Selam, 19 yaşına girmeme az kaldı ve herkes gibi o sorunu yaşıyorum. Açılma sorunu. Orta okulda evimizin konumundan dolayı İmam Hatip’e gitmek zorunda kalmıştım. O okula giderken başladı benim hayat hikayem. 7. sınıfta küçük bir kız çocuğu olarak kapandım çünkü en yakın arkadaşım kapalıydı ve ben onun yanında kendimi farklı hissediyordum. Liseye geçene kadar her şey mükemmeldi elbette, kapalı olmak bana çok zor gelmiyordu.
Liseye geçeceğim yaz her şey değişmeye başladı. Yazın ortasında sıcaktan bayılma eşiğine geliyordum ve kafamda örtü varken, her yerim sıkı sıkı kapalıyken rahat olamıyordum. Açılmak istiyordum, hem ruhen hem fiziksel olarak çok bunalıyordum fakat ben aileme hiçbir zaman bunu söyleyemedim çünkü annem çok baskıcı. Anne tarafım dinine biraz fazla düşkün ve ben biliyorum ki asla böyle bir şeye izin verilmeyecek. Daha sonra liseye geçtim, okula gelip giderken asla kapalı olmak istemiyordum, çok zor geliyordu. Anneme açılmak istediğimi bir sabah okula gitmeden önce söyledim ve azarlanınca çok korktum. Sessiz sedasız okuluma gittim. O bağırması yüzünden yıllarca içimde tuttum ve bir daha konuyu açmaya cesaret edemedim. Lise o şekilde bitti, ben mezuna kaldım.
Mezun senemde artık hayatımdaki şeyleri değiştirmeye çalışıyordum, istemediğim şeyleri. Bunlardan birisi de kapalı olmaktı. Bir süre internetten aileme nasıl söyleyeceğimle ilgili birkaç şeye baktım ve sonra bu güzel aileye denk geldim. Diğer herkesin hikayelerini okuyarak tüm cesaretimi topladım ve annemle babamın yanına gittim. “Size bir şey söyleyeceğim, ben açılmak istiyorum.” dedim. Bir 20 saniye kadar sessizlik oldu ve annem “Nereden çıktı bu?” dedi. Çok sakin sorması içimde bir şeylerin filizlenmesine neden oldu ama bu 3 saniye kadar sürdü. “Ben böyle istiyorum çünkü, uzun zamandır aklımda.” dedim. “Sen kime özeniyorsun, ne oluyor sana, iyice dinden çıktın, hiçbir şey yaptığın yok din için, bir de açıl tam olsun.” diye bağırmaya başladı ve ben sadece dinledim. En son “Git çabuk odana gözüm görmesin seni!” diye bağırdı ve tek kelime etmeden çıktım odadan. Birkaç dakika sonra yanıma geldi “Senin kırığın var da o mu söylüyor sana bunu?” diye bağırarak girdi yanıma. O an beynimden vurulmuşa döndüm. Ben sanki hayatımda hiçbir şeye kendim karar veremiyordum, beni bir erkek yönetiyordu onun gözünde ve en vurucu lafını bunu söyledikten sonra yaptı. Beni okula göndermemekle tehdit etti. Sakinliğimi koruyarak kendimi ifade etmeye çalıştım ve annem yanıma oturup ağlamaya başladı. “Ben dinen iyi olun diye uğraştıkça siz yoldan çıkıyorsunuz” gibi şeyler söyledi. En son kapanış olarak “Eğer böyle bir şey yaparsan hakkımı helal etmiyorum.” dedi ve konuyu kapattık.
Bu olayın üzerinden yaklaşık 3 ay geçti ve 3 aydır annem bana sürekli hakaret ediyor, sürekli laf sokmaya çalışıyor. Önceden giydiklerime, yaptıklarıma pek laf etmeyen kadın şimdi tırnaklarıma oje sürüyorum diye beni dövmeye kalkıyor. Ben üniversiteye geçtiğim zaman onlara rest çekip hayatıma devam etmeli miyim, buna cesaret edebilir miyim; bilmiyorum. Bu baskı beni gün geçtikçe daha da çok öldürüyor, ben ölüyorum, ruhum ölüyor.
(Görsel: Tsuguharu Foujita)