Polisler yaşadığım şiddeti önemsemedi, pandemiye denk gelmişti ve beni aileme geri götürdüler.

Herkese merhaba. Ben hayat hikayemi şöyle anlatayım. Küçük yaşlarda şiddet görmeye başladım, en küçük hatamda bile durmadan şiddet görürdüm. Bu, ilerleyen zamanlarda daha da büyüdü. Kafama ütü vurmalar, acımasızca duvardan duvara atmalar, tepsi fırlatmalar ve daha birçok şey. Daha sonra kapanmamı istediler hatta zorladılar. Küçüktüm, anlayamamıştım. Kapandım, herhalde severim diyordum. Yurda gönderdiler, o cemaat yurtlarına… Aylarca orada kaldım; her gün bize Allah’ın varlığından, ona sürekli şükretmemiz gerektiğinden, ibadet etmemiz gerektiğinden bahsettiler, yüzlerce dini ders verdiler. Dışarı sadece kapalı şekilde çıkabiliyorduk. Oradan zar zor ayrıldım.

Ortaokulda her şey güzeldi. Birkaç kere dışlanmıştım ama hep dersleri iyi olan, sınıf birincisi gözde öğrencilerden oldum. Lise için iyi bir okul kazandım, İmam Hatip’ti ama yaşadığım şehrin en iyi okullarından biriydi. Açılmak istedim, yapamadım, aileme yıllarca söyleyemedim; yine döverler yine canım yanar diye. En sonunda kimseyi dinlemedim, açıldım. Babamın işinden dolayı şehir değiştirmek zorunda kaldım. Oraya hiçbir zaman uyum sağlayamadım. Birkaç kere kaçmayı denedim. Şiddet durmadan devam ediyordu. Polisler durumu önemsemedi, pandemiye denk gelmişti ve beni aileme geri götürdüler. Üstüne kaçtığım için tekrar dayak yedim. Artık yorulmuştum, en sonunda dayanamadım ve intihara kalkıştım. 4. kattan atladım, aylarca ayağa kalkamadım, beyin kanaması geçirdim, her yerim kırılmıştı. Yine de olsun, bana iyi davranıyorlar diyordum. İçimde çok acı çektim ama annemin bana gülümsemesi bile yetiyordu.

Aradan tam bir 1 yıl geçti ama anlamadığım bir nokta var. İntihar ettiğim için pişman değilim, o kadar acı çektiğime pişman değilim. Neden mi? Buna sebep olan insanlar aniden değişti. Ölsem de kurtulsam dediğim insanlar aniden değişti ama sadece birkaç ay… Sonra yine eskiye döndüler. Onları polise şikâyet edeceğimi bildikleri için fiziksel şiddeti bırakıp psikolojik şiddete başvuruyorlar. Şimdi bile “Keşke o gün ölseydin” diyorlar, “Açılmana asla izin vermeyecektik” diyorlar.

Benim hayatım da böyle işte. Bu şekilde yaşamak istemiyorum. Şu an bile geçimimi çok zor sağlıyorum, bir yandan okuyorum ve ailem maddi açıdan yardım etmiyor. Manevi açıdan desek, zaten berbat. Öyle, ben de şiddete rağmen hâlâ ayakta duran ve din baskısına rağmen yılmamış bir kadınım.

(Görsel: Montserrat Gudiol)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir