Merhaba. Siteyi yeni keşfettim ve benzer hikayeler gördükçe yalnız olmadığımı, güçlü olduğumuzu hissetmek iyi geldi. İçimi dökmek istedim.
Ben küçükken hep “Ağaç yaşken eğilir”, “Namaz kıl”, “4. sınıf bitsin, kapanacaksın” tarzında sözler duydum. Öyle de oldu. 4. sınıf bitti, aile baskısından kapandım. İstemiyordum, arkadaşlarım gibi ben de saçlarıma özen göstermek, onları tarayıp gezmek istiyordum. Olmadı… 5. sınıfta İmam Hatip’e gönderildim. Bir gün okulda bir kâğıt dağıttılar, hafızlık projesi için velilerle yapılacak toplantının davet kâğıdı. İstemedim. Buruşturdum, çantama attım, kimseye söylemedim. Görseler gönderirlerdi çünkü. Gördüler de… Kardeşim çantamı karıştırırken çıkartınca geri sokmak için kavga ederken annem çoktan kâğıdı eline almıştı. Ağlamaya başladım, “Ne olur babama söyleme, gitmek istemiyorum” diye. “Tamam” dedi… Söyledi… Toplantıya gitti ve beni saçma sapan bahanelerle kandırarak o hafızlık yurduna gönderdiler. Gitmeden önceki hafta her gece ağladım. Gitmesem olmaz mıydı? Son gün babamın “Hayat hep lay lay lom olsun istiyorsun ama öyle değil” dediğini hiç unutmuyorum. Çünkü ben çocukken çok neşeli, çok merhametli, çok sevecen bir çocuktum. Her neyse.
Yurda gittim. İlk hafta herkesin annesi santralden arıyordu, 3 dakika konuşma süresi vardı. Herkes annesiyle konuşup güle oynaya geliyordu. Benimki hiç aramadı. 10 yaşımda tek başımaydım. Şimdi düşününce bu bana çok acımasızca geliyor. Bir hocadan telefonunu isteyip annemi arayıp ağladığımı ve “Herkesin annesi arıyor, siz hiç sormuyorsunuz!” dediğimi hatırlıyorum. 1 yıl düşe kalka geçti, alıştım eninde sonunda.
6. sınıfta bize, “Okulu 1 sene donduracaksınız, hafızlığınızı tamamlayacaksınız” dediler. Milli Eğitim Bakanlığı 6. sınıfı okumasak da hafızlık projesi nedeniyle sınıfı geçmişiz gibi gösteriyormuş. Onu da istemedim, okuluma gitmek istedim ama “Hafızlığını bitir” dediler. Oysa 5. sınıfta sınıf birincisiydim. Okulu 1 sene dondurdum ama hafızlık bitmedi, zordu. Hocalar tarafından hor görülüyorduk, hep azarlanıyorduk, her şey zorlaydı. Dört duvar arasında benim gibi o kadar arkadaşım vardı ki… Hafızlık bitmediği için 1 sene de devamsızlıktan sınıfta kaldım… Kaldırıldım… 7. ve 8. sınıfı tekrardan okuyarak ortaokulu bitirdim. O sıra hafızlık da bitti. Hafızlık tespit sınavına girmek istemiyordum. Zorla girdirildim, kazanamadım. 3 ay sonra tekrar girdirildim, orada kazandım. Bu mevzu burada bitti.
Şu an 11. sınıfta olmam gerekiyor ama sınıfta kaldığım için benden 1 yaş küçük kardeşimle aynı düzeyde yani 10. sınıfta okuyorum. Çevre tarafından çok ezici bir durum, bazen çok utanç verici olabiliyor. Ben 17 yaşıma kadar hep başkalarının fikirleriyle hareket etmek zorunda bırakıldım. O yüzden ne özgüvenim var ne de bundan sonrası için savaşacak gücüm. Müziğe aşık biriyim; notalara, seslere… Sesim de kendi çapımda güzel ama çıkıp söyleyecek cesaretim yok. Neden? Babam duysa? Galiba alıştım. Bazen annem pardösü bile gösteriyor “Giy” diyerek. İstediğimi neden giyemiyorum ki ben? Yine de bu konuda sesimi çıkartıyorum ve istediklerimi giyebiliyorum, eskisine göre iyi durumdayım. Belki ben de bir şeyler başarmışımdır…
(Görsel: Henry Lamb)