Ne çocukluğumu yaşayabildim ne de hareketlerim kısıtlanmadan sokakta yürüyebildim.

10 yaşımdayken ‘Her şey çocukluktan gelir’ diyerek beni güle oynaya kapattılar. Kimse “Dur, yapma” demedi. O zamanlar kendimi ve görünüşümü sevdiğimi sanıyordum ama sadece kendimi kandırıyormuşum. Görünüşümden ve başımdaki örtüden dolayı ne çocukluğumu yaşayabildim ne de hareketlerim kısıtlanmadan sokakta yürüyebildim. 12 yaşındaki bir çocuğa “Kollarını kapat, gülüşünü düzelt, saçın gözüküyor” diyerek doya doya yaşaması gereken yaşlarını mahvettiler. “Gülme, sert ol, erkeklerle konuşma, sus, sus, voleybol oynama, cehenneme gideceksin” diyerek kendimi sürekli bastırdım.

Fakat ben ailemi memnun etmek için sürekli kendimi kandırdım. “Allah’ımı seviyorum, başımdaki örtüyü seviyorum, dinimi seviyorum, Allah’ı her zaman yanımda hissediyorum, zaten alıştım, bu saatten sonra kimse izin vermez” cümleleri sürekli olarak başımın içinde dönüyordu. Ben ne doya doya gülebildim ne doya doya koşabildim ne de saçlarımı istediğim gibi örüp dışarı çıkabildim. Beni her gördüklerinde bunu isteyerek yapıp yapmadığımı sordular. Kimse “Sen daha çocuksun, büyüdüğünde karar vermeliydin” demedi.

Son 5 yılımı kendimden gizli gizli nefret ederek geçirdim. Koskoca 5 yıl. Hatta açıldıktan sonra kapalı olduğum bütün fotoğraflarımı sildim çünkü görmek istemiyordum. Kendimden nefret ettiğim halime geri dönmek istemiyordum. Şimdi ne tanrı inancım var ne de kapalı halime geri dönmeye isteğim… Ne ailemi ne de koskoca erkeklerin penisleri oynamasın diye küçücük çocuklarını cinselleştirip her yerlerini örten aileleri affedeceğim.

Ben koskoca 5 yılımı kendimden nefret ederek geçirdim. Hâlâ o zamanların izlerini taşıyorum. Çok değil, 7 ay önce özgürlüğüme kavuşabildim. Belki açıldığım için çok fazla baskılandım, belki çok fazla kötü bakışa maruz kaldım ama sonunda kendimi seviyorum. Sonunda saçımı örüyor, kısacık kestirip doya doya gezebiliyorum. Kendimi kısıtlanmadan kahkaha atmak, dar tişörtler giymek bile beni hiç olmadığım kadar mutlu ediyor.

Açıldığımda annem sabahları zorla uyandırır, “Sana toleransım kalmadı” diyerek bağırırdı. Evet, birçok insan tarafından çok fazla şeye maruz kaldım ama hiç vazgeçmedim. Benim gibi binlerce kız çocuğu, genç kadın olduğunu biliyorum. Bana anlatılan hikayelerin hepsini dinledim, tavsiye verdim. İmkânım olsa sabaha kadar içimdekileri anlatır, kan kusana kadar bağırırım. Hatta bıraksanız bir 5 yıl daha konuşurum. O kadar doluyum ki… Kısıtlanan, zorlanan kadınlar için o kadar üzgünüm ki…

Son olarak, olmak istediğiniz kişi için savaşmayı asla bırakmayın. Asla yalnız yürümeyeceksiniz. Kazanabileceğimizi biliyorum.

(Görsel: Tomoko Hara)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir