştı, çıkarmak istediğimde de “Senin hayatın, senin kararın” dedi, bu bana yeter.
İnsanlar konuşacak, insanlar sürekli sanki kendi hakları varmış gibi sizin hayatınıza müdahale etmeye çalışacak. Önemli olan kafandaki başörtüsü değil, önemli olan yüreğin. Dış görünüşünüz kendinizle ilgili bir karar, önemli olan iyi bir insan olmak.
(Görsel: Nikoleta Sekulovic)