Merhaba, ben Damla. 17 yaşındayım. Dindar bir üvey baba ve kocasının hiçbir sözünden çıkmayan annem var. 12 yaşımdan beri kapanmam için zorlanıyor; “Cennet bedavadır ama cehennem paralıdır, dinin ne derse onu yap.” sözleriyle yönlendirilmeye çalışıyorum. “Şort, askılı giyeceksin de ne olacak? Kime özeniyorsun sen? Başımıza yollu mu olacaksın?” sözleri her gün kafamda yankılanıyor. İslam dini hoşgörü dini değil miydi? Bu yaşıma kadar din derslerinde bize öğretilen bu değil miydi? Yaşıtlarım istediği gibi giyinebilirken ben bol ve hatlarımı belli etmeyen kıyafetler giymek zorundayım. Annem her zaman şöyle der; “Mahalledekiler senin giyimini çok beğeniyor, usturuplu giyinmen çok hoş. Ah bir de şu kafanı kapatsan…”
İstemiyorum. Kafamı kapatmayı da bol giyinmeyi de istemiyorum. Şort giyenler usturupsuz, namussuz mu oluyormuş? Bedenimi, cildimi, saçımı, her şeyimi seviyorum. Onları bir kumaş parçasıyla gizlemek istemiyorum. Ve sırf bacaklarım görünüyor ya da saçım görünüyor diye yollu damgası yemek istemiyorum.
Hiç unutmam, 8.sınıf mezuniyet balomda dizlerimde bir elbise almıştım babamdan habersiz. Annemi ikna edebilmeyi başarmıştım, babam baloma gelmeyeceği için beni görmeyecekti. Baloyu kutlayacağımız otele gitmiştik, tam eğlence başlamışken babam geldi. Beni o elbiseyle gördüğünde neler yaşandığını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. Aylarca dışarı çıkamadım. Dışarıya çıkmayı bırak, balkona çıkmam bile yasaktı. En sonunda intihara kalkışınca biraz rahat bıraktılar. Bir şeyleri anlamaları için illa kendime zarar mı vermeliyim? Komşularım bol giyinmemi beğeniyor diye onlara göre mi yaşamalıyım? İslam dinine saygım sonsuz, tıpkı diğer dinlere olduğu gibi. Ama olur da bir gün zorla başımı kapattırırlarsa kendime bir gram bile sevgim kalmaz. Din çerçevesi altında hiçbir ailenin çocuğuna bu baskıyı yapmaya hakkı yok.
(Görsel: Marie Muravski)