Merhaba, daha önce buraya bir mektup yazmıştım sanırım ama çok uzun zaman önce olduğu için tam hatırlamıyorum. İçimden geçenleri tekrar yazmak istediğimi fark ettim, çünkü anlattıkça rahatlıyorum ben. Ama bu konuyu çok nadir kişilere anlatabiliyorum. Çok yakın hissettiğim bazı arkadaşlarıma bile beni tam olarak anlayamayacaklarını düşündüğüm için ısrarlarına rağmen üstünkörü anlatmıştım. Ama burada benim gibi bir hayat yaşayan çok fazla insan olduğu için daha rahat anlatabileceğimi ve anlaşılabileceğimi düşünüyorum.
Ben 8. sınıftayken arkadaşlarımdan etkilenip kapanmayı düşünmeye başlamıştım ama tam olarak cesaret edemiyordum. Annem de “Şu an erken, liseye geçince kapanırsın.” diyordu. 6 ayda ne değişecekse artık… Liseye geçtim, sömestr tatili döneminde kapandım. Ama kapanmadan önce yine tam olarak emin değildim. Lisedeyken etrafımdaki kapalı arkadaşlarımın sayısı arttı.
Babam “Ne zaman kapanmayı düşünüyorsun?” diyordu bazen. O zamanlar abim de kapanmamı istiyordu ve ben daha fazla baskıya dayanamadım. Dini yönünü hiç düşünmeden bir kıyafet tarzı olarak benimsediğim kapanma sürecine girmiş bulundum. Hiçbir arkadaşıma kapanacağımı söylememiştim, tatilden sonra beni görünce çok şaşırdılar. Bazı arkadaşlarım “Senden hiç beklemiyordum” falan dediler. İlk başlarda herkesin takdir ettiğini görünce sevinmiştim ama kendimi kandırmışım. 10. sınıfa geçtiğimde kendimden nefret etmeye başladım.
Fotoğraf çekilmek, aynaya bakmak; bu gibi şeylerden kaçmaya başladım ama bunun kapalı olmamdan kaynaklandığını 11. sınıfa geçtiğimde fark ettim. 11. sınıfa geçtiğimde kapanarak bir yanlış yaptığımı ama asla açılmamam gerektiğini düşünüyordum. 11. sınıfın 2. döneminde dinden de iyice soğumaya başladım. Bir ara dine yaklaşmak için namaza başlamıştım ama olmadı. Abim de dinden çıktığını söylemişti o dönem, ben de onun için ağladım ve çok dua ettim ama sonra abimin yolundan gittim ben de…
Dinden iyice soğumuştum ama aklımda şüpheler vardı; ya yanlış düşünüyorsam diye. 12. sınıfa geçtiğimde açılmalıyım diye düşünmeye başladım, dinden de nefret etmeye başlamıştım ama bunu kimseyle paylaşamadım. 12. sınıfta hem sınav stresi hem kendi görünüşüme olan nefretim beni o kadar boğuyordu ki geceleri 2’ye 3’e kadar ağlıyordum ve asla uyuyamıyordum. Ders çalışırken aklım sürekli başka şeylere kayıyordu, yapamıyordum.
En sonunda cesaretimi toplayıp anneme “Açılmak istiyorum” dedim, çok yanlış bir cümle kurmuşum aslında. En başta istiyorum diyerek kendimden taviz vermeyip bunu direkt yapmalıydım. Annem şoka uğradı ve “Bunu aklından çıkar, bir daha böyle şeyler düşünme” dedi ve konu orada kapandı. 2-3 ay konuyu hiç açamadım. Sonra yine canıma tak ettiği bir zaman anneme konuyu açtım, annem bana boş fetvalarından vermeye başladı. Saçlarımı açarsam her birinin bir yılan olup beni sokacağından, kızgın sacın üstünde namaz kılacağımdan bahsetti. Bu anlattıkları bana o kadar boş geliyordu ki o anlatırken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. O sene üniversiteye gitmedim, mezuna kaldım. Tercih yapsam bile pandemiden dolayı açılmaz diye düşündüm ve öyle de oldu zaten.
Mezuna kaldığım sene artık iyice boğuluyor gibi hissetmeye başladım. Ders çalışırken bir anda ağlamaya başlıyordum, neredeyse istisnasız her gece uyumadan önce ağlıyordum ve bunların hiçbirinden ailemin haberi olmuyordu. Kendi odamda apayrı bir dünya yaşıyordum. Dershaneye gidiyordum, kimseyle konuşmuyordum çünkü kendimi bir çöp torbası gibi hissediyordum.
Dershanede benim açmak istediğim gibi saçlarını açan, benim giyinmek istediğim gibi giyinen kızları gördükçe eve gittiğimde bunun için de ağlıyordum. Ders çalışmamın tek sebebi lanet olası üniversiteye gidip saçlarımı açabilmek uğrunaydı. İstediğim bölüm olmasa da üniversiteyi kazandım. Babam sevgi yönünden ne kadar ilgisiz olsa da eğitimimizle ilgilenen bir babaydı. Üniversite kazandığım şehir ne kadar uzak da olsa babam da benimle birlikte geldi, beni yurda yerleştirdi. Babam gittiği an kendimi özgür hissetmeye başlamıştım. Özgür ve korkak.
Yeni okuluma ve yeni hayatıma başlangıç yapabilirdim. Üniversite hayatıma saçlarım açık bir şekilde başladım. Mutluydum, özgüvenliydim ama giymek istediğim kıyafetleri giyemiyordum. Etek veya şort giymek istediğimde kendimi çok garip hissediyordum. Sanki yapmamam gereken bir şeyleri yapıyormuş gibi… Bu psikoloji gerçekten çok zor. Kendime yeni kıyafetler alırken eve götürdüğümde aileme açıklayabileceğim bir kıyafet olsun diye düşünerek bir şeyler alıyordum. Evden ne kadar uzaklaşmış olsam da annem ve babamın baskıcı düşüncesi hep omuzlarımdaydı…
Eve gelirken kapanıp geliyordum hep. Ama kapalıyken okuldan beni tanıyan birine yakalanmaktan korkuyordum. Çünkü insanlara açıklama yapma gücünü kendimde hissedemiyordum. Yaz tatili geldi, ben evime geldim ve kendimi hapse giriyormuş gibi hissediyorum. O yeni hayatımdaki özgüven uçtu gitti sanki. Annem açıldığımı öğrendi, kıyafetlerime bakıp “Sen bunları mı giyiyorsun, yakında götünü de açarsın.” diyor. “Baban duymasın, seni bir daha oralara göndermez.” diyor…
Ben karar verip gelmiştim oysaki, ailemle konuşup bu meseleyi halletmek için kendime söz vermiştim, ama insanlar yoluma taş koyuyor sadece. Aile kelimesi bir bağlılığı ifade eder ama ben kendimi hiç bu eve ait hissetmiyorum. Tatilin çok hızlı bir şekilde geçmesini istiyorum, ben bu evde yaşamak istemiyorum. Annesi veya babasıyla çok iyi anlaşıp arkadaş gibi olanları çok kıskanıyorum. Eğer ailemi seçme şansım olsaydı bu aileyi seçmezdim, bu cümleyi kurdurtacak kadar yaktılar canımı.
Benim saçlarıma takacak bir tanrıyı ben kabul etmiyorum, böyle bir inancı nereden tutsam elimde kalıyor. Bir tanrı varsa ona küsüm. En yakınlarımın, ailemin beni anlamamasından, anlaşılamamaktan çok yoruldum gerçekten. Yaz tatilinde bir işe girip çalışmak istiyorum ama babam çalışmamı istemiyor. Üniversiteyi de kendi yaşadıkları şehre geçerek okumamı istiyorlar.
Daha önce Yalnız Yürümeyeceksin sayfası aracılığıyla tek seferliğe mahsus olarak bir burs aldım. Ailem bile karşımdayken beni tanımayan insanların bana destek olması çok mutlu edici ama bir yandan üzücü. Ailemden başka birilerinin arkamda durmasına ihtiyacım olmasaydı keşke. Bu hayatı yaşamaya devam etmekte çok zorlanıyorum. Belki fiziksel bir acım yok ama düşünceler içerisinde boğulmak gerçekten çok zor. En kısa zamanda ölmek istiyorum.
(Görsel: Jesse Dayan)
“Aile kelimesi bir bağlılığı ifade eder ama ben kendimi hiç bu eve ait hissetmiyorum.” için 7 yanıt
evet yine biriyle aynı durumdayız şahsen ben de eve ait hissetmiyorum kendimi hiç hissetmedim konuşmak istersen burdayım yalnız değilsin 🙂 Snap nickim kaddmrsqws
snap kullanmiyorum insta @seraphicassia yazabilirsinnn
o kadar çok benziyoruz ki…Bende kendimi ait hissetmiyorum bu eve senin duyduğun sözleri bende duydum karşı çıktığımda da orospu ilan edildim,en son artık 6 aydır sinirden öfkeden patlayıp panik atak geçirdim tam 1 saat boyunca titredim,nefessiz kaldım,kalbim çok hızlı attı gerçekten kalp krizi geçiriyorum sandım o an, bir yandan da daha 15 yaşındayım ne kalp krizi diyordum çok zordu benim için o gece.duymedığım laf kalmadı bu arada babam bana birkaç metrelik örtü için seni evlatlıktan redderim dedi.yani mutsuz olmam onların umrunda değil.birde her boku yapıp neden mutsuzsun bu surat ne demiyorlarmı sinir krizi geçiriyorum.onlar için el alem önemli ben değil.beni değilde başkasını önemseyen mutsuz olmam umurlarında olmayan insanları neden seveyim? sırf kan bağım var diye mi? gönül bağım yoksa kan bağının ne önemi var?beni anlamak yerine kendi fikrini ZORLA DAYATAN,panik atak geçirdiğimi bildiği halde ilaç kullandığımı bildiği halde hala üzerime gelen bir kez bile ne yaşadın diye sormayan insanları neden sayayım? neden saygı duyayım neden merhamet edeyim? üstelik onlar etmemişken?ben sırf onlar yüzünden depresyona girdim kendimden tiksindim zorunluluk olmadıkça dışarı çıkmadım örtüden nefret ettim dinimden soğudum yaklaşmak yerine namaz kılardım önceden şimdi kılmak gelmiyor mesela.okuldan eve gelince direkt kütüphaneye falan gitmek istiyorum evde durmak istemiyorum ders çalışmasam bile eve 8,9 gibi geliyorum.tek hayalim şehir dışında üni kazanıp kurtulmak o zamanda yaşım büyük olacak isteselerde bastıramazlar.o döverek bağırıp çağırıp küfür ettikleri aşağladıkları 15 yaşındaki kız büyümüş olacak ekonomik özgürlüğünü alacak onlar gibi salak saçma hayat yaşamayacak.eskiden umrumdaydı insanların açıldı diye konuşacak olması artık gram umrumda değil.7 sülale konuşsun umrumda olmaz daha iyi işte kızlarını zorla kapatmazlar yazık etmezler.onlara sorsan çok iyi anne babalar ben şükürsüzüm.doğurup yemek vermekle iyi anne, para vermekle de iyi baba olunmaz bunlar zaten onların görevi bir artı değil.beni anlamayan aşağılayan böyle saçma bir sebepten bunları yaşatıp,yine böyle aptalca bi sebepten dolayı beni dövüp kolumu morartan bi anne babaya sempati besleyemem.baskıyla onlara yaklaşacağımı sanacak kadar aptallar daha çok soğuyorum haberleri yok.benim için bi anlam ifade etmiyor artık anne baba sözcüğü koptum çünkü onlar kopardı hakbuki önceden hiç böyle değildim.çok nefret doluyum sırf içimdeki nefret yüzünden sürekli ağlıyorum geceleri ve atak geçiricem diye korkuyorum.anlaşılamamanın bastırılmanın verdiği nefret var.sıkışmış hissediyorum nefes alamıyorum.hergün olmadığım biri gibi gezmekten rol yapmaktan bıktım sırf bu yüzden birini sevsem bile ilişki düşünmüyorum çünkü kandırmak istemiyorum,sevgili olacağı kız ben değil de anne babası ve etrafın kuklası çünkü.kukla olmak acı veriyor,kimse varlığımı kabul etmiyor,koca ayaklarıyla üzerime basıp geçiyormuş gibi hissediyorum…evdeki kimse destek olmadı bana kardeşimde dahil bari o gerizekalının anlamasını beklerdim ama o da üzerime geldi kendini benim abim sanıyor ondanda nefret ediyorum artık. o öyle birşey yaşasaydı kesinlikle destek olurdum ama o aptal benim kadar empati yapabilen biri değil çünkü annesinin paşasın o onunlada konuşmuyorum artık.bu evde bir tek küçük erkek kardeşimi seviyorum 8 yaşında daha ama kocaman kalbi var diğer kardeşimdende annemden de babamdanda akıllı bana birtek o destek verdi bana abla senin hakkını yiyorlar dediği zaman çok duygulanmıştım:)2 senem kaldı evdeki herkesten yavaş yavaş uzaklaşıyorum hepsiyle arama mesafe koyuyorum odadan çıkmıyorum bir tek küçük kardeşim enes onu çok seviyorum çok efendi ve saygılı aynı zamanda merhametli onun için canımı bile veririm diğerleri içim kılımı kıpırdatmam ister reddetsinler umrumda değil.umrumda olan tek şey KENDİM! ağlarken yazdım bunu umarım birgün kurtuluruz 🙂
bebeğim güçlü kalmalısın, üniversiteyi kazandığında kocaman bir adım atmış olacaksın yeni hayatın için ama o sadece başlangıç olacak. şuan ailemden uzakta olduğum için daha rahatım ve bunu konu zamanla aklıma gelmekten uzaklaşıyor ama eve gideceğim zamanlar stresten nefes alamıyorum..
insta @seraphicassia seninle tanışmak derdine ortak olmak isterim, sevgiyle kal
lutfen ig ver tamamen aynisini yasiyorum konusmamiz lazim artik biktim olmek istiyorum sen de yazabilirsin @suelreyy
Sevgili yalnız yürümeyen kadın, şu an on yıl önce seninkine benzer bir deneyim esnasında ölmeyi düşünen ama sonra bir ışığın peşine takılıp kurtulan bir kadın yoldaş olarak sesleniyorum sana. Lütfen içindeki cesareti, bir damla bile kaldıysa yaşama isteğini koru, lütfen bu platformun ismini ve yalnız olmadığını hatırla. İnan yaşamaya değer, inan geçiyor ve bu derdin yükünden kurtulunca ruhuna öyle iyi gelen bir güçle hayata atılıyor ki insan, etrafındakiler gıptayla izliyor. Lütfen dayan, ve şu an seni düşünen bir arkadaşın olduğunu hisset.
çok çok teşekkür ederim desteğin için şuan daha iyi psikolojiye sahibim ama aile evine gittiğimde koruyamıyorum bu psikolojiyi. ailemi özlemiyor muyum özlüyorum ama beni anlamayan insanlara derdimi anlatmak o kadar zor ki bazen uzaktayken bile beni üzmeyi çok iyi başarıyorlar. ama ben kendime inanıyorum mesleğimi elime aldığımda onlar da bana saygı duyacak herkes öğrenecek bunu başardığımı. bu son sözüm sayfadaki herkese, benim gercekleşmesine ihtimal vermediğim hayallerim vardı zaman aldı ama birer birer gerçekleşiyorlar bu yüzden kendime inanıyorum, tam pes edip ümitlerimi kesmişken bir anda gerçekleşti ve ben şaşkına döndüm. ailemin benim fikirlerime saygı duyması imkansız neredeyse ama ben bundan bile ümitliyim artık, bir şeyleri başarabilmek işte o his harika sadece kendinize inanın.