Bu, buradaki başaramadığımın 4. yazısı olacak. Başaramadığımın her geçen günün acı dolu olmasıyla devam ettiğim yaşantım… Kaç kere söyledim, tartıştım, konuşmadım, tekrar ben özür diledim. Sayamam. Hatırlamak istemediğim onca söz… Gerçekten bu kadar zor olmamalı namus kelimesi. Bu kadar basit olmamalı. Bir kefeye sığmamalı. Çok zorlanıyorum arkadaşlar. Artık çok yoruldum. Yaşamaktan, nefes almaktan gerçekten yoruldum. 2. mezun senem bu. Herkese yalanlar söyleyerek bitiriyorum senemi. 5 ay kaldı. Tam tamına 5 ay… “Üniversiteye geçtiğimde açık olacağım” sözleriyle kudurup bitmeme kaldı son 5 ay… Sevgili ailem… Ne yapmalı beni önemsemeniz için? Ne söylenmeli? Ne anlatmalı size? Kızlar, başaramayacağım. Saçlarımın rüzgârda savruluşuna sahip olamadan göçüp gideceğim ben. Çokça yazılar okudum burada. Başaranlar adına tebrik ediyorum. Bu kadar fazla özgürlüğünü isteyen kişi görmemiştim. Ne olurdu bizi önemseyip diğer yorumlara kulak kapatsalardı? Ne olurdu bir kere de biz önemli olsaydık? Bedenim kaldırmıyor, aklım kaldırmıyor. Zihnim susuyor, her geçen gün bitiyorum. Arkadaşlarımla görüşmüyorum. Yanlarına gidemiyorum. İstemiyorum. Saçlarıma dokunmak da istemiyorum artık. Korkuyorum. Kendimden, hayatımdan, gerçekleşmeyecek hayallerimden… Başaramayacağım arkadaşlar. Olur da bir gün bitirirsem bu hayatı, ki gerçekten denemediğim şey değil- bir gün yaparsam intiharı, o zaman kurtuluşum olur. Özgürlüğüm hayat bulur.
(Görsel: Charles Clos Olsommer)