Mesele başörtüsü değil, olmak istediğin şeye dönüşmek için verilen bu dört başı mağrur mücadelenin verdiği ilham ve güç.

Merhaba. Ben hiçbir zaman kıyafetlerim, dinim, cinsel kimliğim üzerinden yargılanmadığım bir ailede büyüdüm, bu yüzden bu platforma yazacaklarım konusunda çekinceliyim ama amacım kesinlikle rol çalmak değil.
Ama ailemden ve çevremden meslek seçimim, girmek istediğim iş, beraber olduğum erkek arkadaşım gibi benim birey olarak karar vermem gereken konularda çok büyük bir baskı gördüm.

Evet, harika bir kariyerim var ve iyi okullarda okudum. Ama geldiğim noktada ekonomik özgürlüğümü elime aldığımdan beri müthiş bir kendimle savaş haline girmiş bulunuyorum. Kendi kararlarımla hareket etmeye karar verdiğim ilk anda kim olduğumu bilemedim bir an, 24 senedir içinde yaşadığım ben ailemin olmamı istediği benmiş. Ruhum kutuların içine sıkışmış gibiydi. Hareket alanım kısıtlanmıştı çünkü ailem bir ajan gibi her adımımı milimetrik hesaplarla planlamıştı.

Sanki benim hayatımda hataya, 10 dakikalık bir tereddüte, bırakıyorum artık demeye yer yoktu ve takipteydiler. Hayatımda hiçbir dönem beyaz yakalı olmak istemedim ve aşçılığa merakım çok yüksekti. Ben de kendi paramı kazanmaya başlayınca mutfak sanatları okuluna gittim, şehir değiştirdim, kendi restoranımı açmak için para biriktiriyorum. Artık insanlara fikirlerini çok daha az soruyorum kendi hayatıma dair konularda.

Bu savaştan kendimi sevme sürecine geçtim ve bununla alakalı sağlam adımlar attım, atıyorum. Bu siteyle tesadüfen karşılaştım ve buradaki kadınların hikayeleri bana ilham verdi. Aynı zamanda yaşadığım seküler çevrede kadın mücadelesini desteklediğimi düşünürken, tesettürlü kadınların yaşadığı zorluklara ne kadar yabancı olduğumu, ne kadar yan yana durup içsel olarak kilometrelerce uzak bir mesafede olduğumuzu fark ettim.

Kendi olmak yoluna baş koyup bunu başaran tüm kadınlara söylemek istiyorum: “Varım!” dediğiniz için teşekkür ederim. Sizleri bu mücadelenizde gönülden destekliyorum. Mesele başörtüsü değil, olmak istediğin şeye dönüşmek için verilen bu dört başı mağrur mücadelenin verdiği ilham ve güç. Bunu herhangi bir baskıdan sıyrılıp kendi adımlarını atmaya çalışan her kadın için hissediyorum ve o kadınların hikayeleri bana hep ilham veriyor, “Sen de yapabilirsin, bulabilirsin o yolu ve cesaret edip baş koyabilirsin.” diyor.

Nova norda’nın dediği gibi:
“Kurtarma beni pişmanlıktan!
Belki hoşlanırım taşlanmaktan!
Ömrüm yasaklarla paslandıkça,
Gördüm beteri yok uslanmaktan!”
Sevgiler
Mavi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir