Bugün yaz yağmuru sonrası esen rüzgâr, burnuma çok güzel bir parfüm kokusu getirdi. Öyle acıttı ki içimi. Annem, erkekler etkilenir diye parfüm sıkmama bile izin vermezdi. İçimde ukde kalanları hatırlattı bana.
Yıllardır aynaya bakmak gelmiyor içimden fakat illa bakıyorsunuz. Bakıyorsunuz da baktığınız aynada bir yabancıyı görmenin ne demek olduğunu her insan anlayamaz. Her bakışımda bir yabancıyla göz göze geliyorum, o yabancıyı rahatsız edecekmiş gibi hissettiğimden daha uzun süre bakamıyorum. Aynadaki ben olamam, diye ağlamak geliyor içimden. Çok sevdiğim saçlarım havasızlıktan tutam tutam dökülüyor, ne yemek yemek ne de uyanık kalmak istiyorum. Canım yanıyor. 1 ayda 8 kilo vermişim, sürekli kalp çarpıntım var ama erkeklerin nefsine hâkim olabilmesi içinmiş tüm bunlar. Kendimi sevmeyişim, yaşamak istemeyişim. Cehennemde yanarmışım tek saç telim yüzünden; zaten dökülüyorlar, kel kalsam bitecek mi bana yaşattıkları? Sanmıyorum. “Saçlarımı, göğüslerimi, vajinamı alın ama bana hayatımı verin” diye bağırmak istiyorum. Ben çocukluğumdan beri kadın hissetmekten yoruldum. Allah bana taşıyamayacağım yük vermiş diye düşünüyorum fakat eğer bu da isyansa günaha girmiş oluyorum. Bu düşünceler peşimi bırakmadığı için sürekli uyumak istiyorum çünkü uyanık olduğumda günaha giriyorum. Hatta uyurken bile günaha giriyormuşum, geçen gün odamda uyurken annem geldi ve yüzüstü uyuduğum için kızdı, cehennemlikler böyle uyurmuş; kalçalarım belli oluyormuş, odama birisi girse beni ‘o’ kadınlardan ayırt edemezmiş.
Ben 20 yaşında hiç yaşamamış bir genç kızım, benim hayatımı aynada gördüğüm yabancı kız çaldı. Dindar annesiyle dindar babasının kızıydı o, ben ise bir yabancıydım ve bu evde bana yer yok. Beni oturtmak istedikleri kalıba kaç beden büyük geliyorum, bilmiyorum. İnanın ki denedim fakat bana olmadı. Her neyse, bugün esen o rüzgâr ve getirdiği güzel koku işte böyle acıttı canımı, bana beni hatırlatarak. Ben tekrar uyumaya gidiyorum, belki bir gün uyanmam düşüncesi mutlu ediyor artık beni. Bunları yazdım çünkü insanlar bizim gibi kızların neler hissettiğini bilmeli. Hayat dümdüz değil, inişleri ve çıkışları var. Kiminin acı eşiği, kiminin çukuru oluyor. İnsanları yargılamak bu kadar kolay olmamalı. Sizin ne yapsa ‘Sümeyye’ diye güldüğünüz o acı çukurları, bazılarının mezarları olabiliyor.
(Görsel: Francis Bacon)
“Saçlarımı, göğüslerimi, vajinamı alın ama bana hayatımı verin.” için 2 yanıt
@tusmelis lutfen bana yaz seninle dertlesmek cok isterim 🙁
senin konun üzerinden benzer ızdırapları yaşamakta olan tüm kadınlara sesleniyorum; lütfen ama lütfen ölmeyi beklemek yerine ekonomik özgürlüğünüzü elinize almak için çaba gösterin. ailenize hiçbir anlamda ihtiyacınız kalmadığında ise istediğiniz gibi bir hayat yaşamak için gerekli adımları atın. hayata bir kez geliyoruz ve size ait olmayan bu görüntüye sahip olup adete kafesin arkasından hayatı seyretmeyi bırakın. ben otuzlu yaşlarında başörtüsünü çıkarmaya ancak cesaret edebilmiş bir ablanızım hiç korktuğumuz gibi zor olmadı inanın ve tek bir gün pişman olmadım. burada yazan pek çok kişi henüz çok küçük yaşlarında ve benim gibi gençliğin tatlı zamanlarını kaçırmamış. çok güzel günler gelicek arkadaşlarım lütfen kendinize yetebilecek şekilde donanmak için çabalayın. siz kendinize yettikten sonra sizi olduğunuz gibi kabul etmeyen, sevmeyen herkese rest çekebilirsiniz. inanın sizin fikirlerinize, hislerinize, duygu ve isteklerinize saygı duymayan aileniz eş dost akrabalarınızın ne düşündüğünün bir önemi yok.