Her şeyi anlatmaya nasıl başlasam, bilemedim. Ben Y. Öncelikle tanıştığıma memnun oldum. Her şeyi anlatmaya biraz daha eskiden başlamak istiyorum. Seneyi tam hatırlamıyorum, ama sanırım 2016 veya 2017 senesiydi. O zamanlar 4. sınıf bitmişti. Orta okul seçiyordum. Henüz kendi kararımı verememiştim. O yüzden annem ve babamın görüşleri benim için önemliydi. Annem normal bir orta okulda okumamı istiyordu. Babam ise düz okulda okumama karşıydı. Bana düz okulu kötülemişti. Benim çocukluk aklım, tabii babamın dediklerine uyuyordum o zamanlar. Sonrasında babama şöyle demiştim: “Tamam, baba, o zaman ben İmam Hatip’e gideyim.”. Hayatım o zaman kararmıştı. Aslında her şey burada başlıyor. Aradan 1 hafta sonra babam yanıma gelip şöyle dedi: “Okuluna kayıt yaptım, ayrıyeten seni Kur’an kursuna yatılı yazdırdım.”. Kur’an kursu deyince bir heyecanlanmıştım açıkçası ve yatılı kalmak da benim için bir heyecandı o zamanlar. Böyle, Kur’an kursuna gideceğim, diye havalara uçuyordum. 1 hafta sonra, hafta sonu Kur’an kursuna yerleştim. İlkokuldan bazı arkadaşlarım da Kur’an kursuna gelmişti ve bu beni sevindirmişti.
Aklıma bir olay geldi. Size ondan bahsetmek istiyorum. Henüz 10 yaşındaydım, o zaman Kur’an kursundaydım. Kapanmıştım ve pantolon giymiştim. Böyle gezmek için dışarı çıkmıştım. Bir yerde Kur’an kursu hocamla karşılaşmıştım ve bana şöyle demişti: “Hiç utanmıyor musun?”. Hiçbir şey diyememiştim. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum, sadece utanıyordum ve korkuyordum.
Kur’an kursundaki bütün arkadaşlarım dayanamayıp gitmişlerdi. Bense kurstaki hafızlara özeniyordum. Sonra hafızlık yapmak istemiştim. Hafızlık yapmaya başlamıştım. 6. sınıfta… Hep hocalardan gizli açılıp kapanıyordum. Hocaya yakalanacağım diye çok korkuyordum. Bir gün kurstayken kurstaki hocalar bir şey hakkında konuşuyorlardı. Kurstan biri -hafızlık yapan birisi- dışarıda kafasını kapatıp tayt giymiş ve onlar bunun dedikodusunu yapıyorlardı. O an şunu düşündüm. Benim açılıp kapandığımı öğrenseler acaba ne yaparlar, ne derler? Hep aklımda bunlar vardı. Hafızlığım bitmişti. Belge de almıştım, ama mutlu değildim. Çünkü hep bir baskı üzerine yapmıştım. Özellikle babamın…
8. sınıftı, sosyal medyadaki o mutlu, saçlarını açıp istediği şeyleri giyinebilen insanları görünce cidden özeniyordum. Ben de istediğim gibi dolaşıp özgür olmak isterdim, ama kaderim buna razı olmuyordu. Bir ara internetteki o açık mutlu kızlara bakıp onları görünce ağladığımı hatırlıyorum. Moralim bozuluyordu. 1 hafta boyunca açılmayı ciddi ciddi düşündüm. Babama her açılmanın konusunu açtığım zaman, hep bir sinirli gözükürdü. Babama şunları söylemiştim: “Ben istemediğim sürece kalben, kapanmanın ne anlamı kalıyor?”. Bunu demiştim ve bana dediği şey ise “Sus, seni Kur’an kursu hocana söylerim, ben orospu mu yetiştiriyorum?” oldu. Sadece duraksadım. Hiçbir şey söylemedim. Olayın üzerinden epey süre geçti. Kapanmaya karar verdim, yani anlayacağınız, ben pes ettim. Ama siz siz olun, ailenize karşı boyun eğmeyin. Her defasında söylesem de itiraz etseler de kendimi hep savunuyorum. Kendinizi ailenize karşı savunmasız güçsüz göstermeyin.
(Görsel: Kate Diehn-Bitt)