Merhaba, ben 18 yaşında bir genç kadınım. Muhafazakâr bir ailede doğdum. Daha doğrusu, annem ve anne tarafım aşırı dindar insanlar. Küçüklüğümden beri hiçbir zaman kolsuz, mini etek, askılı giyemedim. 4. sınıf mezuniyetimde, annem askılı abiye giyemeyeceğimi ancak üzerine bir bolero giyip gidebileceğimizi söylemişti; ara ara aklıma gelir. 10 yaşında bir çocuğa nasıl bu dayatma yapılır? Neyse, gitmedim o mezuniyete, canım istememişti. Bütün kızlar askılı abiyelerle prenses gibi gezerken ben giyemeyeceksem neden gidecektim ki?
Yıllar geçti. 8. sınıfın sonlarına doğru gerek annem gerek teyzemler bana artarda “Ne zaman kapanacaksın?” diye sormaya başladı. İstemiyordum ama o zamanlar başka bir şansım olmadığını düşündüğüm için liseye başladığımda kapanacağımı söyledim.
Liseye başladığımda kapandım. Baba tarafım dindar insanlar değil, kapandığımda çok sert tepkiler verdiler. Epey zoruma gitti. Bir taraf bana başörtüsü almam için bana para verirken bir taraf beni kınıyordu. Ben de aslında öyle olmasa da isteyerek kapandığımı söylüyordum. 14 yaşında bir kız nasıl isteyecekse tabii… Okulda birçok kapalı kız olduğu için çabuk alışmıştım. 2 sene istemeyerek ama çok da zorlanmadan bir şekilde taktım. Ama 11. sınıfa geldiğimde artık bunu takmak istemediğimi anladım. Çıkarmaya karar verme sürecimde, dışarı her çıktığımda büyük bir nefret ve öfkeyle kafama başörtüsü takıyordum. En sonunda annemle konuştum. Beyninden vurulmuşa dönse de “Seni zorla kapalı tutamam” dedi. Bana surat yaptı. Babam bir şey demedi, zaten kapalı veya açık olmam onun için fark etmiyordu. Babam tarafından rahattım.
Açıldım. O gün Silivri’de orta büyüklükte bir deprem olmuştu. Komşumuz “Senin yüzünden oldu” dediğinde şok olmuştum. Bu yediğim ilk darbeydi. Okula gittim, başka sınıftan beni görmeye gelen kişiler ya da “Aa, Azra orospu olmuş” diye arkamdan konuşanlar oldu. Anne tarafım bana acıyan gözlerle bakıyordu, teyzem sanki ölecekmişim gibi karşımda ağlıyordu. Neyse, ilk açılma sürecini çok fazla tepki alsam da atlattım.
Bir gün bir etek beğendim. Dolaba sakladım. Ben annemin tam tersi etek giymeye aşık, süslenmeyi çok seven, yerinde duramayan kıpır kıpır bir kızım. O eteği giyecektim. Evden pantolonla çıkıp bir AVM’de eteğimi giydim. O gün çok güzel geçti. Daha sonra, annem ondan gizli kullandığım Instagram hesabımı buldu ve etekli fotoğrafımı gördü, bana “Sen orospusun, tam bir eskort gibi giyinmişsin” dedi. Merdane ile dövdü, bacağımı morarttı.
Bunlar yaşanalı 1,5 sene oldu. Ve ben bu 1,5 sene içinde çok geliştim. Büyük psikolojik sorunlar yaşadım. Ağlama krizlerine girdim. Ama başardım. Uzatıyorum ama ben başardım. İstemediğim o başörtüyü kafamdan attım. Şu an annem kuaför paramı bile veriyor. Etek alıyorum, dolapta görüyor ve bir şey diyemiyor. Özetle, evlat sevgisi her şeyin önüne geçiyor. Siz kendinizden emin olup kendinizi ezdirmezseniz herkes size saygı duyar.
Çok uzun yazdım, kusura bakmayın. Bu konuda çok hassasım, yazarken hep gözlerim dolar.
(Görsel: Guim Tió Zarraluki)