9 yıldır kapalıyım, 9 yıldır Müslüman değilim.

Zorla kapattıklarında 14 yaşındaydım. Arkadaşlarımın birine bile söyleyemedim zorla kapandığımı. Ailemin yobaz olduğunu düşünmesinler diye, kendi sözünü dinletemeyen bir ezik gibi görünmek istemediğim için. Kapanmayı hiçbir zaman istemedim. Hiçbir zaman. Annem ağlamalarıma bakmadan “Liseye geçeceksin, kapanmak zorundasın” dedi. Kapandığım gün ailece öğretmen evine hayırlı olsun yemeğine çıkacaktık. Odada ağladım ‘İstemiyorum’ diye, beni ikna etmesi için ablamı gönderdiler. Dakikalarca başta herkesin böyle zorlandığını ama ileride ‘İyi ki yapmışım’ diyeceğimi anlattı. 20 yaşında, 50 yaşındaki insanların 14 yaşındaki kıza çektiği operasyona bak…

Lisemin ilk 2 yılı henüz okullarda başörtüsü serbest değildi. Okulda açılıyorum, saçımı istediğim gibi yapıyorum diye kapalı olduğumu hiç hissetmiyordum. Sanki sadece okula giderken dolmuşta taktığım bir şeydi. Bu yüzden o yıllar hiç sesimi çıkartmadım, yumruğumu sıkmadım. 10. sınıfın bitmesine 1 ay kala başörtüsü liselerde de serbest oldu. Nöbetçi öğrenci duyurusunu yaptı. İşte o gün başıma dank etti. Tuhaf gelecek belki ama o gün eve giderken otobüste hıçkıra hıçkıra ağladım. Normalde hep tersini duymuşsunuzdur. Sonraki haftalarda kapalı arkadaşlarım okulda başlarını örtmeye başladılar ama ben örtmedim. Bütün kapalı öğrenciler direkt okula girerken ben yine okulun kapısında başımı açıp öyle girdim. Soran arkadaşlarıma “11’de kapanırım, şimdi aniden dikkat çekiyor gibi hissediyorum, yapamam” dedim. Aileme de okulda artık başörtüsünün serbest bırakıldığını söylemedim. Son 1 ayı da böyle bitirdim.

11. sınıfa başladığımda daha fazla kaçamadım. İstemeden başıma taktığım şey yüzünden ciddi özgüven eksikliği yaşadım/yaşıyorum. Başımdakinden dolayı etiketlenmekten, birilerinin bacısı olmaktan, birileri için geri kafalı olmaktan; seküler insanlar için çok muhafazakâr, muhafazakârlar için çok seküler olmaktan, kimseyi memnun edememekten, kimliğimi tanımlayamamaktan o kadar sıkıldım ki… Sokakta alakasız bir insan bana sert baksa bile kesin başörtülüyüm diye bana böyle baktı diye düşünüp ağlıyorum. Biri bana ters cevap verse, metroda yürürken biri koluma çarpsa… Artık her şeyi buna yormaya başladım. Çok ciddi kompleks sahibi oldum. Oysa çok özgüvenli biriydim; grubun sözcüsü, siparişi beğenmezse geri gönderten bendim. Ben kendimi böyle kabullenemiyorum diye dünya da beni kabullenemiyor. Kendim için en temel şeyde bile söz hakkım olmadı, şimdi de kendi kararlarını veremeyen özgüvensiz biri oldum. Benden sesimi aldılar. 9 yıl geçti. İnanın; hep bekledim, bir gün alışacağımı düşünüp kendime zaman verdim. Ama yok, hâlâ forma giyer gibi takıyorum. Vicdan azabı da çekiyorum.

Ebeveynlerim bu konu dışında o kadar iyiler ki… Orta direk bir aileyiz. Kendime de çok kızıyorum; ne aileler var, ben evde bir kere bile fiziksel şiddete tanık olmadım. Türkiye şartlarına göre bize her zaman iyi fırsatlar sunmaya çalıştılar. Onlara da çok üzülüyorum. İnançlı kuzenlerime bakıyorum; keşke sizin kızınız onlar olsaydı, diyorum. Ben olamıyorum, olduğum şeyi değiştirmeye çalışıyorum ama olamıyorum. Şimdi 9 yıldır kapalıyım. 9 yıldır Müslüman değilim. Ben Allah’ı, dua etmeyi, tanrı fikrini çok seven biriyim ama bu yaşadıklarımdan dolayı dinden nefret ediyorum. Abimin benimle aynı ebeveynlere sahip olmasına rağmen sırf cinsiyetinden dolayı bunların hiçbirini yaşamamasından nefret ediyorum. Hayatı perde arkasından izlemekten nefret ediyorum. En çok da yumruğumu sıkma cesaretimin olmayışından dolayı kendimden nefret ediyorum. Madem bir ben yok, benim hayallerimin gerçek olma ihtimali yok; bunu anladığımdan beri sadece ölmeyi bekliyorum. Hiçbir coşkuya temas etmeden yaşadığım hayatta, ailemin istediği şekilde odamda bekliyorum.

(Görsel: William Bailey)

“9 yıldır kapalıyım, 9 yıldır Müslüman değilim.” için 6 yanıt

  1. Aileniz o kadar iyiyse, bu anlattıklarınızı aynı şekilde onlara açın. Zorla kapatılmanın sizi dinden daha uzaklaştırdığından bahsedin. Ben bir erkek olarak zorla kapatılan kadınlara o kadar üzülüyorum ki gözlerim doluyor. Umarım siz de bu en temel seçim hakkınıza tekrar kavuşabilirsiniz

  2. Lütfen daha fazla senden beklenileni yapma. Onlara baş kaldırmanın onlara haksızlık olacağını düşündüğünü anlıyorum. Ama onların sana haksızlık etmesi çok mu anlamlı? Lütfen bir gün çıkıp ne yapmak istiyorsan onu yap ve o gün sana karşı olan tavırlarına bakarak değerlendir bir de neyi hakedip neyi haketmediklerini…

  3. Seni o kadar iyi anlıyorum ki.. bizi bizden başka kimse daha iyi anlayamaz bunu yaşamayan nasıl bir şey olduğunu bilemez. Konuşmak istersen burdayım ve açıkçası ben de konuşmak isterim yaz bana kardeşim.
    En sonunda hayat bir şekilde ilerliyorken aslında sana bir döngü gibi gelmesi o çok acı işte

  4. Güzel kardeşim .Ben de bir buçuk sene önce basortumu çıkarttım.Ailem senin aileden daha sert bir yapıda diyebilirim.30 yaşlarda karar verdim 32 de yaptım.Once şunu bilmen gerekir yalnız degilsin.Bu sancıları yaşayan binlerce kardeşimiz var.Suan 20li yaslardasin sanırım.Sana tavsiyem şu ,mutlaka hayatını kendin kazanmak için çabala.Bir iş sahibi olduğunda ailen ve çevrenin sana bakis acısı degisecek .Onların değişimi senin cesaretini arttıracak .Şuan buna odaklan lütfen. Twitter’da @septikmuhalif ismim .istersen iletişim kurabiliriz.Biz her zaman yanındayız emin ol ailen de yanında olacaktır .Cesur ol ve yap.Yolun açık olsun.

  5. Hiçbir coşkuya temas etmeden yaşadığım hayat.. Bu çok acıklı. Biliyor musun ben seni o kadar iyi anlıyorum ki. Ve bunu da bil saçını özgürleştirmek adına bu en cesur kararı veren biri bu kararından ASLA AMA ASLA dönmez. Bu yolun geri dönüşü yok, bu kararı veren kadının söylediği tek şey şu olur: Ölmiyim yeter, Tanrı’ya yalnızca şunu söyler: bana biraz daha ömür ver yeterli. Ölmeden önce yapmam gereken en önemli şey bu ve bunu gerçekleştirmem için sadece biraz daha yaşiyim. Çünkü birkaç dakika bile öyle kıymetli ki insanın kendi gibi yaşayıp kendi gibi ölmesi için. Kalbimiz seninle?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir