Şu ne der bu ne der; inanın ki bir gram umurumda değil.

14 yaşında liseye başlarken babamın isteği üzerine kapandım. Çok küçüktüm, benim de bir hevesim vardı ve kapanmaya karar verdim. Gittiğim lisede benim gibi kapalı olan en fazla 2-3 kişi vardı. Zamanla aslında hiçbir zaman kapanmak istemediğimi, babamdan korktuğum için kapandığımı anladım. Benim babam oldukça sinirli bir adam; kaşımı almama bile izin vermez, bir kere evin içinde oje sürdüm diye az kalsın dövecekti.

Şu an 20 yaşındayım ve 1-2 ay sonra üniversiteye başlayacağım. Üniversiteye kapalı gitmek istemiyorum, eğer kapalı gidersem sonradan açılıp gitmek benim için çok daha zor olacak. Ayrıca üniversiteye gidip sonradan açılırsam babam bu sefer “Oradakilerden özendin de açılmak istiyorsun” gibi şeyler diyecek. Halbuki öyle bir durum yok, bu içten gelen bir şey. Onun dışında, çevre baskısı falan benim hiç umurumda değil, zaten beni çok tanıyan da yok. Şu ne der bu ne der; inanın ki bir gram umurumda değil. Annem beni desteklemez ama karşı da çıkmaz. Benim tek korkum babam. Babama bunu en az sancılı olacak şekilde nasıl söylerim? Lütfen yardım edin, şunun şurasında birkaç ay sürem var.

(Görsel: Norma Bessouet)

“Şu ne der bu ne der; inanın ki bir gram umurumda değil.” için bir yanıt

  1. Sorun baban veya bir başkası değil. Bunu zamanla öğreneceksin. Sorun ve çözüm senin duruşun. İnsanlar sana baktıklarında bir bütünlük görmeliler, gördükleri hoşlarına gitmese de. Yaşamın boyu kendi kendilerine tanıdıkları sözde statüler nedeniyle sana tepeden bakmaya hazır insanlarla karşılaşacaksın. Bunlar karşısında iki yöntem var birbiriyle bağlantılı. Birincisi duruşun dik olmalı, onlarla karşılaştığında ikinizin de eşit iki birey olduğunu hem hissetmeli hem de hissettirmelisin. (Aslında onlar senden aşağı ama bunu şimdilik bir yana koyalım.) İkincisi bu tarz insanları yaşamından uzak tutmalısın. Böylece yaşamak istediğin hayata ve kendini gerçekleştirmeye odaklanabilirsin. Cesur insanların her şeye karşın saygı gördüğünü bizzat deneyimledim ben. Cesur ol. Kaybedebileceğin şeyleri kaybetmeye gereğinden fazla önem verme. Bedel ödemeye hazır ol.
    Uzlaşmadan anlayacak insanlarla uzlaşmaya çalış. Bunlar genelde seni eşiti olarak gören insanlardır. Seni eşiti olarak görmeyen insanlarla uzlaşmaya çalışırsan bunu zayıflık olarak algılarlar. Kimseye laf anlatmak zorunda değilsin çünkü her durumda onlar seni görmek istedikleri gibi göreceklerdir. Seni olduğun gibi görmeye ve kabul etmeye hazır insanlarla zaten çatışma yaşamazsın.
    Babanla konuşma konusuna gelince. Babanı tanımıyorum. Nasıl biri bilmiyorum. Ben de yaşamım boyunca babamla yıkıcı bir savaşım verdim. Benim babam dünyanın en laftan anlamaz insanıdır. Sayesinde inadın ve pes etmemenin ne olduğunu öğrenmek zorunda kaldım. Baban şöyle yaparsan böyle anlarmış böyle yaparsan öyle anlarmış, geç bunları. O sana bir elbise dikti ve özgür olmak istiyorsan o elbiseyi yırtmak zorundasın. Bunu babanın onayını alarak yapamazsın. Onun hayatından sessizce çık git, hiçbir şey açıklama. Yapmak istediğin her ne ise önce yaşa içine sindir böylece babanla karşılaştığında ne istediğini neden istediğini yaşayarak öğrenmiş olursun. Kısacası üniversiteye gitmeden bu konuyu açma, yoksa babana geniş bir hareket alanı bırakırsın. Seni okula göndermemekle, gittiğinde masraflarını karşılamamakla (bu arada üniversiteyi kazanan çocuğunun masrafını karşılamakla yükümlüdür ebeveynler, bunu bir hukukçuya sorup öğrenebilirsin) tehdit edebilir, sana duygusal baskı uygulayabilir. Moralin bozulursa kararını uygulayamazsın. Önce kararını uygula içine sindir sonra gerektiği zaman babanın karşısına çıkıp haklarını savunabilirsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir