Ben de içimi dökmek istiyorum çünkü çok doluyum. 24 yaşındayım. Çocukluğumu yaşayamadım. Daha küçük bir çocukken neden açık olduğum için çevremdekilerden saklanmak zorunda kaldım? Neden çocukken bile özgür olamadım?
İsteyerek kapandım diyemem çünkü daha çocuktum ve okulumu değiştirdikten sonra kapanmak zorunda olduğumu biliyordum. Babam bana zorla Kur’an okuturdu, okumadığım zaman döverdi, ağlayarak titreye titreye okuduğumu hatırlıyorum.
Bu zamana kadar hep el âlem ne der diye yaşadım. Zaten çoğumuz aynı şeyleri yaşamıyor muyuz? Ailemden bahsetmek bile istemiyorum, aynı evin içinde yaşıyoruz ama çok uzağız, hiçbir şekilde yakınlığımız yok. Onların kızı değilmişim gibi hissediyorum, içimden ‘anne, baba’ demek bile gelmiyor.
Her şeyi içime atıyorum. Evden çıkamıyorum, asosyal damgası yiyorum, kimse ‘Neden?’ diye sormuyor. Psikolojik olarak çökmüş durumdayım. Tek derdim bu değil ama en çok bu sebepten dışarı çıkmak istemiyorum. Ben bu örtüyü Allah için takmıyorsam ne anlamı var? Aman el âlem konuşmasın, tek derdimiz bu!
Ben artık özgür olamadığım bir hayatı yaşamak istemiyorum. Bu hayat bana göre değil. Dayanamıyorum, boğuluyorum. Neden kimse bunu göremiyor? Anlatamıyorum, söyleyemiyorum çünkü sohbetimiz bile yokken ve hiçbir derdimi paylaşamıyorken ben bu sıkıntımı kime nasıl anlatabilirim? Anlatacak çok şey var ama benim yazacak halim yok. Umarım hepimiz çok geç olmadan hayalimize kavuşuruz.
(Görsel: Eduard Putra)