Çocukken yakın akrabamız tarafından defalarca taciz edilip tecavüze uğramışım.

Herkese merhaba. Dert anlattıkça azalır, derler; ben de anlatmak istedim. Sevgisiz ve umursamaz bir anne-baba ile büyümek benim hayatımı mahvetti. Annem bana bir kere bile sevgiyle bakmadı, sarılmadı, içten gülümsemedi. Sırf erkek diye abimi severler; benim tüm gün onların işlerini yapmaktan ayaklarımın altı ağrır, yine de yaranamam. Kendisinin öfke sorunu olduğu için ev Nazi kampı gibi, asla huzur ve mutluluk yok. Sürekli kavga, hakaret, gürültü. Her hareketimize sinirlenir, eleştirir. Durduk yere sürekli beddua ve lanetler okur; bir anne evladından neden bu kadar nefret eder, anlamlandıramam. Üzerime bıçakla yürüdüğü, hiçbir sebep yokken 20 yaşımda beni dövdüğü oldu. O an, gözündeki sebepsiz nefret beni hep şok eder. Sinir krizleri geçirip ağladığımda da bana beddua etmeye devam etti. Vicdanın, kalbin hiç mi yok? Hiç mi sızlamadı için anne?

Kedi aldım. 4 ay her gün kavga ettim ama artık dayanamadım, sen kazandın anne. O kediden sebepsiz nefret ettin, sırf beni mutlu ediyor diye. “Allah izin verse öldürürüm onları” dedin. Müzik dinleyeyim, kitap okuyayım diyorum; hepsine karışır. Ona göre sadece dini kitap ve müzik ile ilgilenmeliyim. Babam da “Namaz kılmazsanız soframda yeriniz yok, evimi terk edin” der. Bu nasıl cahillik, yobazlıktır ki? Benim içimde hiçbir şekilde tanrı sevgisi kalmadı. Ağlamaktan gözlerimin şiştiği ilk gecelerde bol bol dua ederdim. 3 yıl oldu, yine ettim. Ama artık umursanmadığımı öğrendim, sakın bana bu dünya imtihan dünyası gibi şeyler söylemeyin. Ben kaç kere intihar etmek istedim, kendime zarar verdim. Beni eleştirenler benim yaşadıklarımı yaşamadan eleştirmesin. Çok acı şeyler yaşadım. Ne çocukluğumu ne gençliğimi yaşadım.

Çocukken eski komşumuz olan çok yakın akrabamız tarafından defalarca taciz edilip tecavüze uğramışım. Her şeyin farkına büyüyünce varıyorsunuz. Anılar size verilen bir ceza gibi yeni yeni aklınıza geliyor. Uyuyamıyorsunuz, ağlıyorsunuz. Ablam bu durumu fark etmiş. Annem benimle o kadar ilgilenmiyordu ki anlamamış. İnsan çocuğunun tecavüze uğradığını anlamaz mı hiç? Ben çocuktum, çok küçüktüm, her şeyi oyun sanırdım. Acı gerçeği sonradan fark ettim. Ablam, anneme söylemiş ama annem el âlem ne der diyerek bizi susturmuş. O adamın yüzüne güler, onunla konuşur. Bu nasıl annelik, nasıl vicdan? 2 yaşındayken o adamın kucağında fotoğraflarım var. En acısı da bu olay kaç yaşında başladı, bilmiyorum. Tek bildiğim yıllarca sürmüş olması. Bana cinsel eğitim verilmedi, bilemedim. Anne ve babama asla laf söyleyemediğimden, bu kadar baskıcı olduklarından, beni hep susturduklarından o adama ses çıkartamadım, istemediğimi söyleyemedim. Gerçi o an ne hissettiğimi hatırlamıyorum. Olayı hatırlamak beni yeterince mahvediyor. Haftada 2-3 gece rüyama giriyor, hâlâ kabuslar görüyorum. Ses çıkarmamasına rağmen bir kez yanıma gelip “Canım kızım, sen çok ağır şeyler yaşadın, ben yanımdayım” demedi ya… Babam da hiçbir zaman sevgi vermedi. Neden beni hiç sevmedin anne? Neden benden bu kadar nefret ettin? Neden benim yaralarımı sarmaktansa en büyük yaram oldun?

Kendimi geliştirdim, okudum, araştırdım. Fakat hep bir şeyler eksikti. Şu an istemeden tesettür takıyorum. Bu ikiyüzlülüğümden dolayı kendimden nefret ediyorum ama çıkarırsam evden atılırım ve kardeşlerimi, yeğenimi göremem. Rüzgârın saçlarınızı okşaması nasıl bir duygu? Ya da bir fikrinizi belirtince “Sen tesettürlüsün, ne saçmalıyorsun” lafını duymamak. Rüzgâr ve deniz saçlarımı okşasın isterdim; özgürce yaşayabilmek, istediğiniz gibi giyinmek. Yaşamak isteyip yaşayamadığım o kadar çok olay var ki hayatım zindan gibi. Artık çok yoruldum.

(Görsel: Raimonds Staprans)

Comment (1)

  1. Yasadıkların çok agır gerçekten istersen konusabilirz ig:kelebekhissi13 her zaman yaz istediginde sen çok degerlisin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir