Merhaba, ben 20 yaşındayım. Benim hikayem, özgürlüğü için savaşan bir direnişin hikayesidir. Ben çok da büyük sayılmayan bir kasabada yaşıyorum. Ailem doğudan egeye göç eden fakat bizi ege kültürü ile değil, zorla doğu kültürüyle büyütmeye çalışan bir ailedir. Müslüman bir aile olup yaptıkları tek Müslümanlık, seccadeyi serip arkalarına dönüp bana ‘şeytan’ dedikten sonra namaza durmalarıdır. Birazdan okuyacaklarınız bir Müslümanın yapacağı şeyler değildir.
Ben 7 yaşımdan 12 yaşıma kadar keçi çobanlığı yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Çobanlık bitince 1 yıl aradan sonra tarla hayatı başladı. Burada hemen hemen herkes tarlaya çalışmaya giderdi. Babam önce başladı, “Birkaç gün gidin, okul harçlığınızı çıkartın” dedi. Daha sonra para geldikçe ve bu işi yapabildiğimizi gördükçe sürekli göndermeye başladı. “Burası otel değil, çalışacaksınız” derdi. 19 yaşıma kadar bel ağrısı, regl ağrısı, yağmur, çamur, 45° derece güneşin altı demeden tüm tatillerde zorla işe gönderirdi. Kazandığımız paradan ped almak için bile tek kuruş vermiyordu. Bazen elimize geçse bile bakkalın önünden geçerken o her zaman yiyemediğim çikolatayı ya da yerde ambalajını görmek bile yetiyordu. Temel ihtiyaçlardan daha cazip, ağız sulandırıcı geliyordu. Buradaki asıl sorun benim işe gitmem ya da parayı bana vermemeleri değildi. Sorun, olduğum gibi kabul görmemek, iş buyurduğu zaman ‘kızım’ demek dışında hiçbir zaman sevip sarılmamasıydı. Kardeşlerimle o kadar çalıştık ama yine de biz kötüydük.
Ortaokul bitene kadar böyle bir şey yoktu. Örtünmediğim için olan savaş lise 1’de başladı. Baskı üstüne baskı uyguladılar ama hiçbir zaman pes etmedim. Edindiğim her başarı dalga konusu olurdu. Her gün ezerdi. Canı sıkıldıkça elinde bir çubukla döverdi. Yaptığı haksızlıklara başkaldırdığım için, bir kadın ve bir kız olarak ‘Ben de varım’ dediğim için beni kışkırtırdı, duramayıp hemen cevap verirdim. Bu da dayak yememe sebep olurdu. Benim dayak yemem ona zevk veriyordu. Ahıra kilitlendim. Demir çubukla ve sopayla dövüldüm, eliyle de sayısız dövmüştür. Psikolojik şiddetse 7/24 aralıksız devam ediyordu. Uykumdan tokatla uyandırıldım. İşe gittiğimiz zaman sözlü taciz edildiğimiz için bir daha oraya gitmek istemedim. Babam gitmek için zorladı, kabul etmeyince kapıları ve camları kapatıp beni boğmaya çalıştı. Hep lanetler, belalar okundu. Edepsiz, ahlaksız, orospu oldum. Onlara göre kadın köle idi. Evine bakar, erkeğini besler, çocuk doğururdu. Zaten birçoğumuz nasıl bakış açıları olduğunu tüm detaylarıyla biliriz.
Hep erkek çocuk pohpohlandı. Biz çalıştık, parayı o cebine koydu. Benden 1 yaş küçük olan erkek kardeşimle beni ortaya alıp “Hadi dövüşün, kim dövecek bakalım” deyip benim güçsüzlüğümle mutlu olur, oğlunu överdi. Örneğin yemek yerken, babamın tabağı dolu olurdu, erkek kardeşime 3 tavuk, bize ise 2 tane verilirdi. Sevgilisi olduğu için erkek kardeşim ‘Hey aslan parçası’ oldu. Ama kız kardeşlerimi erkek var diye liseye göndermediler. Ben eve akşam geldiğim için ‘götü kalkmış’ oldum, erkek kardeşim eve gece geldiğinde ‘Nerede kaldın oğlum?’ oldu. Annemi 3 kadınla aldatan babamdı ama orospu olan bendim. Yazın 8 çocuklu bir evde boxer ile dolaşan o iken, kısa kollu giydiğim için ahlaksız olan bendim. Dertleri sadece namustu. Annemle tartıştığımız zaman ağlayıp “Size bir şey olsa ben ne yaparım?” demişti. Asıl derdi bize bir şey olması değildi; derdi tecavüze uğrarsak el âlemin ne diyeceğiydi, yani namustu. Kışın yağmur sıcağı olur, kısa kollu giyip bahçeye çıktım. Babam beni görünce “Gidip üstüne bir şey giyin” dedi, mutlu oldum, sonra “Ayıp, kolun açıkta” dedi; o gün yaşadığım hayal kırıklığı anlatılamaz. Beni hiçbir zaman ben olduğum için sevmeyeceklerini o zaman anladım.
Bana “Ya gidip kendin intihar et ya da ben ettirmesini bilirim” dedi. “Dışarıya çık, ip tak, boynuna as, kendin geber” dedi. Bu anlattıklarım sadece fragman. Hala bu evde yaşıyorum ve bunları yaşamaya devam ediyorum. Çoğu kez evden kaçmak istedim ama olmadı. Hiçbir şekilde maddi bir destek yoktu. Parasız nereye kadar gidebileceğimi bilmediğim için kaçmayı deli gibi istesem de cesaret edemedim. Ölmek de istedim, onlar da istediler. Gelinliğimin kefenim olması için her gün dua ettiler.
Fakat beni hayata bağlayan bir sürü hayalim vardı. Ölüp o adamın hayalini gerçekleştirmektense yaşayıp kendi hayalimi gerçekleştireceğim ve o benim mutluluğumu görüp kahrolacak. Elime geçen ilk fırsatta bu evden gideceğim. O zamana kadar da sonuna kadar savaşacağım. Özgürlüğüm için direneceğim. Hiçbir zaman kafama o örtü parçası görünümlü kafesi geçiremeyecekler. Siz de kendinize güvenin, inanın, sizi insan yerine koymayanlar için özgürlüğünüzü teslim etmeyin. Bizler var oldukça onları yok edeceğiz. Hiçbir zaman yalnız değiliz, biz olduğumuz gibi güzeliz, unutmayın. Sadece kendiniz için sevgiyle kalın.
(Görsel: Frederick Elwell)
“Gelinliğimin kefenim olması için her gün dua ettiler.” için 3 yanıt
Çok güçlüsün. Direncinle ve cesaretinle herkese örnek bir insansın. Ailen anne baba olmayı haketmiyorlar kesinlikle. Sana sarılıyorum ve senden esirgenen sevgiyi misliyle almanı diliyorum.
Merhaba inşallah o evden kacabilmissindir. Haticetpzz instagram adresinden ya da [email protected] mail adresinden bana ulaş lütfen. Belki birlikte bir çözüm buluruz.
Bir anne olarak okuduklarim beni çok üzdü. Çok güclusün sana destek vermeyi çok isterim.