Ben çocukluğumdan beri ailemi pek sevemiyordum çünkü herkes gibi normal değillerdi. Babam, annesine ve kardeşlerine çok bağlı. Annemi, beni ve kardeşlerimi ailesinden görmüyor. Babam iyi bir evlat, iyi bir kardeş olabilir fakat asla iyi bir eş ve iyi bir baba değil. Tabii ona sorarsanız bu durum böyle değil. Hep bizim için çalıştığını ve eğitimimiz için harcadığı masraflardan bahseder. Maddi durumumuz iyi olduğu halde sefil bir hayat yaşamamızı ister. Eve asla yeni bir şey almaz. Annem, ben ve kardeşlerim sürekli olarak babamın ailesi tarafından kontrol edilir, kötü muamele görürüz.
Ben bu aile yapısından kurtulabilmek için 11 yaşında bir karar aldım. Çok çalışıp iyi yerlere gelerek bu aileden ve çevreden kurtulmayı planladım. Çok istikrarlı bir şekilde çalışarak 470 puan aldım ve iyi bir Fen lisesi kazandım. Tüm bunlar olurken ben insanlara karşı hep sessiz, soğuk ve mesafeli biriydim. Bu yüzden okul ortamlarında pek arkadaşım olmazdı ve dışlanırdım. Artı olarak, babam 4. sınıftan beri sürekli kıyafetlerime -her şeye karıştıkları yetmezmiş gibi- karışır ve kapanmam konusunda baskı uygulardı. Ben hiç istemezdim. Durumu geçiştirmek için liseye geçince kapanacağımı söylerdim. Bu baskıların sebebi ise akrabaların babamı doldurmasıydı. Kapanmazsam İmam Hatip’e gönderilecektim. Liseye geçeceğim zaman kapandım ve nasılsa ileride açılırım diye düşündüm. Önemli olan eğitimimdi.
Ben bu planları yaparken hayatın planları beklemeyeceğini gördüm. Lisede birini sevdim. Medeni, modern ve iyi bir aileden geliyordu. Özgür bir aile yapısı vardı ve mutlu biriydi. Kısacası yaşamak istediğim hayatı yaşıyordu. İlk başlarda onun da beni sevdiğini düşündüm. Lakin daha sonra kapalı olmam onun çevresinde sorunlar yarattığı için beni aşağılamaya başladı ve beni istemedi. Çok ağrıma gitmişti. Babamla zıt karakterde olmalarına rağmen o da babamın yaptığını yapmıştı; beni aşağılamıştı, alay edip dalga geçmişti. Zaten hayatım yolunda gitmezken onunla tanışarak iyice mahvolmuştum. (Bunları okulda güvendiğim bir hocaya anlattım ve o da bütün okula anlattı. Ondan sonra kimseye bir şey anlatmadım.) Aradan uzun zaman geçti ve onun şu an bir sevgilisi var. Açık, özgür ve mutlu bir kız.
Ben de üniversiteye geçtim. Şehir dışında ailemden uzak bir yer kazandım. Fakat virüsten dolayı yine evdeyim. Ne başörtüsünden kurtulabildim ne de bu aile yapısından ve lisede yaşanan olaylardan. Herkes ilerlerken benim hayatım ilerlemiyor ve hep başkalarının hayatlarını uzaktan izleyerek ve onlara imrenerek yaşıyorum. Bazen başaramayacakmışım gibi geliyor. Aslında şu hayattan çok basit şeyler istemiştim: mutlu bir aile, özgür bir kadın olabilmek ve iyi bir eğitim seviyesine ulaşabilmek. Tüm bunlara ulaşabilecek miyim, bilmiyorum. Eğer annem ve kardeşlerim olmasaydı bir nebze daha yaşamaz, hayatıma son verirdim. Onlar için hayattayım. Aile gerçekten kader… 20 yaşına geldim ama ruhum ihtiyar. Hayatı ertelemekten ve beklemekten çok yorgunum. Keşke babam tüm bunları anlayabilseydi. O zaman her şey çok farklı olurdu.
(Görsel: Ivan Milev)
“Babam iyi bir evlat, iyi bir kardeş olabilir fakat asla iyi bir eş ve iyi bir baba değil.” için 5 yanıt
Anlaşılmayı beklemek ama asla anlaşılmamanın ne kadar yorduğunu bilmiyorum.Ama anlaşılmak için beklemek de ütopik olur.Kendi zamanın geldiğinde başaracağına inanıyorum.Aileye yüklediğimiz anlam belki de fazladır.Umarım her şey çok iyi olur senin için.❤
Ailen ile ilgili anlattığın herşeyde kendimi gördüm. Ben henüz 17 yaşındayım ve inanıyorum senin gibi umarım başarırım.
Yaşantımız o kadar benzer ki anlatamam. Benim de babam aynı senin baban gibi kendi kardeşlerini ve ailesini ön planda tutar. biz onun için hep geri plandayız. Seni çok iyi anlıyorum. ben de sırf kurtulmak için çok çaba sarf ediyorum çok ders çalışıyorum. umarım ben de senin gibi güzel bir üniversite kazanabilirim ve ikimizde başka şehirlerde mutlu oluruz.
Aynısını ben de yaşıyorum suan ?
Eğer benle dertleşmek istersen [email protected] hesabından mail atabılırsın