Herkese merhaba! Bu yazdıklarımı okuyan ne halde okur bilmiyorum ama ben burada yazanları çoğunlukla ağlayarak okuyor oluyorum. Bunları da bir ağlama krizi sonrası yazıyorum.
Ben 19 yaşında, çoğunuz gibi muhafazakar bir ailede haklarını bilmeden büyüdüm. Büyüdükçe çevremdeki kızların hakkını gördükçe haklarımı öğrenmeye başladım ve ne yazık ki haklarımı öğrenmek bana hiç iyi gelmedi…
Haklarımı öğrendikçe zincirlerimin altında daha da dibe battım. Ben hayatımın en zor dönemlerini geçirdim son 2 yıldır. Büyümek mi bu yoksa benim hayatım mı bilmiyorum ama her şeyin ilki yaşandı. Depresyon, in***ar düşüncesi, “Evden kaçıp gitsem naparım?” diye ciddi ciddi düşündüğüm günler ve daha nicesi… İyi kötü çok şey yaşadım.
Ben 14 yaşında liseye başlarken çevreme özenerek ve bunun kaçınılmaz sonum olduğunu düşünerek kapandım ve son 2 senedir ciddi olarak açılmak istiyorum. Fakat hepiniz gibi ben de babamdan ve annemden çekiniyordum, ilk anneme geçen sene söyledim açılmayı düşündüğümü, o başta negatif karşılasa da gittikçe alıştı bu düşünceye ve bana bıraktı ama babama 2 senede bu konuyu bırak zerresinden bahsetmedim, bahsedemedim ve bahsetmenin hayalini bile kuramadım.
Son birkaç aya kadar her şey böyle gitti ve ben bahsetme hayalleri kurar oldum; sonra da açılma kararı aldım. Bu sene üniversiteye açık gitmek istediğimi öncelikle anneme söyledim, o da durumu bildiği için babama ilk o söyleyeceğini söyledi. Ve bir şekilde babama konuyu açtı. Okutmamakla tehdit edilsem de o güne kadar 0 olan cesaretim o gün zirveye çıktı. 2 senenin birikmişliği ile sinir krizi geçirdim yarım saat önce ve iyi ya da kötü kazanan ben oldum.
Peki neden iyi hissedemiyorum ben, neden bu kadar kötü hissetiriyor bana bunlar? Ben nedenini biliyorum. Çünkü ben babamın sevgisine muhtacım. İlgisine, takdirine muhtacım. En büyük korkum da hep bu oldu; onun sevgisinden mahrum kalmak…
Aşağıda babamın “Okumasın!” dediğini duyduktan sonra hissettiğim çaresizlik duygusunu buradan anlatabilmem imkansız ama sizler anlayacaksınız. Benim gidecek hiçbir yerim yok ve babam bunu bile bile bana her defasında bu duyguyu yaşatmaktan korkmuyor. Ben iki yıldır o mutsuz olacak, beni sevmeyecek diye kendimden feda ediyorum ama o hiç kızım mutsuz olacak, beni sevmeyecek diye kendinden değil feda; gözüne batacak bir kusuru görmezden gelemiyor. Ona göre bu bir kusur. Ben onun onca kusurunu görmezden gelip onu sevebilirken o bana bu duyguları yaşatıyor.
Biliyorum sizler kadar zor bir hikayem yok ama ben benim hayatım için imkansızı başardım; ondan sinirle de olsa “Tamam” lafını aldım ve artık tamamen açık olacağım. Buna inanmak güç benim için. Artık arkadaş edinirken kendim olabileceğim. İslam dinine inanmadığımı söyleyebileceğim, artık instagramda sanaldan tanıştığım insanlara açık fotoğraf atarken tereddüt etmeyeceğim.
Bunları okurken içinizden şunu geçireceksiniz; “Onun annesi var benim kimsem yok, onun ailesi benimkinden rahat, aaa iyi ama yine de ben asla yapamam” vesaire vesaire. Ben de hep bunları geçirirdim içimden her zaman herkesin hayatı benimkinden kolay gözükürdü gözüme ve hayal bile kurmaya korkardım, acı çekeceğim diye.
Ama gün geldi ben de gerçekten açıldım. Ben size durmayın bugün yapın diyemem ama şunu bilin bir gün yapacaksınız bir gün kendinizden geriye feda edecek bir şey kalmayacak. Bunu mutlu olmak için yapmayın, kendiniz için yapın çünkü bu size başlarda mutluluk getirmeyecek ama özgüven, özsaygı ve öz değer getirecek. Bunlar da uzun vadede size gerçek mutluluğu tattıracak. Okuduğunuz için teşekkür ederim ve hepinizin hikayesinde başarılar dilerim.