Kızlık zarının evlenmeden önce delinmemesi gereken çok önemli bir şey olduğunu 5 yaşımda annemden öğrendim.

Merhaba, ben aslında 24 yaşındayım. Şu an yalnız yaşayan ve kendi ayakları üzerinde duran özgür bir insanım. Fakat ne yazık ki çocuklukta yaşadıklarımı kafamdan atamıyorum. Geçmişte yaşamak istemiyorum, anlatmanın rahatlatacağı umudu ile yazıyorum.

Hatırladığım kadar küçük yaşlarımdan itibaren (sanırım 3-4) annem açık kıyafetler giymemi yasakladı. Açık kıyafetler derken etek, askılı, dar kıyafetler gibi kıyafetlerden bahsediyorum. 14 yaşımda lisedeyken ilk kez biriyle sevgili olmuştum ve dışarıda el eleyken anneme yakalanmıştım. Eve girerken korkudan bacağım öyle titriyordu ki ayakkabı bağcıklarımı zor çözebilmiştim. Hemen babama söyledi, babam beni dövdü, bir tomar saçım koptu. Annem de çok küçük olduğum zamanlardan beri beni farklı sebeplerle döverdi ve karanlık banyoya kilitlerdi. Ablamı da akşam arkadaşlarıyla dışarı çıktığı için, erkek arkadaşı olduğu için döverlerdi. Kızlık zarının evlenmeden önce delinmemesi gereken çok önemli bir şey olduğunu 5 yaşımda annemden öğrendim. Kadın olmanın ayıp olduğunu düşündüğüm için saçlarımı kesmiştim. Hala fotoğraflarıma gülüyorlar ama ben bu sebeple kesmiştim diye hiç söyleyemedim. 5-6 yaşlarımda evin önünde oynardık, babam erkek çocuklarla oynamamı yasaklamıştı. İlk sevgilimle 14 yaşında ilk cinsel beraberliğimi yaşadım, buna beraberlik denirse… O da çocuktu aslında ama beni açıkça zorladı. Ondan başka birinden, yani anne ve babamdan, sevgi görmediğim için onun da sevgisini kaybetmeyi göze alamıyordum ve beraber olmayı kabul ediyordum fakat asla cinsel bir şey hissetmiyordum çünkü küçük bir kız çocuğuydum. 8 yaşımda bile ramazan boyunca oruç tutmaya zorlandım. Annem de diğer kadınların yanında bununla övünürdü. Benim hikayem genel anlamda bu. Keşke iyi bir ailem olsaydı… Artık sevgi dolu ailelerde büyümüş insanlar görünce imrenerek bakıyorum.

(Görsel: Raphael Kirchner)

“Kızlık zarının evlenmeden önce delinmemesi gereken çok önemli bir şey olduğunu 5 yaşımda annemden öğrendim.” için 3 yanıt

  1. Buradaki her okudugum mektubun sahibini kucaklayip korkma, ben burdayim demek istiyorum. Ahlak, tek bir eyleme baglanamaz. Eger imkanin varsa bunlari bir psikiatristle paylasmani onermek istiyorum. Icindeki sevgi ihtiyacini istismar edilmeden bastirilmadan asabilecegine inaniyorum, kadinlik utanilacak bir sey degil, dunyaya cinsellik penceresinden bakmak utanilacak bir sey. Sevismesek tukeniriz, bu kadar dogal bir sey nasil kotu olabilir? Tukenmemek icin gerekli bir eylemi insana hatirlatan ne varsa engellemeye calisiyorlar o kadar mantiksiz ki. Sevilmek, hic tatmadiklari bir sey olsa gerek bu kadar karsi olduklarina gore. Insanlar, konu ne olursa olsun bu kadar sabit fikirli olmamali. Gercek sevgi tum dogmalarin otesindedir. Gercek sevgiyi bulmani kalpten diliyorum kiz kardesim.

  2. Kendi hayatını kendin kucaklaman öyle iyi bir şey ki seni takdir ettim. Tabi o noktaya gelene kadar neler yaşamış olabileceğini de az çok tahmin ediyorum. Sana sadece şunu söyleyebilirim kendi ayaklarının üzerinde dimdik durman seni koruyacak ve yüceltecek. Yaşadıkların için asla pişmanlık duyma ki kendin de yazmışsın çocuk olduğunu. 18 yaşından önceki yaptıklarımız bizim suçumuz olmaz, ya ailenin ya da çevrenin suçu olur. Bende 5-6 yaşlarımda hatırladığım kadarıyla mahalledeki çocukların kışkırtmasıyla benim yaşımda bir çocukla öpüşüyordum. Onların binasının merdiven altında buluşup öpüşüyorduk. Sonradan biri abime söylemişti abim de kolumdan çekip getirmişti. Çok utanmıştım. Çocukça bir şeydi ama ben ergenliğe gelene kadar bu durum mahalledeki yaşıtlarım tarafından hala konuşuluyordu. Ondan sonra kendime öyle bir yasak koydum ki sevdim söyleyemedim, söyledim dokunamadım. Bende 24 yaşındayım ama hala geçmişin saçma anısındayım…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir