Kapandığımda, annemin arkadaşları iddialaşmış “Ne zaman açılır” diye.

Yıl 2018, 18 yaşındayım. Ortaokulun son gününden beri kapalıyım. Ailem çok iyi insanlar, babam çok anlayışlı biriydi. Çevrem, ailem herkes çok istemişti kapanmamı. Annem 10 yaşından beri sıfır kol, tayt, etek giydirmiyordu. Klasik dindarlardı işte. Bir de insanların garip yargılamaları var. Kapanınca doğru yola girdi, artık aşırı düzgün biri olarak bakmaya başladılar. İlk kapandığımda, annemin arkadaşları iddialaşmış “Ne zaman açılır” diye. Neyse bu terbiyesizliğe inat, bir de bol kıyafet rahatlığına 5 yıl yaşadım böyle. 14 yaşında iken umreye bile gittim. Severdim aslında o durumu, ta ki üniversiteye gelinceye kadar.

Üniversiteye geldiğimde, gördüğüm kapalı insanlar beni dehşete düşürdü. Dedim ki, “Ben bu insanlarla kesinlikle aynı değilim. Aynı şekilde görünmek de istemiyorum.” Yaşadığım ortam, dini bir yurttu. Orada karakterimden uzaklaştığımı o kadar çok hissettim ki, bunu söyleyecek cesaretim bile kalmamıştı.

İngilizce hazırlık bittikten sonra o yaz yurt dışına gittim. Gördüm ki insanlar ne kadar rahatlar, bu hayat ne güzel. Zaten tiksinmiştim bulunduğum durumdan. Açtım saçlarımı, özgürce dolaştım. Yurt dışındayım ya, rahatım. Ülkeye döndüğümde babam beni havaalanında tanımadı, şortla dönmüştüm. Arabaya bindiğimde yüzüme bile bakmadı. Günlerce ağladı, “Benim yüzümden oldu, ben yolladım oraya seni” diye. “Köşeden biri gelse, ‘Bu senin kızın mı’ diye sorsa ben ne diyeceğim” dedi. Haklı tabii, el alemin soruları kızından daha önemli sonuçta. Ülkeye dönmeden evvel “Yeter ki gel, ne giydiğin önemli değil” diyen annem, “Babanı üzüyorsun, neden onun istediği gibi değilsin” demeye başladı. Annem, anneannem ağız birliği yapmış gibi “Neden üzüyorsun babanı, bizi” dediler. Kız kardeşim de kapalı, hiç sesini çıkarmadı ama belli ki çok korkmuştu. O süreçte dedi ki, “Ben senin iyi halin olacağım.” Bu cümle özeti gibiydi her şeyin. Ben kötüyüm onlar için. Benim de kafam karışıktı. Sorulan hiçbir soruya verecek net bir cevabım yoktu. Bazı arkadaşlarım benimle iletişimini kesti. Acımadım, ben de çıkardım onları kalbimden. Ha bir de “Sevgilin mi istedi” diyen boşboğazları boş geçmeyeyim. “Hayır. Benim karakterim, fikrim yok mu” cevabını vermekten ben yoruldum çünkü.

O yaz memlekette maksimum 1 ay durup İstanbul’a döndüm. 1 yıl boyunca memlekete kapalı gittim. Okuduğum üniversitede rahat edemedim. Kapalı insan çok, butik bir yer, biraz da herkes herkesi tanıyor. 2019 yazında da en fazla 1 ay durdum. Pek bir şey yaşanmadı bu süreçte. Ben de unuttum olanları. Ta ki 2020’ye kadar, 2020 yazı felaket geçti benim için. Babamın denize mayolu girdim diye arkadaşlarımın yanında rezillik çıkarmasını mı dersiniz, annemin dizimde giydiğim elbisenin altına “Pantolon giymeyecek misin” diye sormasını mı dersiniz…

Bir gün denizden deniz şortuyla döndüm. Annem kuzenine gidecek. Antalya’dayız, herkes yazın rahat giyiniyor. “Sen böyle gideceksen ben gitmiyorum” diye evi birbirine kattı. Bağırdı, küfretti. Kendi de aşırı dindar biri değildir, kapalıdır sadece. Babam onun tepkisini görünce, ertesi gün bir kavga daha. Annemin bu duruma açıklama olarak “Babanla kavga etme diye yaptım” demesi ayrı zaten. “Anne, bari sen benim yanımda ol” dediğim zaman, bana uyguladığı şiddetle beni korumaya çalıştığını iddia ediyor. Bütün yaz gördüğüm psikolojik şiddetten sonra İstanbul’a geri döndüm. “Gidemezsin” dediler, valizimi vermediler. Sırt çantasıyla çıktım yola. 1 ay para pul istemedim. Babam küsmüş bana, annem her gün “Ne zaman döneceksin” yazıyor. Babam haklıymış, babammış nihayetinde.

Bu yolda öğrendim ki; babanız size bağırıyorsa, bir arkasına bakın, özür dileyerek söylüyorum ki anneniz orada olabilir. Size “Ben seni koruyorum” diye görünen analar, arkadan babayı gazlıyor. Bunu da iyi niyetle yaptığını iddia ediyor.

Kış geldi kıyafet kavgamız şimdilik sessiz. Tek diyeceğim, sizi 2 metrelik kıyafet parçası için yargılayanları affetmeyin çünkü aynı kişiler en ufak hatanızda sizi yerin dibine sokacak, emin olun. Ben; babamı, ailemi hep iyi insanlar sanırdım. Ta ki 2 metrelik kumaş için el alemin içinde beni rezil edinceye kadar.

(Görsel: Georg Schrimpf)

Comment (1)

  1. benim de babamın arkasında hep annem var… çünkü o “baba” olduğu için onun sözü daha geçerliymiş gibi anneler hep babaları çocuklarına karşı kullanırlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir