Merhabalar. Ben 16 yaşında, daha gençliğinin baharında bir kızım. Şu son 20 gündür ağır depresyondayım. Kendimi birisine açma isteği ile dolup taştım ve sonunda buraya yazmaya karar verdim. Bu sayfayı 2020’den beri takip ediyorum; insanların benim gibi, hatta benden daha ağır yaşamlara sahip olması beni çok üzüyor açıkçası. Hepimizin kendine ait bir bedeni ve hayatı var, diğer insanların bu beden ve hayatlar hakkında söz sahibi olmaması gerekirken kişinin bile söz sahibi olamaması… İçler acısı…
Her şeyi kronolojik olarak anlatamam, anlatacak o kadar şey var ki buralara sığmaz bile. Çocukluğumdan itibaren din baskısı ile büyüdüm, çoğunuz gibi. 6., hatta 5. sınıfta sorgulamaya başladım. 6. ve 8. sınıf arası büyük bir depresyona girdim. O anları hatırladıkça kötüleşirim halen. 1. sınıftan beri ailem beni her fırsatta Kur’an kursuna verdi. İstemedim, ağladım, kendime zarar verdim. Sesimi duyan, duysa bile anlayan olmadı. Dedem çocuk yaşta pantolon giymemi yasakladı. Daha çocuk olmama rağmen, benim üzerimde hiçbir hakkı olmamasına rağmen. Eteğimi olabildiğince açardım o sıralar, ondan sonra etek giydirmekten vazgeçtiler.
Çocuk yaşta oje sürdüm, orospu oldum. Saçımı boyatmak istedim, orospu oldum. Saçımı topladım, saçımı açtım, orospu oldum. Orospu olarak bahsettikleri kişiler en azından ruhlarını satmamışlar. Bunun farkında değillerdi. 6. sınıfta dedem öldü, mirası bize kaldı. Miras kavgaları başladı, aile içi şiddet dayanılamaz hale geldi. En büyük travmalarımı o sıralar aldım ben. Dinden çıktım, teorik bilgi bilmiyordum. Sadece kendimi ait hissetmiyordum.
7. sınıfta düşünce olarak değişmeye başladım. Özgürleşmek istedim. Ailemin ‘Yapma’ dediği her şeyi yaptım. Zaman geldi, intiharın eşiğine geldim. Zaman geldi, yaşama sevinciyle doldum. 8. sınıfta ailem sigara içtiğimi düşünüp harçlık vermediler. Benden 3 yaş büyük X kişisi dershane harçlığımı vermeye, benimle konuşmaya başladı. O sıralar fazla sorguladığımdan dolayı varoluşsal bunalımdaydım. X kişisi bana iyi gelmeye başladı. Kendimi X kişisine açmaya başladım, iyi ki yapmışım. Beni yargılamadı, her zaman yanımda oldu. Ona minnettarım.
8. sınıfın sonlarına doğru bana asperger sendromu teşhisi konuldu. Zekâ testleri yapıldı, seanslar alındı. En sonunda yaşıtlarımdan zekâ olarak daha üstün olduğuma, davranışlarımın bir aspergerliye uyduğuna karar verdiler. X kişisinin burada fazlasıyla yardımı dokundu. Sınava girdikten sonra X kişisinin okuluna yakın nitelikli bir okula yerleştim. Sürekli X kişisi ile buluşuyorduk. Şu an size X kişisi ile aramdaki bağ ergenlik ilişkisi olarak gözükebilir, ama biz bambaşkaydık. Anlatsam sayfalara sığmazdı. O sıralar X kişisi ile cinsel birlikteliğim oldu, pişman değilim. İkimizin de elinde olmayan bir sebepten sonra ayrılmak zorunda kaldık. O gittikten sonra hep bir boşluk hissettim. Kabul etmek ve kabul edilmek istedim. Böyle bir ilişkiye daha sonra rastladım mı? Hayır.
Ondan sonra 2 ilişki denemem oldu. İlki pek umurumda değildi, ama ikincisi beni derinden yaraladı. Onun da pek suçu yoktu gerçi, suçlayamam. Kızgın değilim ona. Belki hâlâ seviyorum onu. Kabul edeyim ki onu özlüyorum. Daha iyi olabilirdik, keşke buna biraz gayret gösterseydi.
10. sınıfta spritüal satanist oldum. Şu an kendimi çıkarabileceğim en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyorum. Bunu yaparken insanları öğreti ile tanıştırıyorum. İnsanların hayatlarına ışık tutmaya gayret gösteriyorum. Şimdilik 8 öğrencim var, ileride bu daha da fazlalaşacak.
Sanırım bu satırları yazma nedenim kendimi açmak değildi, başkalarının hayatına ışık tutmaktı benim amacım. Başkalarının hayatına ışık tutmak istiyorum.
(Görsel: Akira Kusaka)