Ben büyüdüm, çocukluğumu doyasıya yaşamadan. 11 yaşında bir bez parçasıyla kadın oldum. Arkadaşlarım dalga geçti, “Annem gibi giyiniyorsun” dediler bana anne. Oyunlara çağrılmadım daha fazla, bisiklete binmiyordum, 23 Nisan etkinliklerine katılamıyordum artık. Renkli tokalardan takmıyordum, her sabah bir urgan doluyordum başımdan boynuma. Sen her sabah beni öldürüp gönderdin o okula. Sonra lise başladı, sadece kapalı kızlar yanaşıyordu yanıma. Diğerleri beni tanımadan hangi partiden olduğumu, hangi müzikleri sevdiğimi, büyük ihtimalle Korelilerden hoşlandığımı etiketlemişlerdi üzerime. Hikayemi değil, hissettiklerimi anlatacağım sana.
Beni, kadın olduğum için kendimden nefret etmeme sebep olarak büyüttün. Çünkü kadınlar şeytan gibidir, tek bir saç telleri dahi erkekleri baştan çıkarmaya yeter hatta çocuk olsalar bile kapatılmalılardır çünkü o yaşta bile baştan çıkarırlar! Kafamda saç olduğu için yıllarca yanabilirdim cehennemde! Kadın olmaktan nefret ettim çünkü ben de ileride senin gibi çocuk bakıp kocama hizmet edecektim. Her zaman en güzel tabakları erkekler yiyecek, baş köşeye onlar oturacak; kadınlar ise onlar sohbet ederken onlara hizmet edip seslerini bile duyurmayacaktı. Çünkü sesleri de baştan çıkarmaya yeterdi. Sonra kadınlığa çare bulamayınca başörtülü olmaktan nefret ettim. Yazın sıcağında erkek kardeşlerim şort ve atlet giyerken benim anneannem tarzı kıyafetlerle dolaşmak zorunda olmaktan, evin içinde bile rahat giyinememekten nefret ettim. Saçlarımın avuç avuç dökülmesine sebep olduğu için nefret ettim. Hatta başörtülülerden nefret ettim, bana beni hatırlattıkları için. Başörtüsüzlerden de ettim, benim sahip olamadıklarıma sahip oldukları için. İyi anne babalardan da nefret ettim, çocuklarının başını zorla kapatmadıkları için. Sizin gibi olmadıkları için. Nefret dolu birine dönüştüm, zaten her zaman asiydim. Nefret ettim çocuk yaşta kadın gibi hissetmekten, nefret ettim hep 2. sınıf kadın muamelesi görmekten, nefret ettim erkeklerin düzeninden, nefret ettim saçıma değmeyen rüzgârdan ve yağmurdan…
Ben büyüdüm sonunda anne. İçimde ölü bir çocukla büyüdüm. Senin büyütemediğin kızınım ben ya da sen beni zaten kadın olarak doğurmuştun, bizim gibi ailelerde kız çocuklarına yer yoktur çünkü. Bu dünyada kendime yer bulamadım, sen beni yurtsuz bıraktın anne. Sana bunları hiç anlatmadım çünkü ne sen beni dinlersin ne ben oturup seninle dertleşirim. Biz hiç anne-kız olamadık; sadece kaderle yolları kesişen iki yabancıyız.
(Görsel: Jacob Kramer)
“Yaz sıcağında erkek kardeşlerim şort ve atlet giyerken, anneannem tarzı kıyafetlerle dolaşmak zorunda olmaktan nefret ettim.” için 4 yanıt
Ne güzel yazmışsın sen öyle…
Artık ben de haykırmak istiyorum ben sizin gibi değilim, sizin inandığınız gibi inanmıyorum, sizin gibi görünmek istemiyorum, ben kimseyi temsil etmek istemiyorum diyebilmek istiyorum !ama bizimkiler gibi aileler bunları anlamaktan cok uzak..
Artık ben de haykırmak istiyorum ben sizin gibi değilim, sizin inandığınız gibi inanmıyorum, sizin gibi görünmek istemiyorum, ben kimseyi temsil etmek istemiyorum diyebilmek istiyorum !ama bizimkiler gibi aileler bunları anlamaktan cok uzak..
Aynen benimde ben hiçbir zaman onlar gibi olmadım onların inançlarını benimsemedim ateist değilim ama yine de onlar kadar muhafazakar olmayı doğru bulmuyorum ve bir gün gerçekten istediğim şeyleri yapabileceğime inanıyorum