Merhaba, benzer hikayelere sahip olduğumuz, bana yalnız olmadığımı hissettiren, beni cesaretlendiren herkese!
Benim hikayem de çok küçük yaşta başladı, tıpkı sizinki gibi. Muhafazakâr bir ailem var, psikolojik baskıyı en dibine kadar yaşadım. Regl olursun ve ondan sonra her şey değişir, artık kapanmak zorundasındır. Daha 11-12 yaşlarındayken babam herkese “Bizim kız kapanacak, bizim kız İmam Hatip’e gidecek” derdi. Bana kimse fikrimi sormamıştı. Benim adıma söz sahibi olmaya çoktan başlamışlardı. Babam, annem, çevremizdeki insanlar, akrabalar… Ben hariç herkes benim hakkımda fikirlerini söylüyordu. Nasılsa kapanacaksın, az kaldı, alıştır şimdiden kendini, kalçanı kapatacak şeyler giy, boynun görünmesin… Daha niceleri. Babama göre eğer kapalıysan on numara bir insansın, senden iyisi yok. En ahlaklı, en dürüst sensin. Başını ört de gerisi önemli değil.
13 yaşında liseye geçtiğimde kapandım. O zamanlar söz hakkı vermedikleri için istemeye istemeye ne derlerse yapıyordum. Bir şeyler ters gidiyor diye hissediyordum, yavaş yavaş sorgulamaya başladım. Bir erkek tahrik olmasın diye ben neden başımı örtmek zorundayım ki? Hiç tanımadığım insanlar saçımı görmesin diye neden bu eziyete katlanmak zorundaydım? Erkekler rahatça, özgürce gezerken kadınlar neden bu kadar kısıtlanıyordu? Kafamda yüzlerce soru vardı, yaşım ilerledikçe bu sorular katlanarak artmaya başladı. O zamanlar okul içerisinde kapalı olmak yasaktı, 1 sene boyunca okulda saçımı açıp çıkışta kapatıyordum. Kıyıda köşede kimse görmesin diye uğraşırdım. 1 sene sonra bu durumun serbest olması için kanun çıkardılar, o gün çok üzülmüştüm okula kapalı gelmek zorunda olacağım için. Kapalı olduğumu kimsenin öğrenmesini istemiyordum. Okulda toplasanız 10 kişi bile kapalı değildi, sınıfta da tek kapalı bendim. Haliyle huzursuz hissediyordum.
Lise son sınıfa doğru daha fazla sorgulamaya başladım, Kur’an’ın mealini okudum ve birçok şeyin cevabını bulamadım. Kafamdaki soruların cevaplarını ararken sorular artmaya başladı. Aslında kapalı olmak istemediğimi o zamanlar fark ettim ama bunu kendim bile kabullenemiyordum. Bunu kendime bile itiraf edemedim senelerce. Zaten hep içine kapanık, çekingen ve özgüvensiz bir çocuktum. Başımı örttükten sonra bu daha da çok arttı, kendimi beğenmiyordum, bedenimi sevmiyordum, üzerimdeki her şey zamanla ağırlaşmaya başlamıştı sanki. Hiç sevgilim olmadı, konuştuğum biri olmadı. Babam bu tarz şeylere o kadar karşıydı ki sevgilim olabileceği aklıma bile gelmiyordu. İhtimali bile yoktu çünkü öyle şey mi olurdu, günahtı. Hiçbir zaman kendine güvenen, kendini seven bir insan olamadım. Senelerce içime attım. Çok araştırdım, çok okudum. Benim düşüncelerimle Kur’an’da yazan şeyler birbirinden çok farklıydı. Örtü tamamen sembolik bir şeydi. Kafanda örtü varsa Kur’an’daki şeyleri uygulaman gerekir, orada yazan şeyleri onaylaman gerekir. Ben öyle değildim. Madem düşüncelerimle çelişiyordu, neden bu örtüyü takıyordum ki? Neden bu kadar sembolik olan bir şeyi taşımak zorundaydım ki? Karşıdan bakan insan direk benim hakkımda bir fikre sahip olabilirdi. Başı kapalı, işte kesin o partidendir, dar görüşlüdür, yobazdır, fikirleri çok sığdır… Hiç de öyle değildi. Benden önce örtüm konuşmaya başlıyordu sanki. İnsanların dini kullanarak yaptığı şeyleri gördükçe her şeyden daha da soğudum. Herkes nasıl mutluysa, nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşasın istiyordum.
Şu an 23 yaşındayım. 10 yıldır kapalıyım. Babamla aramız hep iyiydi, bana sevgisini gösteren bir insandı ama biliyordum, beni sırf kendi istediği gibi biri olduğum için seviyordu. Bana bu yüzden değer veriyordu. Evde dar bir şey giydiğimi görse “Böyle dışarı çıkmıyorsun, değil mi?” diye sorardı, öyle çıkmadığımı bildiği halde yapardı bunu. Evde askılı, şort bile giyemezdim. Giydiğimi görse “Sen iyice sosyete oldun, şunu örnek alıyorsun, bunun gibi yapıyorsun” derdi. Halbuki çok basitti. Hava sıcaktı, o an onu giymek istiyordum ve giyiyordum. Dışarıda rahat edemiyorum, hiç değilse evde giyeyim derdim ama o bile suçtu.
Son 3 yıldır artık buna katlanamadığımı fark ettim, ben her gün mutsuz uyanıyorum, her gün. Ben, ben değilim. 2 kişi var sanki bedenimde. Biri rol yapıyor, diğeri kendi benliğini bastırıyor. 10 yıl boyunca bir kez bile ‘İyi ki kapalıyım’ demedim. Çünkü istemiyordum böyle yaşamak. İstemediğimi yavaş yavaş kendime itiraf etmeye başladım. Aileme hiçbir zaman anlatamadım çünkü çok üzüleceklerini biliyordum, buna normal bir durum gibi değil de dünyanın sonuymuş gibi tepki vereceklerini biliyordum. Sırf onları üzmemek için senelerce birçok şeyi dile getiremedim.
Zamanla abime, arkadaşlarıma, en yakınlarıma açılmak istediğimden bahsettim. Her zaman, her kararımda yanımda olduklarını hep hissettirdiler. Hepsine çok teşekkür ederim. Onların destekleriyle ve en çok da sizin sayenizde bir şeyleri değiştirmek için adım atabildim. Birkaç gün önce anneme anlattım. Tahmin ettiğim gibi çok üzüldü. “Senin psikolojin bozulmuş, ne yaptığının farkında değilsin, boşluğa falan düştün galiba” dedi. Sırf açılmak istediği söyledim diye psikolojisi bozuk bir insan ilan edildim. Birkaç gün sonra da babama söyledim. Kalbim yerinden çıkacaktı sanki, öyle çok tedirgindim ki. “Ben bekliyordum zaten” dedi. “Nasıl yani?” dedim. “Sen o işe girdin, ondan oldu” demeye başladı bana. İşe gireli 8 ay oldu, ben neredeyse 3 yıldır bu konuşmayı yapmak istiyordum, zaten ben başından beri kapanmak istemiyordum. Bunun işle ya da başka bir şeyle alakası yoktu. “Evi size bırakır giderim ben, bak dünyan değişir” demeye başladı. “Hata bende, ben seni çok özgür bıraktım, bir dediğin iki olmadı” dedi. “Beni özgür bırakmış halin bu mu?” dedim. “Dini görevlerini yerine getirmediğin sürece gözümde hiçbir değerin yok, istersen en iyi okullarda oku, en iyi işlere gir, hiçbir anlamı yok” dedi. Babamla tartışmak çok zor, bir yerden sonra sabır falan kalmıyor. Baktım ki zaten beni duymuyor, dinlemiyor, boşuna yormak istemedim kendimi.
Bu konuşmanın ertesi günü babama hiçbir şey söylemeden başımı açıp dışarı çıktım. O gün bugündür yüzüme bakmıyor. Sırf bu yüzden böyle olmayı tercih etti. Kendisi bilir, ben zamanında çok fedakârlık yaptım onlar için. Hep olmadığım biri gibi davranmak zorunda kaldım. Tek istediğim özgürce, içimden geldiği gibi yaşamaktı. Ailem beni kendi istedikleri gibi bir insan olduğum için sevmesin, beni ben olduğum için sevsinler istemiştim sadece. Bunlar gerçekleşmedi, evet ama en azından ben bugün hayatımda ilk kez özgür irademle kendim için bir şey yaptım. Hem de çok büyük bir şey. Doğurmuş gibi hissediyorum. Sanki sırtımda ağır bir yük vardı ve ben o ağırlığı çıkardım vücudumdan. Bir kambura gebeymişim aslında. Bugün buraya bunları yazabiliyorsam hepsi sizin sayenizde. Keşke imkânım olsa da her birinize tek tek sarılabilsem. Bir gün ailemle bu konuşmaları yapmak, başımı açmak, bunların hayalini kurmak bile imkansızdı benim için. Ama gerçekten her şeye rağmen, herkese karşı kararlı ve güçlü durursak aşamayacağımız hiçbir engel yok. Sizin hikayeleriniz, dik duruşunuz, cesaretiniz beni bu noktaya getirdi. Umarım benim de bir kişiye bile olsa faydam dokunur. Umarım ben de birinize cesaret vermiş olurum. İyi ki varsınız, hep beraber olduğumuz sürece asla yalnız yürümeyeceğiz.
(Görsel: Vittorio Zecchin)
“Ben bugün hayatımda ilk kez özgür irademle kendim için bir şey yaptım.” için 5 yanıt
Senin adına çok ama çok sevindim güzel insan neredeyse kucak dolusu sarılıp başardın diyesim var.Umarım her şey gönlünce olur.
Bende 6 yıldır aile baskısıyla kapalıyım çok dayak yedim hakaretler duydum sonunda izin verdiler ama yinede adım atamıyorum yanlış yapıyormuşum gibi geliyor hala ikilemdeyim.
Kendine iyi bak umarım hakkında hayırlısı olur her daim mutlu kal.
hikayelerimiz o kadar benzer kiii umarim bende senin gibi onlarin karsisinda dik durup ne istedigimi soyleyebilirim
Hayata kusmeyi, hayatini sonlandirmayi degil kucaklamayi secmissin. Bunu yapacak gucu icinde veya cevresinde bulamayan bu kadar insan varken senin her seyden siyrilip bunu basarabilmen mucize gibi bir sey. Seni tebrik ederim. Hep mutlu olman dilegiyle
Seninle konuşmak istiyorum. “busdbusa” nickli instagram adresime yazar mısın? Böyle biriyle konuşmaya ihtiyacım var
ailenin tepkisine o kadar üzülme. ben de 7 sene önce çıkardım baş örtümü. çıkarmadan iki sene önce buna karar vermiştim. cesaret edemiyordum. babamın işi için başka yere taşındık fırsat bu diye düşündüm. ancak ilk zamanlar cesaret gelmedi taşındıktan sonra 1.5 ay bakkala gitmek için bile evden hiç çıkmadım. çünkü başıma yine o örtüyü takmak istemedim. okul başlayacağı zaman artık çıkmak zorundaydım evden. gitmemden önceki gece hapis hayatı yaşamam ve alacağım tepkiler ağır geldi sinir krizi geçirmiştim. ardından gece sakinleşince aldım karşıma ailemi konuştum ara ara ağladım. onlar da ağladılar. ancak evden çıkmıyor oluşum, kararlılığım sayesinde belki de çok ters tepki vermediler o an. yani öyle gözüktü. ama sonraki 1-2 sene bana soğuk davrandılar. hele ilk zamanlar üniversiteden döndüğümde babam yüzüme bile bakmak istemedi. annem her fırsatta laf soktu. bir şekilde alıştılar gitti. kafana her taktığında seni boğan bir örtüyü bu mücadeleyi vermesen belki 40 sene daha takmak zorunda kalacaksın. o yüzden fiziksel şiddet, ya da katlanamayacağın bir noktaya erişmedikçe pes etme kardeşim. artık başını açan ya da şöyle söyleyeyim sosyal medyada bunu çekinmeden söyleyen insan sayısı daha çok. benim zamanımda bana insanlar büyük tepki vermişti. şimdi bir nebze insnalar alıştılar. eminim senin ailen de alışacak. insnalar genelde böyledir, konuşurlar sonra umursamazlar. bir süre sancılı geçecek senin için de muhtemelen ancak insanın kendi verdiği bir kararı uygulamasının rahatlığı istemeden yapıp ailenin onayıı aldığı durumdan kat kat iyidir.