Yakın zamanda açılmak istediğimde, dünyanın en iğrenç şeyi gibi bakıldım.

Herkese merhaba, yine ben. Şu an bu yazacaklarımı yazdığım vakit kendimi öyle yalnız, öyle güçsüz ve öylesine darmadağın hissediyorum ki… Kelimeler kifayetsiz, cümlelerim belki de anlamsız. Kulaklığımda Sezen Aksu çalıyor, ardından sıraya koyduğum Emre Aydın çalacak.

Başaramadığımın bilmem kaçıncı yazısı bu. Buraya yazmak, sizinle konuşuyor gibi olmak iyi hissettiriyor. Benimle aynı duyguyu yaşayan yüzlerce insan burada ve bilgisayar ekranından dolu dolu gözlerle birbirimize bakıyor gibiyiz.

Şu an 3. senemdeyim. Hemşirelik istiyorum. Bugünlerde kendimi fazla saldığımın farkındayım. Yakın zamanda reddedildim. Yakın zamanda açılmak istediğimde, dünyanın en iğrenç şeyi gibi bakıldım. Nasıl anlatsam arkadaşlar? Hayatımın en zor dönemindeyim. Paraya muhtacım, dışarıya çıkma iznim ayda bir kere. Ailemin birbiriyle arası kötü. Herkes birbiriyle zar zor konuşuyor. Daha geçen anneme tekrar konuyu açtım. “Midemi bulandırıyorsun artık” dedi. “Pişman olduğum zaman sen hayatta bile olmayacaksın, bunun vicdan azabını nasıl kaldıracaksın” dedim. “Olsun, şimdi pişman ol, sonra mutlu olacaksın.” dedi. Canım çok yanıyor. Ağladığım için ekranı göremiyorum. Bana bunu çektiren herkesten gerçekten nefret ediyorum. Kalmadı hevesim, hayalim, huzurum kalmadı. Çünkü hepsi alındı benden.

Seneye üniversiteye geçeceğim. Yazın da çalışacağım ve şansımı son kez deneyeceğim. İzin vermezlerse de açık gidip kapalı döneceğim. Bu hayatı çift kişilik sürdüreceğim. Bana şans bırakmadı kimse. Sormadı neyi istediğimi. Önemli olan onların mutluluğu, onların isteği, onların namusu… Evet ya, namus… Neydi namus? Nasıl kazanılıyordu? Kim kimin namuslu olup olmadığını sorgulama gücünü nasıl elinde tutuyordu?

Kaybediyorum arkadaşlar kendimi. Tutamıyorum artık. Deneyip yapamadığım onca intihar çabama üzülüyorum. Birisi mi tutmaz be? Artık gitme zamanı arkadaşlar. Yayınlanır mı, okur musunuz; bilemem, ama geceyi Emre Aydın / Beni vurup yerde bırakma ile kapatıyorum. Tüm başaramamış arkadaşlara gelsin. İzlemeye devam edelim saçlarını savura savura giden herkesi. Kıskanalım küçücük kız özgürlüğünü.

Kocaman sarılmak dileğiyle…

(Görsel: Will Barnet)

Comment (1)

  1. yazdıklarımın paylaşılması beni mutlu etti. hala aynı arkadaşlar üzerinden aylar geçti. inanıyorum ben kendime, başaracağıma. bazen düşüyorum ama tekrar kalkmayı hep bildim yine biliyorum. bana ulaşmak isteyen arkadaşlar için instagramımı bırakıyorum. ig; direnemiyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir