Önceden ailem yüzünden zorla başım kapatıldı. Okulda ve sosyal çevremde hep zorbalık gördüm, her açılmak istediğimde dayak yedim arkadaşlar. Hatta bir keresinde babam beni yere yatırıp dövmüş, başımı ayaklarının altına alıp ezmişti. Hiçbir zaman çok fazla arkadaşım olmadı, hep hor görüldüm. Hiçbir zaman duygularımı açık bir şekilde ifade edemedim. 4-5 yıl boyunca kapalı kaldım. Başka okula nakil verip açıldım, hayatımın en zor kararıydı, ailemi ikna etmek ve akrabaları susturmak çok zordu. Artık insanlar beni seviyordu, evet ama bu sefer de ailem başlamıştı. Babam dar pantolon giymeme bile kızıyordu. İşten sinirli geldiğinde bile beni dövüyordu. (Sadece tokat atmaktan bahsetmiyorum. Kemerle dövmüşlüğü bile var.) İnsan evladına hiç kıyar mı? İçi hiç acımaz mı? Bana vururken canı hiç acımıyordu. Ağlamam ve acı çekmem onun hoşuna gidiyordu. Hatta bir kere akrabalarla bir araya geldiğimiz zaman açık açık “Canım mı sıkıldı? Dövüyorum şu kızı, ne dert kalıyor ne tasa” demişti. Tabii akrabalar sinirlenip babamın üzerine geldi ve günlük yediğim dayaklar haftalığa dönüştü. Babam her gün telefonumu kontrol etmeye başladı, rehberimde bir erkek görse kızıyordu. Bir kız yazsa bile engelliyordu. Arkadaşlarımın açtığı gruplara kızıyordu. Hiçbir zaman arkadaşlarımla dışarıda buluşmadım ben mesela. Eve 10 dakika geç gelsem “Nerede kaldın sürtük” diye bağıran bir annem var. Annem bile bana düşmanken nasıl düzgün bir hayat yaşayabilirdim ki?
Birkaç ay önce başıma gelen olaydan bahsedeceğim size. Ablam evleniyor ve nişan bohçasında makyaj malzemeleri vardı. Genelde ablamla eşyalarımızı ortak kullanırız. Kızacağını veya tepki göstereceğini hiç düşünmedim ve rimelini aldım, kullandım. Sonra koyduğum yeri unuttum. Aradım, birkaç gün bulamadım. 2 gün sonra tatil vardı, aynısını alıp yerine koyacaktım. O gün ablam evi başımıza yıktı, üstüme yürüdü, ne evet diyebildim ne de hayır. Ne de olsa yenisini alacağım, şu an üzerime gelmesin, babam da bana kızmasın diye “Bende değil, görmedim” dedim. Durumu babama anlatmışlar, babam gelip dolabımı karıştırdı, iç çamaşırlarıma kadar her şeyime baktı. Günlerce aradığım rimel dolabımdan çıktı. Kaç kez aramama rağmen… Sonra babam yalan söylediğim için telefonumu aldı. O sırada da sevgilim vardı (sevgilim, önceden kapalı olduğum için eski okulumda bana zorbalık yapanlardan biri) ve mesajları gördü. Mesajlarda hiç kötü bir şey yoktu ama bir erkekle konuşmam bile onun için suçtu. Beni öldüresiye dövdü. Tokat attığı zaman yere düştüm, üzerime çıktı, defalarca kez vurdu. Canım yandığı için acıdan çığlık atıyordum, “Aşağıdaki komşular duyacak sesini” diyordu, daha çok vuruyordu. Anlayacağınız komşular onun için benden daha değerliydi. Acıdan bayılmıştım. Saçımdan sürükleyerek beni yatağıma yatırdı. (Kucağına alabilirdi, kollarımdan veya ayaklarımdan taşıyabilirdi. Ama onun sorunu benim saçlarım, benim açık olmamdı.) Sonra annemi başıma göndermiş, benden uzun süre ses seda çıkmayınca “Öldü mü, git de kontrol et” demiş. Annem polisi aramaya çalıştı, işini kaybetme korkusundan babam bir daha bana vurmadı. Birkaç kere babamı ben üstümü giyinirken yakaladım, açık olan kapının eşiğinden beni izliyordu. Sonra anladım ki onun sorunu dışarıdaki insanlar değil, kendi nefsi. Daha kendi gözlerine söz geçiremeyen adam, beni dışarıdaki insanlardan kıskanıyordu. Bir insan çocuğuna nasıl bunu yapabiliyor, aklım almıyor.
Yaşadıklarım sadece ailemle olanlar da değildi. Lisedeyken bana zorbalık yapan bir çocuk vardı. 2 yıl sonra onunla tekrardan konuşmaya başladık ama o benim kim olduğumu bilmiyordu, beni tanımıyordu. Ona kendimi sevdirdim, birkaç gün içerisinde de sevgili olduk. Ailem yüzünden çok fazla buluşamıyorduk. Bundan çok rahatsızdı ve benim sessiz sakin oluşum onun hoşuna gitmiyordu. Sevgililerin yaptığı şeylerden yapmak istiyordu ama ben izin vermiyordum. 4 aylık ilişkimiz oldu, bitiş nedeni ise benim önceden kapalı olduğumu onun okulundaki arkadaşlarımdan birinin ona anlatmış olması. Her ne kadar inkâr etsem de o kişinin ben olduğumu o da biliyordu ve okulumdaki insanlara bunu anlattı. Kimin yanından geçsem dik dik bana bakıyor. Ezan okuyan oluyor. Dedikodular, fısırdamalar, ‘ıy’ demeler… Yayıldı mı yayılmadı mı emin değilim, benimle bu konuyu konuşan kimse olmadı. Ama aynı olayların yeniden yaşanmasından o kadar çok korkuyorum ki… Artık yaşamak istemiyorum, her şey çok zor geliyor.
(Görsel: Françoise Adnet)
“Babam, bir keresinde akrabalara “Canım mı sıkıldı? Dövüyorum şu kızı, ne dert kalıyor ne tasa” demişti.” için 5 yanıt
Yaşadıkların çok zor şeyler,ozellikle baban olacak o kişi çok sorunlu bir insan.bence bir paikologa git ve terapi al çünkü bir insanin bunları yaşayıp da sağlam psikolojiye sahip olmamak imkansiz.umarim ilerde mutlu olursun ve kendi istedigin kararları vererek yasarsin.
*Sağlam psikolojiye sahip olması imkansiz
Sana tavsiyem kesinlikle bu durumu ya öğretmenlerine ya da polise bildirmen. Baban tehlikeli bir insan manyamış resmen. İnsanların seni ezmesine izin verme. Eğer bir daha aynı şeyler olursa hiç çekinmeden polisi ara ciddiyim.
Güzel kızım, çok zor şeyler yaşamışsın be belki de hâlâ yaşıyorsun. Lütfen kendini bastırma, baban denen insan olmayan varlığın şiddetine boyun eğme, ciddi bir sapıklık ve şiddet problemi var. Şiddet gördüğün esnada bağır, hatta fırsatın olursa polisi ara ve çağır seni konumundan bile bulacaklardır lütfen çevrende sana yardımı olacak başka birileri de varsa onlardan da yardım istemekten çekinme. Yaşadıkların çok zor şeyler yaşıtın bir genç kız olarak kendimi yerine koyup okuyunca kalbim acıdı. Dualarım seninle, inşallah ailen denen kalpleri pis insanlardan en kısa zamanda kurtulursun.
Üzgünüm ama senin iyiliğine yarayacak olan tek dileğim var o da babanın ölmesi