Ben de bir şeyler yazmak istiyorum. Ailem kapalı ve muhafazakâr bir ailedir. Her istediğimi giyecek kadar açık giyinmeme müsaade etmeseler de orta düzeyde açıklıkta giyinebilirdim. Tabii ki içten içe kapanmamı istiyorlardı ama bunun için bir baskı yapmadılar.
Lise 2’ye geçtiğim zaman, sebebini benim bile hala bilmediğim bir şekilde kapanmaya karar verdim. Galiba ailem beni böyle daha çok sever diye düşündüm. 2 sene sonra pişman oldum. Bana kapanma konusunda baskı yapmayan ailem, bu duruma karşı çıktı. Ben diretsem de kabul etmediler. Bu süreçte dine karşı çok soğudum. Taktığım eşarbı bir yük gibi hissederek başımda taşımaya başladım. Hatta böyle yaşamaya alıştım.
Üniversiteye geçtiğimde başörtüsü taktığım için hiç mutlu değildim ama işte bir şekilde alışmıştım. 3. yılımda ‘Artık başörtüsü takmayacağım’ dedim. Ailemden izin almadım, sadece haber verdim ve açıldım. Tabii ki bu durumu güzel karşılamadılar ama onlara, bana artık müdahale edemeyeceklerini çok net bir dille belirttim, hatta rest çektim bile denebilir.
Ben bunu başardım ve herkes başarsın, mutlu olduğu gibi yaşasın istiyorum. Değerli kadınlar, bu bizim hayatımız. Asla bir başkasına müdahale hakkı vermeyin ve tek bir tokada bile asla tahammül etmeyin, bu şiddet ailenizden gelse bile.
Yaşınız reşit olmasa da sizin sahip olduğunuz haklar var ve hayat, bize bu hakları altın tepsi ile sunmuyor. Bu yüzden söke söke hakkınızı alın ve ailenize karşı asla kendinizi sorumlu hissetmeyin. Aksine ailenizin sizin üstünüzde sorumlulukları var ve sizin sahibiniz değiller. Onların, size mutlu bir hayat sunması gereken insanlar olduklarını unutmayın. Hiçbirinizi tanımıyorum ama hepinizi ayrı ayrı çok seviyorum. Güçlü hanımlar, bir gün hepimiz başarmış olacağız.
(Görsel: Will Barnet)