22 yaşındayım, ailem beni hiç tanımadı. 6. sınıfta adet bile olmamışken sırf boyum biraz uzun ve iri yapılıyım diye babaannemin “Bu kız ne zaman örtecek başını?” diye babama sormasıyla başladı zindana düşüşüm. Zaten her an örtüneceğim korkusuyla o dönem okul dışında dışarı çıkmamaya çalışıyordum. Ve işte korktuğum başıma gelmişti. Bu olaydan birkaç gün sonra babam bir pazar günü elinde lila renkli bir şalla eve geldi.
Şalı elime tutuşturup “Bundan sonra dışarı çıkarken bunu takacaksın.” dedi. İşte bu, hepsi bu kadar. Kimse fikrimi sormadı, kimse bana neden bu örtüyü takmam gerektiğini anlatmadı. Sadece emir verildi ve uygulanmam istedi. Ama ben elbette hiçbir arkadaşıma böyle anlatmadım. Kendi isteğimle kapandım dedim. Hatta eşime bile anlatmadım.
Yaklaşık 2 yıldır evliyim, eşim bana saygı duyuyor ve açılmak istememi yargılamıyor. Zaten ailem olmadığında açık geziyorum. Evlenince kurtulurum sanmıştım ancak eşimin destek vermesi yeterli değilmiş. Evlenince elime geçen tek şey açılmak istediğimi anneme söyleyebilmek oldu. Çünkü bekarken söylesem beni okuldan alırlardı.
Üniversitede çok başarılı olmama rağmen şimdi eşim olan ancak o zamanlar sevgilim olan erkek yüzünden abim beni okuldan alıp memlekete götürdüğünde hiçkimse “Nasılsın?” diye bile sormadığında, babam beni dinlemeden bana tokat attığında anlamıştım. Bunu aileme söylersem, asla okuyamazdım. En azından şimdi anneme söyledim, annem ağladı, duygu sömürüsü gibi geldi, bilmiyorum. Sonra tehditlere başladı zaten, “Babana senin yüzünden bir şey olursa seni affetmem”, “Baban sana beddua ederse kocanla da mutlu olamazsın, işlerin rast gitmez.” İşte böyle tehditler.
Annem zaten kendisi hiçbir zaman var olamamış, babamın altından çıkamamış bir kadın. Burada bile kendi fikri yoktu ve babamla beni korkutuyordu. En son eşimin onu hayal kırıklığına uğrattığından bahsettiğinde sinirlendiğimi hatırlıyorum. Bana o kadar şey söyledi, kızmadım da, beni destekleyen ve olması gereken tepkiyi veren eşime tabiri caizse gavat muamelesi yaptığı için öfkelenmiştim. Evet, evliyim ve hâlâ özgür değilim.
İkili bir hayat yaşıyorum. Öğretmen oldum, ama aileme hiçbir şey öğretemedim. Bu hayat yorucu. Hâlâ birisi görürse korkusuyla yaşamak berbat hissettiriyor. Ben ne zaman büyüyeceğim? Ne zaman eğilmeden dimdik durabileceğim? Ailem beni ne zaman tanıyacak? Ya özgürlüğüm ya ailem. Bir yol var önümde ve ben ailemi seçiyorum. Çünkü biliyorum, diğer yoldan gidersem artık bir babam olmayacak, ve elbette bir annem de. Annem babam evime bile gelmeyecekse, özgür olsam ne olur? Keşke beni olduğum gibi sevseler.