Bu bir başarı hikayesidir…
Herkese merhaba, çok uzun anlatmadan size güç vermeye geldim. Benim ailem de birçoğunun ailesinin yaptığı gibi ben 9-10 yaşlarındayken bana kısa kollu kıyafetler ve şort giymeyi yasaklamış, zamanla diğer birçok şeyi de yasaklamıştı. Annem mahallede oyun oynarken -daha çocuk yaşta- erkeklerle oynamamam gerektiğini söylerdi. Küçük yaşlarda her yaz Kur’an kursuna gittim ve bu şekilde büyüdüm.
15 yaşında liseden alınma korkusu ile kapanmak zorunda kaldım. Senelerce ama senelerce korkarak erteledim, hiçbir zaman lafını bile edemedim. Fakat bir süre sonra gücüm kalmayınca aileme söyledim. Aşırı büyük tepki aldım. Annem evlatlıktan reddetti, “Böyle çıkarsan sakın eve gelme” dedi, bir sürü hakaret etti ve ağza alınmayacak kelimeler kullandı. Hiç pes etmedim. Annem hasta numarası bile yapıyordu, bütün ev halkı beni suçluyordu, “Senin yüzünden annemize bir şey olacak” diyorlardı. Çok ağladım, çok acı çektim ama 2 ay sonunda ben kazandım. Artık dışarı istediğim gibi çıkıyorum. Ailem de pes etti ve beni kabul ettiler, artık hiçbir şey demiyorlar. Çok şükür.
Hikayem oldukça uzun çünkü tam 10 sene oldu… 10 senedir istemediğim şekilde 2 farklı ben olarak yaşadım; birisi insanların gördüğü tesettürlü ben, birisi benim gördüğüm ben’di. Dışarı çıkmadan önce giyinip hazırlanır, 5-10 dakika öylece saçlarıma baktıktan sonra başımı yapardım. Çok şükür ki ben başardım, hiç pes etmedim ve onlara ne kadar kararlı olduğumu gösterdim. En kötü ne olabilir, dedim. Ailemin evlatlıktan reddetmesini bile göze aldım çünkü hiçbir aile çocuğunu atmaz. Ne olur, siz de pes etmeyin. Hepimiz bir gün başaracağız, sadece artık başlayın ve en sonunda olacağına inanın. Dışarı her çıktığımda nefes aldığımı hissediyorum, saçlarım istediğim gibi uçuşuyor, rüzgârı hissediyorum. O kadar mutluyum ki… Umarım bunu isteyen herkes bir gün yaşar. Sizi seviyorum.
(Görsel: Paula Modersohn-Becker)