Bana sordunuz mu, ‘Sen kendini böyle seviyor musun, mutlu musun?’ diye…

Selam! Öncelikle ben 15 yaşındayım. Uzun zamandır burada yazanları okuyorum ve artık benim de yazmam gerektiğini düşündüm. 4. sınıfta gittiğim bir kursta hocaların baskısıyla kapandım. Çünkü oraya her açık gittiğimde kötü bakışlara maruz kalıyordum ve bana “Kapanırsan sana bir sürü hediye alırız” gibi şeyler söylüyorlardı. O zamanlar küçüktüm ve hediyeler zayıf noktamdı diyebilirim. Ailem o yaşta kapanmama pek sıcak bakmıyordu ama ben ısrar etmiştim o zamanlar…

Kapanmasına kapandım ama içimde çok mutsuz bir kişilik oluşmaya başladı. Gittikçe insanlardan uzaklaşmaya ve asosyal bir birey olmaya başladım. 8. sınıfa başladığımda ise artık yapamayacağımı anladım ve bir şekilde aileme bu durumu söylemeye karar verdim. Ama o kadar özgüvensizdim ki bir türlü söyleyemedim. Söylemediğim her geçen dakikada daha da kötüleştiğimi fark ettim. Çünkü ben bu değildim ve böyle kalmak da istemiyordum. Günler geçtikçe farkında olmadan arkadaş çevremi dağıttım. Çünkü onlar istedikleri gibi özgürlerdi, aileleri onlara pek bir şey demiyordu, baskıcı değillerdi ama ya benimkiler… Annem sürekli dini konularda nasihat verip durur ve namaz kılmamı söyler ama ben onun bu dediklerini yapamıyorum. Böyle şeyler baskılayarak olmaz. Neyse, kapanma konusuna geri döneyim.

Liseye geçtim ve mart ayındayken artık bu konuyu uzatmanın bir anlamı olmadığını fark ettim. Sabah okula giderken saçlarımı düzleştirdim, güzelce bakımımı yaptım ve ilk defa huzurluydum. İçeriden annemi çağırdım ve “Okula gidiyorum” dedim. Gelip beni gördüğünde kalbi duracak gibiydi, şaka yaptığımı zannetti. Şaka yapmadığımı fark edince kolumdan tutup “Okumayacaksın, eğer okula başın açık gidersen okuyamazsın” dedi. Bağırdı, hakaretler etti ve sonrasında da ağladı. Tüm direnişlerime rağmen okumak istediğim için mecburen kapalı bir şekilde gittim. Eve geldiğimde ise tüm bakım/makyaj malzemelerimi alıp çöpe attığını gördüm. O an nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı anlatamam. Günlerce konuşmadı benimle. Elinde olsa evlatlıktan reddedecekti! Babam hiçbir şey demedi, sadece “Bu konuyu seninle konuşmak istemiyorum” dedi. Evde müthiş bir kaos çıktı ve sonuç olarak yine onlar haklı(!) çıktı… Neymiş, herkes beni böyle seviyormuş… Peki anne-baba, hiç bana sordunuz mu, ‘Sen kendini böyle seviyor musun, mutlu musun?’ diye… Ben asla vazgeçmeyeceğim. İstediğiniz kadar çabalayın. Şu an yaptıkları tek şey beni sürekli baskılamak ve mutsuz bir birey ortaya çıkarmak. Umarım sene bitmeden açıldığımı ve özgürlüğüme kavuştuğumu yazmak için buraya tekrar gelirim.

(Görsel: Sigal Tsabari)

“Bana sordunuz mu, ‘Sen kendini böyle seviyor musun, mutlu musun?’ diye…” için bir yanıt

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir